Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı önünde kamusal toplu taşımacılıkla ilgili açıklamada bulunan Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Umut Ersoy, geçtiğimiz hafta Düzce Belediyesi ile Bakanlık arasında imzalanan protokolü protesto etmek amacıyla toplandıklarını söyledi
Ersoy: Arıklı’nın amacı rant ağı oluşturmak mı?
Ersoy, Bakan Erhan Arıklı’nın pek çok şaibeli, pek çok usulsüz, pek çok ihalesiz alımlara isminin karıştığını ve hala daha bunları sürdürmeye devam eden bir bakan olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz hafta da Düzce Belediyesi ile ve ona bağlı olan Düzce Ulaşım AŞ ile bir sözleşme imzaladığını hatırlatan Ersoy, Kıbrıs’a kamusal toplu taşıma getirilmesi için ana plan oluşturulması için bir protokol içeriğinin olduğunu öğrendiklerini aktardı.
İmzalanan protokolün pek çok soru işaretini ve şaibeyi beraberinde getirdiğini belirten Ersoy, neden bir bakanlık belediye ile ve belediyeye bağlı özel bir şirketle protokol imzaladığı sorusunun akıllarda olduğunu söyledi. Ersoy, “Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan mühendisler, mimarlar, şehir plancıları yok muydu, bu konuda yeterli bilgi birikimi olan insanlarımız yok muydu ki bu protokol gidilip Düzce Belediyesi ile imzalandı” diye sordu.
Ersoy: Arıklı’nın amacı rant ağı oluşturmak mı?
Ersoy, bu konuda Arıklı’nın savunmasının Düzce Belediyesi’nin toplu taşımacılık alanında birikimi olduğunu söylediğini ancak Bağımsızlık Yolu’nun yapmış olduğu araştırmada Düzce Belediyesi ve Düzce Belediyesi’ne bağlı anonim şirketlerinde skandallara, yolsuzluklara, AKP’li eski seçilememişlerin liyakatsiz bir şekilde atandığı Düzce Ulaşım AŞ’de çeşitli şaibeli işlere rastlandığını vurguladı.
Bakan Arıklı’nın niyetinin Kıbrıs’a toplu taşıma getirmek mi, yoksa deniz aşırı ustalarına AKSA benzerinde olduğu gibi yine bir rant ağı oluşturmak mı olduğunu sorgulamak için burada olduklarını açıkladı.
“Kamusal toplu taşıma sistemi ultra zenginlerden alınacak servet vergisiyle yaratılabilir”
Bağımsızlık Yolu’nun kurulduğu günden buyana kamusal toplu taşımanın bir hak olduğunu ve kamusal toplu taşıma sitemi kurulması gerektiğini söylediğini aktaran Ersoy, bunun için yeterli insan kaynağımızın, bilgi birikimimizin ve donanımızın olduğunu, bu ülkenin insanının bunu yapabileceğini vurguladı.
Gerekli finansal kaynağa da değinen Ersoy, kamusal toplu taşıma sisteminin ultra zenginlerden alınacak Servet Vergisi ile yaratılabileceğini bildiklerini söyledi.
Bakan Arıklı’nın Kıbrıs’a toplu taşıma getirmek istemediğini vurgulayan Ersoy, bunu sadece bahane olarak kullanarak deniz aşırı ustalarına, AKP’li yandaşlara rant yaratmak istediğini biliyoruz dedi.
Bağımsızlık Yolu olarak kamusal toplu taşıma sisteminin kurulması için mücadeleye aynı şekilde devam edeceklerinin altını çizen Ersoy, yapılması planlanan rant girişimine izin vermeyeceklerini söyledi.
Bağımsızlık Yolu adına basın açıklamasını Bağımsızlık Yolu Eğitim Sekreteri Hasan Tezbaşar okudu.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
Arıklı’yı Uyarıyoruz; Başımıza ikinci bir AKSA’yı musallat etmenize izin vermeyeceğiz!
