Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Girne Milletvekili ve Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkan Vekili Fikri Toros, ‘gayrı meşru UBP-DP-YDP hükümetinin’ sürdürdüğü çözümsüzlük politikasının ülke ekonomisine zarar verdiğini vurguladı
Toros: ‘Çözümsüzlük çözümdür’ diyen ayrılıkçı zihniyet, ülke ekonomisine zarar veriyor
Toros, 2023 Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın görüşülmeye başlanması nedeniyle Meclis’te konuşma yaptı., konuşmasında ‘gayrı meşru UBP-DP-YDP hükümetinin’ sürdürdüğü çözümsüzlük politikasının ülke ekonomisine zarar verdiğini vurguladı.
Toros; “Çözümsüzlüğü çözüm olarak kabul eden, süregelen siyasi koşulları normalleştirmeye çabalayan, dünyayla bütünleşmekten, plan ve program yapmaktan ısrarla imtina eden ayrılıkçı ve yalnızlıkçı zihniyet yönetimde olduğu müddetçe, Kıbrıs Türk halkı layık olduğu yapının hayli gerisinde kalmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“Uluslararası toplum ve hukuktan tecrit edilmek ve yaptırımlardan dolayı maruz kalınan sınırlamalar ekonomiyi bu noktaya getirdi”
Toros’un konuşmasının tamamı şu şekilde:
“Bütçe olgusunun sadece rakamlardan ibaret olmadığını, esasen bir performans öngören nitelikte olması gerektiğini anlattık. Ülkemizdeki ekonomik aktivitenin büyütülmesi, bunun yanında işsizliğin azaltılması, sağlık, eğitim, turizm, ticaret ve sanayi alanlarının küresel rekabet koşullarına göre yeniden şekillendirilmesi gibi birtakım siyasi ve makroekonomik hedeflerin, bütçenin temel unsurları arasında olması gerektiğini anlattık.
Kıbrıs’ın kuzeyinde fert başına düşen yıllık ortalama gelir takriben 11,000 dolara düşmüştür. Bu da Güney’e kıyasla takriben üçte bir, bir başka küçük ada ülkesi olan Malta’ya kıyasla ise takriben dörtte bir seviyededir.
Kamuya bağlı olmak yerine, hizmet ve üretim odaklı büyümek ve kalıcı istihdam yaratmak isteyen özel sektör, kontrolumuz ötesi bir enflasyon canavarı, istikrarsızlık ve daralmanın domine ettiği koşullar altında, finansal sağlığını korumakta zorlanmaktadır. Kıbrıs Türk ekonomisinin bugün geldiği noktanın başlıca sorumlusu 59 yıldan bu yana devam eden ve ivedilikle çözümlenmeye muhtaç olan Kıbrıs sorunu nedeniyle, Uluslararası toplum ve hukuktan tecrit edilmiş olmak ve yaptırımlara maruz bırakılmaktan kaynaklanan malum sınırlamalardır.
“AB stratejileriyle uyumlu ve sürdürülebilir bir kalkınma vizyonumuz yok”
Kıbrıs’ın bir bütün olarak tam teşekküllü bir Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen, AB hukuku, Avrupa Ekonomik Bölge, tek pazar ve Euro Bölgesi dışında bırakılmamızla ilgilidir.
En az bunlar kadar, ilgili AB stratejileriyle uyumlu sürdürülebilir bir kalkınma vizyonunun olmamasıdır.
Çözümsüzlüğü çözüm olarak kabul eden, süregelen siyasi koşulları normalleştirmeye çabalayan, dünyayla bütünleşmekten, plan ve program yapmaktan ısrarla imtina eden ayrılıkçı ve yalnızlıkçı zihniyet yönetimde olduğu müddetçe, Kıbrıs Türk halkı layık olduğu yapının hayli gerisinde kalmaya devam edecektir.
Ayrılıkçı, korumacı ve yalnızlıkçı bir zihniyetin yönetimde olması, siyasi önceliklerin sosyal ve ekonomik mülahazaların önüne geçmesine neden olmaktadır. UBP-DP-YDP hükümeti, dünyadan kopuk ve öngörülemeyen bir enflasyonist ortama rağmen, TL kullanmanın ne büyük bir şans ve ayrıcalık olduğunu savunmaktadır.
“Bu hükümet sadece Türkiye’nin mali yardımıyla refah içinde yaşanabileceğine inanıyor”
Ayrıca, bu hükümet sadece Türkiye’nin mali yardımıyla ayakta durulabileceği ve hatta refah içinde yaşanabileceğine inanmaktadır. Bu da, sadece statükoya hizmet eden siyasi konuların öncelenmesine, ekonomik ve mali konuların ise sadece yardımlara dayalı olarak ele alınmasına neden olmaktadır!
Ekonomik ve mali yapımızı doğrudan etkileyen TL’nin para ve faiz politikaları zemininde herhangi bir planlama ve/veya uygulama yapmamız elbette mümkün değildir. Bu yüzden, mevcut siyasi koşullar devam ettiği müddetçe Türk Lirası kullanmak durumunda olsak da, Avrupa Komisyonundan mali ve teknik destek alarak Euro bölgesine entegre olabileceğimiz güne kadar olan sürede ön hazırlık sürecinin başlatılması, böylece alım gücünün ve sermaye yapılarının korunması ve bütçenin öngörülebilirliği açılarından şarttır ve kaçınılmazdır.
Ticaretimizin de ithalat yoğunluklu olması nedeniyle, sürekli olarak çarpan etkisiyle enflasyon ithal eder durumdayız. Bu nev-i şahsına münhasır durum nedeniyle, ekonomimizin üzerine yaslanabileceği, ve plan-program yapabileceği yegane enstrüman maliye politikalarıdır.
“Elektronik Şans Oyunları, Crypto ve kaldıraçlı Forex işlemleri yasaları ivedilikle Meclise gönderilmeli”
Gerçek anlamda bir ekonomik büyümeye engel olan bu olumsuzlukları uzun bir süre boyunca yaşamakta olduğumuz herkesin malumudur. Dolayısıyla gelirlerin arttırılması ve mali disiplin elde edilebildiği kadar harcama yapılması, borçlanma ihtiyacını asgariye indirme, hatta ortadan kaldırma noktasında zaruridir.
Gelirlerimizin arttırılması gerekliliği bağlamında halen mevzuat dışında olan ve dolayısıyla vergilendirilemeyen ekonomik faaliyetlere ilişkin yasal düzenlemeler daha fazla geç kalmadan yapılmalıdır. Bu bağlamda, defalarca dile getirdiğimiz Elektronik Şans Oyunları, Crypto ve kaldıraçlı Forex işlemleri yasaları ivedilikle Meclise gönderilmeleri gerektiğini bir kez daha vurguluyorum.”