GenelKıbrısManşet

Grup Yorum üyeleriyle 1985’den bu yana Grup Yorum’u konuştuk

Onlar Türkiye’de her dönemin yasaklıları… Onlar Türkiye‘de her dönem iktidarların istenmeyenleri… Onlar Türkiye’deki milyonları bir alana toplayabilen, onlar devrimci sanatın temsilcileri, onlar direnmek için yaptıkları ölüm oruçlarında ölümsüzleşen Grup Yorum‘un üyeleri…

Soldan sağa, Berdan Efe, Sena Erkoç, Eylem Eroğlu, Umut Gültekin

Kıbrıs‘a uzun yıllar sonra konser vermek için gelen Grup Yorum‘un üyeleri Sena Erkoç (Solist), Umut Gültekin (Solist), Eylem Eroğlu (Baterist) ve Berdan Efe (Perküsyon) ile Lefkoşa‘nın güneyinde bulunan Cafe Valitsa‘da (Καφενείο Βαλίτσα) samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

Kıbrıs’ın kuzeyinde en son 2015 yılında yapılan Alaniçi Hasat Festivali‘nde sahne alan Grup Yorum, bu kez de Kıbrıs Cumhuriyeti‘ne yani Kıbrıs’ın güney yarısına geldi. Konserden önce Lefkoşa’nın güneyinde şirin bir cafe olan Cafe Valitsa’da bir araya gelip sohbet etme imkanı bulduğumuz grup üyeleri, Grup Yorum’un kurulduğu 1985 yılından bu yana yaşananların özetini çıkardı, bugün hala Türkiye’de konser yasaklı durumda olduklarını anlattı.

“2015’den itibaren konser hakkımız engellenmeye başlandı”

İşte o röportajımız;

Soru: Uzun bir aradan sonra Kıbrıs’a konser için geldiniz. Neden bu kadar uzun sürdü ve kuzeyde de yeni konserler olacak mı?

Umut Gültekin:

Umut Gültekin

Helin Bölek ve İbrahim Gökçek‘in direnişinden sonra, Kasım ayında Enternasyönel Sanat Cephesi‘ni kurduk. Cephenin Kıbrıs komitesiyle bu konseri kararlaştırdık, onlar da bize yolu açtılar ve buraya geldik. Burada olmaktan çok mutluyuz. Bu konser, bütün dünyada Helin ve İbrahim’in direnişini anlatmak üzerine kurulu olan programımızın bir parçası.

Sena Erkoç:

Sena Erkoç

Kıbrıs’ta en son 7-8 yıl kadar önce bir konser vermiştik ve o tarihlerden bu yana da çok konser veremedik açıkçası. 2015’den itibaren konser hakkımız engellenmeye başlandı. İstanbul’da “Bağımsız Türkiye Konserleri” yapıyorduk, son konserimize 1 milyon kişi gelmişti. Tüm Anadolu’da konserlere katılım büyüyünce, AKP faşizmi buna bir saldırıyla cevap verdi. Sonrasında da konser hakkımızı savunabilmek için halkımızla alanlara çıktık ve bir eylemlilik hali oluştu.

“1987’de de devrimci mücadele biçimi olarak “Sıyrılıp Gelen” adıyla ilk albüm ortaya çıktı”

Soru: Grup Yorum’un temelleri ne zaman atıldı? Nasıl ortaya çıktı?

Umut Gültekin:

1980 cuntasından sonra ciddi bir apolitikleştirme politikası vardı Türkiye’de. Grup Yorum’un oluşumu da aslında buna yakın bir tarihte, 1984’de hapishanelerde başlatılan “ölüm orucu direnişi”yle başladı. Grup Yorum burada, tutsak ailelerinin kurduğu bir örgütlenme çevresinde örgütlenen üniversiteli gençler tarafından ortaya çıkarıldı. Bu dört üniversite öğrencisi, eylemlerde ve gidilen her yerde direnişi büyütecek çağrılar yaptılar, şarkılar söylediler.

Grup Yorum: Sıyrılıp Gelen - Plak | Opus3a

1987’de de devrimci mücadele biçimi olarak “Sıyrılıp Gelen” adıyla ilk albüm ortaya çıktı.

“Grup Yorum faşist ve emperyalist iktidarlar için bir tehlike haline geldi”

Soru: Grup Yorum kimleri rahatsız ediyor, iktidarlar tarafından neden istenmeyen durumda?