Değerli basın mensupları, emekçi halkımız!
Geçtiğimiz hafta basına yansıyan haberler aracılığıyla Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Düzce Belediyesi ve belediyeye bağlı Düzce Ulaşım A.Ş. arasında kktc’de toplu taşımanın yeniden yapılandırılması konusunda bir işbirliği protokolü imzalandığını öğrendik. Protokole göre, kktc’deki kent içi ve ilçeler arası her türlü toplu taşıma sisteminin inceleneceği ve bir yıl içinde “Toplu Taşıma Ana Planı” oluşturulacağı da haberlerde vurgulandı.
Öncelikle bu protokolün Anayasa ve hukuk sistemimize göre bir uluslararası anlaşma olmadığını vurgulayalım. Anayasamızın 90. Maddesine göre, Uluslararası Anlaşmalar yabancı devletlerle veya uluslararası kurululuşlarla yapılır. Bu protokol ise bir belediye ve bir Anonim Şirket ile yapılmıştır, dolayısıyla devleti bağlayan bir anlaşma değildir. Eğer bu protokolde sözü geçen işlerin yapılması için para ödenecekse, yapılan sıradan bir hizmet alım sözleşmesidir. Erhan Bey kktc’nin bir bakanı olarak, neden bir belediye ve bir şirketle tören düzenleyip hizmet alım sözleşmesi imzalama gereği duyduğunu halkımıza izah etmek zorundadır!
İtibar ve eşit ilişki açısından, bir bakanın bir bakanla protokol imzalamasını beklerdik. Çünkü normal bir devletler arası ilişkide mütekabiliyet esastır! Erhan Bey bu protokolü bir belediye ve şirket ile imzalayarak sadece kendi statüsünü değil, Kıbrıslı Türk halkının siyasi konumunu da nasıl algıladığını bize göstermiştir!
Değerli basın mensupları, emekçi halkımız!
Bir devlet kurumu herhangi bir yerden mal veya hizmet satın alacaksa, İhale Yasası’na göre bunu ihaleye çıkarak yapmalıdır. Bildiğimiz kadarıyla ülkemizdeki toplu taşıma sisteminin yeniden yapılandırılması konusunda ilan edilmiş herhangi bir ihale, şekillendirilmiş herhangi bir şartname yoktur. Yani Erhan Arıklı, tüm ülkeyi ilgilendiren böylesine önemli bir konuda, ihalesiz, şartnamesiz bir oldu bitti yaratmak çabasındadır.
Peki bu şaibeli ve ihalesiz protokol neden Düzce Belediyesi ve Düzce Ulaşım A.Ş. ile imzalanmıştır? Bizim ülkemizde bu konuda gerekli çalışmaları yapabilecek teknik, bilgi ve beceriye sahip kişilerin, meslek odalarının ve üniversitelerinin olduğunu herkes bilmektedir.
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin ülkemizde toplu taşıma sistemi oluşturulması ile ilgili yapılmış ön çalışması bulunduğu, basına yansımış sıradan bir bilgidir. Böylesi geniş kapsamlı, hafif raylı sistemi de bünyesinde barındıracak, entegre otobüs ağlarıyla destekli bir toplu taşıma sistemi; altyapı ve üstyapısı ile birlikte koordine edilmeli, bu noktada da ülke gerçeklerine hakim uzmanlarımız sürece dahil edilmelidir.
Başta KTMMOB olmak üzere Birliğe bağlı Makine, Elektrik, İnşaat, Çevre mühendisleri, Mimarlarımız, Şehir Plancılarımız; bu kapsamda bir projeyi hakkıyla yerine getirebilecek donanımda, tecrübede ve beceridedirler. Üstelik geçtiğimiz yıllarda Pandemi Hastanesi örneğinde de yaşandığı gibi ülke gerçeklerinden ve teknik farklılıklarından haberdar olmayan kişilerce yapılan işlerin ciddi uyumsuzluklara da neden olacağı aşikardır.
