Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Ozan Elmalı, gazetemizin gündemi meşgul eden “Ülkeyi cemaatlere teslim ettiler” başlıklı haberine atıfta bulunarak, yapılanların “ahlak” öne çıkarılarak “din” kisvesi altında yapıldığını ancak asıl amacın siyasi olduğunu söyledi
Elmalı: Kontrolsüz bir durumun olması, çocukları istismara açık bir hale getiriyor
Özgür Web TV‘de yayınlanan Özgür Yorum programında Damla Dabis‘in sorularını yanıtlayan Elmalı, ülke genelinde her geçen gün yaygınlaşan dini yapılanmalarve cemaat-tarikat evleri konusundaki temel meselenin “kontrolsüzlük ve denetimsizlik” olduğunu söyleyerek, çocukların eğitim alacağı ortamların devlet tarafından kontrol ediliyor olması gerektiğini vurguladı.
Elmalı, “Acaba burada verilen eğitimler çocukları nereye götürüyor? Hangi bilgileri aktarmayı hedefliyor? Burada kontrolsüz bir durumun olması, çocukları istismara açık bir hale getirmesinin dışında bir de belli bir siyasi amaç doğrultusunda bir güdülemeyi beraberinde getirecek örnekler oluşturuyor” dedi.
“Yapılanlar; ‘din’ adı altında yapılıyor fakat amaç siyasi”
Yakın geçmişte Türkiye’de yaşanmış birçok örnek olduğunu, bunlardan sonuncusunun da 6 yaşındaki çocuğunu evlandiren tarikat liderinin bulunduğu Hiranur Vakfı olduğunu hatırlatan Elmalı, Elazığ’da da bir yurtta yaşayan bir Tıp Fakültesi öğrencisinin video çekerek intihar ettiğini de anımsattı.
Elmalı, “Erzurum’da, Hatay’da, farkı birçok derneğin kontrolündeki yurtlarda istismarların ortaya çıktığını çok iyi biliyoruz. Nedir buradaki hedef? Amaçları nedir? Ahlak ön plana çıkarılmaya çalışılıyor, yapılanlar ‘din’ adı altında yapılıyor fakat aslında siyasi bir amaç hedefleniyor” dedi.
“Devleti ele geçirmeyi hedefliyorlar”
Elmalı şöyle devam etti;
“Türkiye’de yaşanan örneklerden de gördüğümüz gibi; aslında bürokrasiyi kullanarak devletin içerisinde olmayı, bunun için de eğitimi kullanmayı hedefliyorlar ve günün sonunda da aslında bir siyasi beklenti çerçevesinde devleti ele geçirmeyi hedefliyorlar.
En son Fetullah Gülen Vakfı‘nın yaşadığı mesele, bunun da iyi bir örneğidir. Dolayısıyla burada çok büyük bir risk vardır. Devleti yönetenlerin -her ne kadar şu an burada çok büyük bir başıboşluk ve kontrolsüzlük söz konusu olsa da- bunu değerlendirmesi lazım.
“Yıllardır kamusal eğitime bir yatırım yapılmadı”
Kamuya eğitim özelinde baktığımız zaman; yıllardır kamusal eğitime bir yatırım yapılmadığını çok net görebiliyoruz.
Özellikle eğitim özelinde; kamusal hizmetlerin geliştirilmeyerek ne yapılmaya çalışıldığına bakmamız lazım. Amaç bir boşluk yaratıp, bir ihtiyaç ortaya çıkarıp, ‘nasıl olsa bizim çocuklarımız burada yeteri kadar iyi hizmet alamıyor’ algısını oluşturup belli noktalara kanalize etmeye çalışmak mıdır bunu yaparken?
Eğitim bacağında, bürokratik yolları da kullanarak devletin içerisine girmek ve kendi ideolojisinde bir insan yetiştirme amacı vardır. Bu çok net görülüyor.
“Boşluk oluştukça hareket alanı buluyorlar”
Boşluk oluştukça hareket alanı buluyorlar ve o hareket alanıyla birlikte insanların manevi duygularını da, ekonomik durumlarının elverişsizliğini de kullanarak çocuklarını böyle alanlara kanalize edebiliyorlar.
Burada laik bir devletimiz vardır diyorsak biz ve biz çağdaş değerleri hedef olarak eğitimde kendimize koyduysak, devletin yarattığı boşluk yine devlet tarafından göz yumulan bu vakıf ve derneklerle doldurulmamalı. Bu boşluk devlet tarafından doldurulmalı ve bu hizmet devlet tarafından verilmelidir.
“Bu dernekler hangi amaçlara hizmet eder”
Bu çocukların ‘çağdaş’ bir eğitime ihtiyaçları vardır. Biz bugün Hala Sultan İlahiyat Koleji’ndeki çocukların cuma namazlarına taşındıklarını öğreniyoruz. Bu tarikatleri, dernekleri kim finanase ediyor?
TC’de devlet böyle yapılanmalara çok büyük paralar akıtıyor, buradaki finansörler kimlerdir? Bu dernekler hangi amaçlara hizmet eder, bunun iyi anlaşılması lazım. Bu ülkenin genetiğinde bunlara karşı bir duruş vardır”