Umut Gültekin:

İktidarların korktuğu nokta şurası; Grup Yorum’un şarkılarının içerikleri. Çünkü biz, devrimci mücadelede hayatını kaybeden devrimcileri, vatanını seven insanları anlatıyoruz. Grup Yorum albümleri Türkiye devrimci tarihinin aynası gibidir. Grup Yorum onları unutturmamış ve tarihe nakşettirmiştir. Halkın duygu ve düşüncelerini yansıtan bir misyon yüklenmiştir.

Durum böyle olunca, milyonlar konserlerde bir araya gelip “kahrolsun faşizm, kahrolsun emperyalizm” sloganları atınca, Grup Yorum faşist ve emperyalist iktidarlar için bir tehlike haline geldi. Bunun için onlara göre Grup Yorum susmalıdır.

“Almanya’da nişanımızı bastılar, kendi nişanımızda ‘Grup Yorum şarkıları söyleyemezsiniz’ dediler”

Bizim sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da konserlerimiz engellendi. En son bizim nişanımızda yaşandı bu durum (Sena ve Umut aynı zamanda nişanlılar). Almanya’da nişan törenimizi polis bastı. Nişandan önce bize “Grup Yorum şarkıları söyleyemezsiniz” dediler. Biz bunun bir nişan töreni olduğunu ve burada kendi şarkılarımızı söyleyebileceğimizi anlattık, dinlemediler, “Nişanı basarız” die tehdit ettiler, biz de “Gelin” dedik.

Geldiler ve engel olmaya çalıştılar ama direndik ve karşı koyduk. Yani bir nişana saldıracak kadar korkmuş durumdalar.

“Avrupa’da özgürlükler, onların düzeni açısından bir tehlike oluşturmadığınız sürece evet var”

Soru: Avrupa’da doğup büyüdünüz, peki Avrupa gerçekten anlatıldığı kadar özgürlükler merkezi mi?

Umut Gültekin:

Avrupa’da özgürlükler, onların düzeni açısından bir tehlike oluşturmadığınız sürece evet var. Tehlike oluşturduğunuz zaman ise onlar da faşizme başvuruyor. Biz orada 15 bin katılımlı “Irkçılığa ve yozlaşmaya karşı tek ses tek yürek” sloganıyla konser verdik. Aslında herkesin katılabileceği ne kadar doğru bir slogan değil mi?

Ama ne oldu, o konserlerden sonra Almanya Anayasa Koruma Örgütü “Grup Yorum tehlikelidir, 15 bin insanı bir araya toplayıp kahrolsun faşizm dedirtebiliyor” korkusuna kapıldı.

Sonrasında da vize engelleri başladı, Şengen vize yasaklarıyla birlikte Türkiye’deki arkadaşlarımız yurt dışına çıkamaz oldu. Grup Yorum’u Avrupa’da da susturma girişiminde sürekli bulunuyorlar.

“Grup Yorum devrimci ve örgütlü bir müzik grubu”

Mitralyöz - Ayçe İdil Erkmen Fotoğraf Albümü by Ayçe İdil Erkmen

Soru: 1985’den bu yana kaç üyenizi kaybettiniz?

Umut Gültekin:

Toplamda 87 kişi gelip geçti Grup Yorum okulundan, şehitlerimizden Helin ve İbrahim dışında Ayçe İdil Erkmen var. 1996 yılındaki ölüm oruçlarında direnişçi olmuş ve şehit düşmüştür. İdil Kültür Merkezi’miz de adını ondan alıyor.

Grup Yorum devrimci ve örgütlü bir müzik grubu, yorumcu olmak aynı zamanda devrimcilik yapmaktır. Bir kolektifin içine girmek, ideolojik olarak düzenden kopmak anlamına geliyor. Sadece müzik zevkiyle anlatılacak bir şey değil.

Sena Erkoç:
O yaşamı bizzat yaşamadan, halkının sanatını yapabilmek, halkının acılarını anlamadan bu sanatı üretmek mümkün değil. Bizzat o direnişçilerin içindeyiz, sanatımızı güçlü kılan da budur.

“Bizi halka terörist gibi göstermeye çalışıyorlar”

Grup Yorum’un 25. Yıl İnönü Stadı 55 Bin kişilik konseri

Soru: Şu an Türkiye’de konser verebiliyor musunuz?

Umut Gültekin:

“Şu an yapamıyoruz ama yapacağız. En son internet konserleriyle aşmaya çalıştık sansürü, orada da Valilik prova yaptığımız ve çekim yapacağımız yeri (Ferhan Şensoy Tiyatrosu) yasaklandı, arkadaşlarımız prova sırasında göz altına alındı. İnternetten bir şey yayınlamak bile irade savaşına dönüştü

Soru: Ne sebeple göz altına alıyorlar?