Bu ülkenin yetişmiş değerleri böylesi bir proje için fazlasıyla mevcutken, Erhan Bey toplu taşıma için dışardan yardım almayı tercih etmiş, bunu da ihalesiz bir şekilde yapmıştır. Ancak burada bile ciddi soru işaretleri mevcuttur. Neden Düzce Belediyesi tercih edilmiştir de örneğin çok daha büyük bir nüfusa hizmet veren İstanbul, Ankara veya İzmir Belediyeleri düşünülmemiştir?
Protokole Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı sıfatıyla imza koyan Erhan Arıklı imza töreni sırasında bu konuda “Düzce Belediyesi’nin ve belediyenin kuruluşu olan Düzce Ulaşım A.Ş.’nin toplu taşıma konusunda belli bir bilgi birikimi ve tecrübesi olduğunu, bu konuda önemli yatırımlar yaptığını, kurulan teknik, idari yapılanma ve işletim sistemi ile Türkiye genelinde örnek teşkil ettiğini” iddia etmiştir!
Biz Bağımsızlık Yolu olarak yaptığımız araştırmada, Düzce Belediyesi’nin Türkiye genelinde örnek teşkil ettiği olumlu bir olguya rastlamadık. Aksine ismi yolsuzluklar, liyakatsiz atamalar ve skandallarla anılan bir belediye ile karşılaştık.
Eski bakan Faruk Özlü’nün başkanı olduğu Düzce Belediyesi’ne bağlı iştirak şirketlerin yönetimleri de, seçim kaybetmiş eski AKP’lilerce doldurulmuş durumda. Kolayca herkesin erişebileceği haberlerde bulunabilecek bilgilerin bazıları şöyle: Eski AKP Düzce Milletvekili Fevai Aslan, seçimi kaybetmesi üzerine Düzce Belediyesi Beltaş A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanlığına getirildi.
Düzce Belediyesi Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan Cihan Ünal ise belediyeye ait Belka AŞ.’ye yönetim kurulu üyesi yapıldı. Düzce AKP Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi İmran Aktepe ise Beltur A.Ş.’nin yönetim kurulunda yer aldı. Başkan Faruk Özlü’nün bakanlık yaptığı dönem şoförü olan Murat Postoğlu’nun ise Erhan Beyin protokol imzaladığı Ulaşım A.Ş.’nin yönetim kurulunda yer alması dikkat çekti.
Düzce Belediyesi’nin koltuklarını kaybeden AKP’lilere liyakate bakmadan makam sağlama konusunda “belli bir yeri” olduğu bir gerçek! Örneğin 2019 yerel seçimlerinde koltuklarını kaybeden Akçakoca Belediye Başkanı Cüneyt Yemenici, Gümüşova Belediye Başkanı Ahmet Azap, Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit’e ve Cumayeri Belediye Başkanı Recep Tuna’ya da belediye şirketlerinde görev verilmiş durumda.
Bu kişiler arasında Kaynaşlı Belediye Başkanlığı seçimini kaybederek Düzce Belediyesi’nde Mezarlıklar Müdürü olarak atanan ve mezarlıklarda yapılacak çalışmalar için “ölesiniz gelecek” diyerek Düzce’de infial yaratan Erol Bayraktar da var…
Kendi şöförünü Ulaşım A.Ş.’nin yönetim kuruluna yerleştiren Düzce Belediye Başkanı ile imzalanan protokolden ülkemizin toplu taşıma sistemine nasıl bir katkı sağlanacağını iyice anlamak için ise daha geçtiğimiz ay yaşananlara bakmak yeterli:
Düzce’de 11 Nisan tarihinde yapılacak Kent Mobilyaları ve Açık Hava İhalesi öncesi Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün danışmanı Üzeyir Yiğit bir açıklama yaparak, henüz gerçekleşmemiş ihalenin kendisinin de yönetim kurulu üyesi olduğu Beltaş’a verileceğini açıklamıştı. İşte Erhan Bey’in toplu taşıma sorunumuzu çözmek için bel bağladığı Düzce Belediyesi’nin siciline dair bazı örnekler!
