“Yüzde 40 genetik faktörler ve yüzde 60 çevre tarafından belirleniyor”
Bilimsel Science Advancess dergisinde yayınlanan makaleye göre araştırmacılar ilk defa özellikle biseksüellikle bağlantılı genetik varyasyonları keşfetti
Araştırma | Biseksüellik ile belirli genetik unsurlar arasında ilişki var
Çalışma aslında, doğal seleksiyonun neden daha az sayıda yavruya yol açan eşcinselliği destekleyen genetik unsurları yavaş yavaş köreltmediğini anlamayı hedefliyordu.
2019 yılında eşcinselliğin tek bir gen tarafından değil hem genomun birden fazla bölgesi hem de genetik olmayan faktörler tarafından belirlendiği sonucuna varan bir çalışma ortaya konulmuştu.
Zhang: Daha önce tek bir gen kategorisi altında topladığına inanılıyordu
O çalışmanın devamı niteliğindeki makalenin baş yazarlarından Jianzhi Zhang, son bulgularla ilgili AFP’ye verdiği demeçte “Daha önce insanların tüm eşcinsel davranışlarının tek bir gen kategorisi altında topladığına inanılıyordu ancak bunun aslında geniş bir yelpazeye yayıldığını fark ettik” ifadelerini kullandı.
“Eşcinsellik ve biseksüellikle bağlantılı genetik imzalar farklı”
Avrupa kökenli 450 binden fazla insanın gen haritasını içeren İngiliz veritabanı UK Biobank‘a dayanan çalışmada araştırmacılar, genetik verileri, anketlere verilen yanıtlarla çapraz referanslayarak eşcinsellik ve biseksüellikle bağlantılı genetik imzaların aslında farklı olduğu sonucuna vardı.
Biseksüellikle bağlantılı genetik belirteçlerin aynı zamanda erkek taşıyıcılarda güçlü bir risk iştahıyla da bağlantılı olduğu belirlendi.
Bu belirteçleri taşıyanlar aynı zamanda korunmasız cinsel ilişkiyi destekliyor gibi görünüyor, çünkü araştırmacılar aynı genetik belirtecin daha fazla sayıda çocuk isteğiyle de bağlantılı olduğunu tespit etti.
“Yüzde 40 genetik faktörler ve yüzde 60 çevre tarafından belirleniyor”
Yazarlar, çalışmanın sonuçlarının bu genetik belirteçlerin “muhtemelen bir üreme avantajını temsil ettiğini, bunun da geçen zamana rağmen doğal seleksiyon içerisinde kalıcılığını ve gelecekteki devamlılığını” açıklayabileceğini önerdiğini vurguladı.
Bu durumun aynı genin birçok farklı özelliği taşıyabilmesiyle açıklandığını belirten Zhang “Burada üç özellikten bahsediyoruz: çocuk sayısı, risk alma ve biseksüel davranış; hepsi (aynı) genetik unsurları paylaşıyor” ifadelerini kullandı.
Tersine, eşcinsel bir ilişkisi olmadığını söyleyen erkeklerde eşcinsellikle bağlantılı genetik belirteçler, daha az sayıda çocukla ilişkilendiriliyor ve bu da bu özelliklerin doğal seleksiyon içerisinde zamanla ortadan kaybolabileceğine işaret ediyor.
Bununla birlikte UK Biobank’tan elde edilen veriler, şüphesiz modern toplumlarda bu sorulara daha fazla açıklık getirilmesi nedeniyle, kendilerini biseksüel veya eşcinsel olarak ilan eden insanların sayısında onlarca yıldır artış olduğunu gösteriyor.
Yazarlar bu nedenle bir bireyin biseksüelliğinin yüzde 40 oranında genetik faktörler tarafından ve yüzde 60 oranında çevre tarafından belirlendiğini tahmin ediyor.