Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, Basın Emekçileri Sendikası (Basın-sen) Başkanı Gazeteci Ali Kişmir’e, yazdığı bir köşe yazısı nedeniyle “10 yıl hapislik” cezası öngörülen bir suçlamayla Başsavcılık tarafından açılan davaya, normal demokrasilerde “davalı” olması gerekenlerin “pişkince” “davalı” pozisyonunda olduğunu belirtti
Özkunt: Toplumumuzun itibarsızlaştırılması, adına yapılabilecek başka ne kaldı ki?
2020 yılında dönemin TC Büyükelçisi Ali Murat Başçeri‘nin, Güvenlik Kuvveleri Komutanlığı‘na (GKK) ait “Beyaz Ev“de, Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekilleriyle yaptığı, Kıbrıslıtürklerin iradesini ilgilendiren “gizli toplantıyı” eleştiren köşe yazısı nedeniyle hakkında “10 yıl hapislik” cezası öngörülen bir suçlamayla Başsavcılık tarafından dava açılmasına tepki gösterenlerden biri de Nevzat Özkunt oldu.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özkunt, “Beyaz Ev” toplantısının yapıldığı zamanlarda yine bir paylaşım yaptığını hatırlatarak, seçilen askeri tesis, elçinin ve komutanın da toplantıyı tertip edenler olması itibarıyla mesajın sadece huzura çağrılan milletvekillerine verilmediğini söylediğini kaydetti.
Özkunt, “Utanç verici toplantı kamuoyuna özellikle sızdırıldı ve ‘Buralar benden sorulur,ben ne dersem o olur’ mesajı topluma da verildi’ demiştim. Toplumumuzun itibarsızlaştırılması, iradesizleştirilmesi ve değersizleştirilmesi adına yapılabilecek başka ne kaldı ki?” diye sordu.
“Normal demokrasilerde ‘davalı’ olması gerekenler, pişkince ‘davacı’ pozisyonunda”
Normal demokrasilerde “davalı” olması gerekenlerin pişkince “davacı” pozisyonunda olduğuna vurgu yapan Özkunt, Ali Kişmir’in ise toplum adına yurtsever gazetecilik refleksi ile ironi ve teşbih içeren bir yazı kaleme aldığını dile getirdi.
Özkunt, “İyi ki de aldı. Korkmuyoruz, susmayacağız. Bu ülke bizimdir, biz yöneteceğiz. Bilinmelidir ki; sorunumuz ifade özgürlüğünün çok ötesindedir. Üzerimizde kurulan tahakküm ve irade tecavüzüne karşı mücadele yükseltilmelidir” ifadelerini kullandı.