Umut Gültekin:

Grup yorum üyesisin diyorlar, İdil Kültür Merkezi’ndesin diyorlar ve bizi kriminalize etmeye çalışıyorlar. Sultan Gökçek (İbrahim Gökçek’in eşi) ve Betül Varan 10 yıl 7 ay hapis cezası aldılar, gerekçe ise sadece şuydu; Grup yorum üyesi olmak.

Orada diğer üyelere verilen göz dağı da şuydu; “Grup yorum üyesi olmaya ve bu şarkıları söylemeye devam ederseniz, sizin de başınıza bunlar gelir”

Bizi halka terörist gibi göstermeye çalışıyorlar. Ancak biz devrimciliğe ölümüne inanıyoruz ve mutlaka zaferi kazanacağımızı biliyoruz. Bundan dolayı rahatız.

Kitaplar, film çalışmaları…

Grup Yorum on Twitter: ""Adım Adım Halk Sanatçılığı" Kitabımız Çıktı! Devrimci sanatçılık geleneğini büyütüyoruz! Yeni çıkan kitabımızı okuyalım, okutalım! Kitabımızı aşağıda ki linkten indirebilirsiniz: https://t.co/XCb6eQp1Zr https://t.co/8e5H6yUZT1 ...

Soru: Müzik dışında hangi sanat dallarıyla ilgili çalışmalarınız var?

Sena Erkoç:

Her alanda üretiyoruz, sadece son 1 yılda Helin ve İbrahim abiden sonra her birimiz birer ikişer kitap yazdık, sanat kitapları yazdık, 2 cilt “Adım Adım Halk Sanatçılığı” brörüşümüz çıktı, “Grup Yorum El Kitabı”nı çıkarttık, şiir kitapları çıkardık, toplamda 20’nin üstünde kitabımız çıktı.

Film çalışmamızın ikincisi “Mahalle” filmi 7 yıl sonra 16 Mayıs’ta Paris’te ilk prömiyerini yapacak. Sonrasında da 9 ülkede vizyon girecek ancak bu ülkeler arasında malesef Türkiye yok. Ama biz kendi gösterimlerimizi de yapacağız, sinemalarla sınırlı kalmayacağız.

Filmin hikayesi; mücadele. Film setinin basılmasından, yönetmen İnan Altın’a yapılan baskılara ve hatta illegal koşullar altında çalışmaya kadar birçok badire atlattık.  Bütün bunlara rağmen filmi bitirdik, 100’den fazla halktan insanın emek verdiği bir film oldu. Helin ve İbrahim’e 2 sözümüz vardı, birincisi konser, ikincisi film. Yerine getirebilediğimiz için gururluyuz.

“Uyuşturucu çetelerinin polisle iş birliği var”

Grup Yorum on Twitter: "“MAHALLE”; uyuşturucu çetelerine ve yıkımlara karşı verilen mücadeleye odaklanıyor. Mahallelerde yaşananları bizim gözümüzden izleyin istedik. Setimiz basıldı ama durmadık, animasyonla tamamladık.Halkın sanatının ...

Soru filmin konusu ne?

Umut Gültekin:

Mahallelerde uyuşturucuya karşı polis destekli çetelerle mücadele anlatılıyor. Gerçek bir hikaye; İstanbul Gazi mahallesinde bir dönem; Gazi Karakolu ve arkasında da Adana mahallesi denen bir yer vardı ve bütün uyuşturucu oradan geliyordu. Oradan mahalleye gelen tek yol da karakolun yanından geçen yoldu, yani polisler camdan baksalar yakalayacaklardı. Böyle bir ortamdan bahsediyoruz.

Ancak bu çetelerin polisle iş birliği vardı. Uyuşturucu baronlarıyla poz veren devlet görevlileri ve Bakanlar var şu an Türkiye’de. O kadar pervasız durumda her şey. Film bir yandan bunu anlatıyor bir yandan da kentsel dönüşümü anlatıyor.

Filmdeki mahalle İstanbul’un en güzel mahallerinden biri olan Armutlu mahallesi. Denize nazır bir mahalle, orayı kentsel dönüşüm altında zenginlere peşkeş çekmek, yoksulları oradan atmak istiyorlar. Buna karşı nasıl örgütlenilebileceğini anlatan bir film.

“Bizi hep beceriksiz, Avrupalıları ise yetenekli, zeki, becerikli insanlar olarak gösterdiler ancak bunun tek bir adı vardı; ırkçılık”

Grup Yorum kimdir? Grup Yorum üyeleri kimler? - Timeturk Haber

Soru: Avrupa’daki medeniyet ve özgürlükler noktasında neler söylersiniz?