Değerli basın mensupları, emekçi halkımız!
Bağımsızlık Yolu, Kıbrıs’ın kuzeyinde kamusal, kaliteli ve cüzi ücretlerle yapılandırılacak bir toplu taşıma sistemini kurulduğu günden beridir savunmaktadır.
Bunun için kentler arası hafif raylı sistemin oluşturulması, otobüs ve minibüs ağı ile desteklenmesi, kıyı şehirlerimizde ulaşım sistemine deniz taşımacılığının da dahil edilmesini savunuyoruz.
Makul aralıklarla, geç saatlere kadar devam edecek seferlerin trafik sorunumuzu, kazalarda yaşanan can ve mal kayıplarını, ekolojik bedelleri en aza indireceğini; akaryakıt, yedek parça vb sebeplerle dışa çıkan dövizi azaltacağını ve en önemlisi ulaşımdaki kolaylığın emekçi insanlarımızın trafikte geçirdiği zamanı azaltarak huzurlu ve kaliteli bir atmosfer yaratacağını anlatıyoruz.
Partimiz böylesine önemli yararları olacak böylesine kapsamlı bir projenin mutlaka kamu eli ile, kamu tarafından ve kamusal kaynaklarla finanse edilmesi gerektiğini de savunmaktadır.
Gerekli kaynağın da bunca yıldır devlet eli ile semirtilen, yeterli gelir vergisi de ödemeyen ultra zenginlerden alınacak servet vergisi ile sağlanabileceğini yeniden hatırlatıyoruz. Kısacası kamusal bir toplu taşıma sistemi kurmak için gerekli kaynak da, uzmanlık ve bilgi de ülkemizde mevcuttur.
Olmayan tek şey, ulaşım sistemimizin ensesinden asalak gibi geçinen akaryakıt, yedek parça, motorlu araç ithalatçılarının, yol yapımından kar eden inşaat şirketlerinin, araba alımına kredi sağlayan bankaların ve sigorta şirketlerinin karşısına dikilecek cesarettir.
Erhan Arıklı’nın “toplu taşıma sistemi” kuracakmış gibi davranarak yaptığı şey ise ülkemizin başına ikinci bir AKSA belasını musallat etmekmiş gibi görünüyor! Çünkü Düzce Belediyesi’nin toplu taşıma ile ilgili diğer belediyelerden ayrıldığı en önemli nokta; Toplu taşıma sisteminin özelleştirilmesi ile ilgili attığı adımlar olarak biliniyor!
Belediyeye ait toplu taşıma sistemini özelleştirerek, liyakatsiz atamalarla yönetilen belediyeye bağlı şirketlere satan Düzce Belediyesi, bu konuda Türkiye’de gerçekten de belli bir yere sahip! Toplu taşıma sistemlerinin kar amacı güden şirketlerce özel olarak yürütülmesinin nasıl vahim sonuçlar doğurduğu daha geçtiğimiz aylarda Yunanistan’da yaşanan tren kazası ile görülmüştü.
Emekçinin partisi Bağımsızlık Yolu olarak Erhan Arıklı’yı buradan uyarıyoruz! Ülkemizin kaynaklarını deniz aşırı ustalarınıza peşkeş çekmenize, kamusal olarak yürütülmesi gereken toplu taşımacılığı alım garantili anlaşmalar ile özel bir şirkete rant sağlama aracına çevirmenize, hem ulaşım sorunumuzu çözmeyecek hem de ülkemizi daha da yoksullaştıracak bir rant ağı kurmanıza izin vermeyeceğiz!
Toplu taşıma, kamu eli ile yürütülmesi gereken temel bir haktır! Bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz, bu hakkımızı emekçi sınıfların örgütlü gücü ile kazanacağız!
Servet Vergisi Hemen Şimdi!
Kamusal, Kaliteli Toplu Taşıma Haktır!