Yeşil Barış Hareketi, 23 Ocak seçimlerinde seçime katılan siyasi partilerin vizyon yoksunu vaatlerinin çevre açısından çok büyük yıkım getireceğini belirterek, ülkede yaşanan çevre olaylarında siyasilerin çok büyük rolü olduğunu hatırlattı
23 Ocak seçimlerinde yağmaya dur deme zamanı!…
- Anayasa ve yasalar çiğnenerek, rant uğruna ormanlar, kıyılar, dağlar yağmalandı.
- Bizleri çevreyi korumak için devlete karşı onlarca dava açmak zorunda bırakan siyasiler şimdi ne hakla oy istiyorlar.
- Ciğer kediye teslim edilmemelidir. Vizyondan yoksun vaatler çok ürkütücü ve tehlikeli…
- Çevreyi hiçe sayan, doğaya saygı duymayan siyasiler halkı ve insanları sevemez.
- Plansız yapılaşma, birileri para kazanacak diye ülkeye; “sadece tüketen”, çevreyi “kirleten” yoğun bir “kalabalık” taşınmasına neden olacaktır.
- Hesapsız büyüme, ülkemizi kaldıramayacağımız boyutlarda pahalılığa ve yokluğa boğacaktır.
- Geleceğinizle ilgili kararları hiçbir zaman başkalarının insafına terk etmeyiniz!
- Oylarınızı kararlılıkla, hak edenlere vererek, sadece rant ve çıkar için koltuklara yapışanları yerlerinden sökünüz.
Şimdi yapacağınız doğru seçim ile yağmaya dur diyerek hesap sorma zamanı!…
Yeşil Barış Hareketi’nden yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
Güzelim ülkemizde yıllardır her gün devlet eliyle sayısız çevre suçları işlenmekte, ya da işlenmesine çanak tutulmaktadır.
Kendi Anayasasını ve yasalarını çiğneyen, rant uğruna ormanları, kıyıları, dağları yağmalatarak berbat eden, bizleri çevreyi korumak için devlete karşı onlarca dava açmak zorunda bırakan siyasiler bizden yine oy istemektedirler. Ortaya konulan vaatler, hiç güven verici ve inandırıcı olmaması bir yana, oldukça ürkütücü ve tehlikelidir…
Biz her gün çalan değil, Ülkemizi, doğayı ve insanlarını seven politikacılar istiyoruz. Ülkeyi ve ülke kaynaklarını tükenme noktasına getiren, mahkeme kararlarını uygulamayan, kıyı ihlallerini durdurmayan, çevreyi hiçe sayan, doğaya saygı duymayan siyasilerin halkı ve insanları sevmesi mümkün değildir.
Kimse aklımızla dalga geçmesin!…
Kimse aklımızla dalga geçmesin!…Bir zamanların mutlu ve güler yüzlü insanlarının gelinen bugünde ne hale geldiği ortadadır. İnsanlarımız ve doğamız, yapılan yanlışlar yüzünden yaşam kavgası verirken, çözüm bekleyen sayısız sorunlar ortada dururken, onları ve olanları görmezden gelerek doğamızı ve kaynaklarımızı bozdurup bozdurup harcamak hiçbir akla uygun değildir.
Dünyada, ülkesini parsel parsel satarak düzlüğe çıkan bir tek ülke yoktur! Kıyılarımız, ovalarımız, derelerimiz demeden her yeri apartman şantiyesine döndürmek, kalkınmak değil, ülkeyi intihara sürüklemekten farksızdır… Plansız yapılaşma, birileri para kazanacak diye ülkeye; sadece tüketen, çevreyi kirleten yoğun bir kalabalık taşınmasına neden olacaktır.
Bunun sonucunda, verimli tarım alanları azalacak, gıda ve yiyecek üretim alanları daralacak, su, enerji ve altyapı yetersizliğinden dolayı güzel ülkemiz yaşanamaz hale gelecektir. Mevcut kıt kaynaklarımızı daha çok kişiyle paylaşmak, bizim şu andaki payımızı daha da hızla azaltacak, “hesapsız biçimde” vizyondan yoksun plansız büyüme, ülkemizi kaldıramayacağımız boyutlarda pahalılığa ve yokluğa boğacaktır. O nedenle, yapılması gereken, doğa ile barışık, çevreye ve insana saygılı, planlı ve bilinçli, üretken bir toplum hedeflemek olmalıdır.
Geleceğinizle ilgili kararları hiçbir zaman başkalarının insafına terk etmeyiniz! Ciğeri kedinin boynuna asmayınız! Kendi geleceğinizi ve çocuklarınızın geleceğini kendi iradenizle belirleyiniz… Şimdi, bu güç şu anda sizin ellerinizdedir… Sandığa eksiksiz gidip, oylarınızı kararlılıkla, hak edenlere vererek, “sadece rant” ve “çıkar” için koltuklara yapışanları yerlerinden sökünüz…