Sena Erkoç:

Biz hepimiz Avrupa’da, emperyalizmin göbeğinde, bize özgürlüklerin ve medeniyetin merkezi diye anlatılan o ülkelerde doğup büyüdük. Biz ne gördük; aşağılanmadan ırkçılığa kadar her şeyi gördük.

Biz kültürel olarak Anadolu zenginliklerini devrimcilik ve Grup Yorum şarkılarıyla öğrendik. Bizi hep beceriksiz, Avrupalıları ise yetenekli, zeki, becerikli insanlar olarak gösterdiler ancak bunun tek bir adı vardı; ırkçılık. Aslında biz çok daha pratik, hayatın içinde olan bir halkız, bir kıyas yapmıyoruz ancak bunları söylemek zorunda kalıyoruz.

Umut Gültekin:

Avrupa’da öyle bir ırkçılık varki, bazı çocuklar Türklüklerinden utanacak duruma getiriliyor. Siz ne kadar almanyalı, Hollandalı ya da oralı olursanız, o kadar medeni oluyor ve kabul görüyorsunuz. Bu ruh halini çocukluktan itibaren işliyorlar size.

Bizim oradaki sol örgütlerle de ilişkilerimiz var, onlarla konuşurken bile bir üstencilik yaptıklarının farkında değiller, o kadar yerleşmiş yani bu durum.

Grup Yorum” Peo Tiyatrosu'nda konser verecek

Sena Erkoç:

Bu çok açık bir politika. Emperyalizm Yugoslavyay’ı 7 ülkeye böldü. Ayrımcılık da aynı politika ürünü, böl-parçala-yönet. Ama aslında sorun sınıfsaldır; ezenler ve ezilenler, yoksullar ve zenginler vardır.

Biz kendi kültürümüzü öğrenmek zorundayız yoksa geleceğimizi kuramayız. Bizim başka hiçbir ırka yaranmak gibi bir derdimiz yok, olmamalı.

“AKP bizim açımızdan vatan hainidir. ABD’nin gelmiş geçmiş en iyi iş birlikçisidir”

Grup Yorum üyelerinin hepsi tutuklandı

Soru: Grup Yorum neden marjinal olarak lanse edilior?

Sena Erkoç:

Bu tamamen bir demagoji. Bizim ülkemizdeki AKP bizim açımızdan vatan hainidir. ABD’nin gelmiş geçmiş en iyi iş birlikçisidir. Vatansever olmak anti-emperyalist olmaktan geçer, vatanın için mücadele etmezsen ben vatanseverim diyemezsin. Ancak milliyetçi duyguları çarpıtarak bunu yapıyorlar.

Halkımızın emperyalist duygularının ne kadar yüksek olduğunu da biliyorlar. O demagojiyi ne kadar yaparlarsa yapsınlar, biz insanlara ulaşabiliyoruz.

“Bu tercih bizim tercihimiz değildi, İbrahim abi ölüm orucundayken kendisi diyordu ‘Ben yaşamak istiyorum’ diye”

Helin Bölek / İbrahim Gökçek

Soru: Ölüm orucu direnişi yapmanızla ilgili eleştiriler var. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

Umut Gültekin:

Bunun nedenini çok sade anlatacaksak şöyle diyebiliriz; biz eğer direnmeseydik bizi yok edeceklerdi, direnmeseydik siyasi olarak da yok olacaktık, ne direniş şarkıları söyleyebilecektik ne de direnenlerin şarkılarını söyleyebilecektik. 37 yıldır yaptığımız şeyi yapamayacaktık.

Terör listelerine alındık, İdil Kütür Merkezi’miz periyodik olarak baskına uğruyor, arkadalarımız işkencelerle göz altına alınıyor.

Bu tercih bizim tercihimiz değildi, İbrahim abi ölüm orucundayken kendisi diyordu “Ben yaşamak istiyorum” diye. Ama bu direnci göstermezsek o şarkıları söyleyemeyiz.

“İktidarlar diyor ki; ‘Grup Yorum terörize edilmeli ve halktan koparılmalı’ ama bunu başaramıyorlar, başaramayacaklar”

Feda (albüm) - Vikipedi

Soru: Türkiye’dek iktidarlar arasında en baskıcı olanı sizin açınızdan hangisi oldu?

Umut Gültekin:

Her iktidar sürecinde Grup Yorum her türlü baskıyla karşılaştı. Mesela 90’larda “sadece sahnede olun, eylemlere gitmeyin”baskısı vardı. O zaman öyle hizaya getirmeye çalışmışlardı ancak o dönemdeki Grup Yorum üyeleri de bunu kabul etmemişlerdi.

