Basın Emekçileri Sendikası (Basın-sen) Basın Yayın ve Propaganda Sekreteri Pınar Barut, atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın, Gazeteci Serhat İncirli‘ye ve bağlı bulundu gazete olan Yenidüzen’e ve dönemin Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı‘ya karşı açtığı davanın basın özgürlüğünü susturma girişimlerinden biri olduğunu söyledi
Barut: Bulunduğu makamın ağırlığını kaldıramayan Tatar’ın basını susturma girişimi
Sendika adına yazılı açıklama yapan Barut, atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Gazeteci Serhat İncirli’ye karşı açtığı ve “ağırlaştırılmış tazminat” istediği davaların; “basın ve düşünce özgürlüğünü susturma” girişimlerinden biri olduğunu vurguladı.
Barut, “Faşist zihniyetlerini, ülkemizde yaptıklarıyla defalarca kanıtlayan kesimleri yanında tutan ve besleyen Sayın Tatar’ın, kendisine yönelik eleştirel yazılara bile katlanamaz hale gelmesi, bulunduğu makamın ağırlığını kaldıramamasından dolayıdır” dedi.
Her alanda sözde temsil ettiği toplumu utandıracak adımlar atan Tatar’ın bu adımı ile bir utancı daha bu toplumun boynuna astığını söyleyen Barut, ülkede eğitimden sağlığa ve ekonomiye kadar vatandaşın gırtlağına yapışan onca sorun varken, bu konularla ilgili tek bir politika üretemeyen Tatar’ın, bu yüzden oluşan boş vaktinde bu tür faşizan işlerle uğraştığını tahmin ettiklerini belirtti.
Barut, “Hiçbir toplumsal olaya duyarlı olmayan, toplumuna liderlik etmekten uzak olan ve zamanının çoğunu bu gibi boş işlere ayıran Tatar’ın, toplum liderliği makamını daha fazla işgal etmesi, Kıbrıslı Türkler adına zaman kaybından başka bir şey değildir. Sendika olarak Serhat İncirli’nin, Cenk Mutluyakalı’nın ve Yenidüzen Gazetesi’nin yanında, İncirli’nin yazdığı yazıların da arkasında olduğumuzu belirtiriz” ifadelerini kullandı.