2000’lerde ise albümlerimiz yasaklandı, “Feda” albümümüz toplatıldı ve “başka şarkılar söyleyin” baskısı geldi. Onu da kabul etmedik. Bugün Grup Yorum’un çizgisi çok net ve ideolojik olarak nerede durduğu da belli. İktidarlar tarafından “ya yok edilecek ya da yok edilecek” noktasında. Diyorlar ki; “Grup Yorum terörize edilmeli ve halktan koparılmalı”. Ama bunu başaramıyorlar, başaramayacaklar.

“Hepimiz devrimciyiz, en mutlu olduğumuz nokta bu”

Berdan Efe

Soru: Okuyucu ve dinleciler için son olarak neler söylemek istersiniz?

Berdan Efe:

Hepimiz devrimciyiz, en mutlu olduğumuz nokta bu. Özgür ve mutlu hissediyorum, devrimci sanatı yapmanın ayrı mutluluğu var, her şeyi hep birlikte yapıyoruz.

” ‘Grup Yorumcu olmak’ olmak hayatımızdaki en güçlü tercihtir”

Sena Erkoç:

Onur ve gurur verici bir yerdeyiz, Helin ve İbrahim abiden sonra bu mücadeleyi sürdürmek hepimize daha büyük sorumluluk yüklüyor, “Grup Yorumcu olmak” demek, o düzenden kopmak ve farklı bir yaşama ayak basmak demek. Birlikteyiz, güçlüyüz, sorunlarımızı çözebiliyoruz, kurtuluşumuz için mücadele ediyoruz, “Grup Yorumcu olmak” olmak hayatımızdaki en güçlü tercihtir.

“Bana devrimci ve siyasi kimliğimi verdi”

Umut Gültekin:

“Grup Yorumcu” olduğumdan beri her şeyimle kendimi yeniden yarattım. Yeni bir kişiliğe büründüm, öğrendiklerim ve yaptıklarımla, o deneyimlerle yeni bir kişilik oluştu. Bana armağan ettiği şey bu oldu, bana devrimci ve siyasi kimliğimi verdi.

Eylem Eroğlu

Eylem Eroğlu:

Benim için de onurlu ve gururlu bir şey burada olmak. Bu kolektifin içinde, içindeki gücü ortaya çıkabiliyorsun, onunla birlikte büyüyorsun, biz de aşağılandık, adaletsizlikleri gördük ve anladık ki devrimci olmak yüzde 100 bir zorunluluktur.

“Herkesi faşizm ve emperyalizme karşı mücadele, dayanışmaya çağırıyoruz”

Umut Gültekin:

Yeni bir ölüm orucu direnişi var Türkiye’de; Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım ölüm orucu direnişindeler. Çünkü yapılan adaletsizlikler devam ediyor, adil yargılanma hakkı direnişi devam ediyor. Çağrımız dünya halklarına; Bu mücadele sadece Gökhan ve Sibel’le sınırlı değil, faşizm ve emperyalizme karşı mücadele, dayanışmaya çağırıyoruz.

Grup Yorum PEO Tiyatrosu’nda konser verdi

Röportajın ardından Grup Yorum, 15 Nisan Cuma günü PEO (Solcu İşçi Sendikaları) Tiyatrosu’nda hem kuzeyden hem de güneyden dinleyicisi ile buluştu.

Grup Yorum’a sahnede devrimci kimliğiyle bilinen Kıbrıslırum sanatçı Yorgos Kaloyiru eşlik etti.

Notlar:

Helin Bölek&İbrahim Gökçek: Grup Yorum konserlerinin yasaklanmasından sonra ölüm orucu direnişine başlayan Gelin Bölek 288 gün süren direnişin ardından 3 Nisan 2020’de, İbrahim Gökçek ise 324 gün süren direnişin ardından 7 Mayıs 2020’de hayatlarını kaybetmişlerdi.

Sibel Balaç&Gökhan Yıldırım: KHK ile ihraç edilen öğretmen Sibel Balaç’ın 4 Ocak 2022’de ve Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutsak Gökhan Yıldırım’ın adil yargılanma talebiyle 10 Ocak 2022’de başlattıkları ölüm orucu bugün hala devam ediyor.

Ayçe İdil Erkmen: Çeşitli devrimci müzik gruplarında çalışan Erkmen, 1994 yılında tutsak düştü. Tahliyesine az bir zaman kala başlatılan ölüm oruçlarına gönüllü olarak katıldı. 26 Temmuz 1996’da hayatını kaybetti.

Röportaj: Pınar Barut
Fotoğraflar: Kadir Sidal











Başa dön tuşu