Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü bugün Meclis önünde sembolik bir eylem düzenleyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “59 Milyon euro kaç okul eder?” pankartıyla Meclis önünde basın açıklaması yapan gençlere, bazı CTP milletvekilleri de destek verdi
CTP Gençlik: Daha fazla tatil yapmalarına göz yumamazdık
CTP Gençlik Örgütü Başkanı Çise Mevlit basın açıklamasında, “Bugün ülkede yaşayan her kesim büyük ekonomik zorluk içerisindeyken, 59 Milyon euro gibi büyük bir kaynağı bağışlayanların daha fazla tatil yapmalarına göz yumamazdık” ifadelerini kullandı.
CTP Gençlik Örgütü’nün basın açıklaması şu şekilde:
“Bildiğiniz gibi yaz tatilinde olan Meclis CTP milletvekillerinin çağrısıyla dün ve bugün toplandı. Tatil döneminde Meclis’in çağrılma ihtiyacı ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin her geçen gün bizleri içine soktuğu karanlıktır.
Bugün ülkede yaşayan her kesim büyük ekonomik zorluk içerisindeyken, 59 Milyon euro gibi büyük bir kaynağı bağışlayanların daha fazla tatil yapmalarına göz yumamazdık.
“Sessiz kalmadık, kalmayacağız”
Biz her gece bu sıcak günlerde karanlıklar içerisinde oturmak zorunda kalırken ihalesiz işlerin sorgusuz sualsiz devam etmesine seyirci kalamazdık. Fikirlerini özgür biçimde paylaşıyor ve kamuoyunu bilgilendiriyor diye gazeteci arkadaşlarımızın soruşturmalara tabi tutulmasına sessiz kalmadık, kalmayacağız.
Geçtiğimiz hafta Genel Başkanımızın da söylediği gibi önümüzdeki süreçte eylemlerimizi yoğunlaştıracağız. Bugün burada bu açıklamayı yaparken yanımda çok daha fazla genç arkadaşımın olmasını ben de arzu ederdim.
Ancak ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin yapmakta olduğu tatili, tam da yapması gereken genç arkadaşlarımız bu ekonomik koşullarda aile bütçelerine katkı yapabilmek için, okul harçlarına karınca kararınca bir katkı yapabilmek için, harçlıklarını çıkarabilmek için çalışmak zorunda kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Kıbrıs Türk halkı üreten ve ürettiği ile var olmaya çalışan bir halktır.
“Bağışladığınız 59 Milyon euro kaç okul ederdi?”
Bu bakımdan genç arkadaşlarımızın emekleriyle var olmaları tabi ki önemlidir. Ancak bunu çalışmak istediği için yapmakla zorunluluk gereği yapmak arasında çok büyük bir fark vardır. İşte bugün ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin bizi getirdiği nokta burasıdır.
Milletvekillerimiz içeride dünden beridir sorularını soruyor. Bugün de sormaya devam edecekler.
Geçtiğimiz dönem çadırlarda eğitim almaya mahkum ettiğiniz çocuklarımıza daha iyi koşullarda eğitim verebilmek için yaz döneminde ne yaptınız?
Bağışladığınız 59 milyon euro kaç okul ederdi?
Halen ilaç bulamayan binlerce insanımız varken bağışlamış olduğunuz 59 milyon euro ile bu eksikliklerimizi giderip insanlarımıza rahat bir nefes aldırabilir miydik?
Her gün yollarda kaybettiğimiz onca insanımız varken bağışlamış olduğunuz 59 milyon euro kaç kilometre güvenli yol ederdi?
Bunların cevaplarını alana kadar sormaya devam edeceğiz. Konuşmamın sonuna doğru gelirken bir konunun daha altını çizmek isterim.
“Sendika grevde değilken nasıl oluyor da elektrik kesintileri yaşıyoruz?”
Bundan birkaç ay önce yine bu binanın önünde El-Sen ile birlikte ihalesiz sözleşme imzalanmasına yol açacak bir yasa değişikliği için eylem yapıyorduk.
O günlerde meydana gelen elektrik kesintilerini ülkeyi yönettiğini iddia edenler sendikanın üzerine yıkmaya ve sorumluluklarını üzerlerinden atmaya çalışıyorlardı. Şimdi soruyorum. Bugünlerde sendika grevde değilken nasıl oluyor da gün içerisinde defalarca elektrik kesintileri yaşıyoruz?
Nasıl oluyor da düzenli bir elektrik enerjisi alamıyoruz?
Üstelik de çok pahalı faturalara mahkum oluyoruz?
Bir kez daha görüyoruz ki mesele demokratik hakların kullanımında değil, ülkenin iyi idare edilememesindendir.
Dolayısıyla biz o gün de en demokratik haklarını kullanan emekçi arkadaşlarımızın yanındaydık. Yarın da onların yanında olacağız. Hakkını arayan El-sen’i de, özgür bir biçimde gazetecilik görevini yapan arkadaşlarımızı da yalnız bırakmayacağız”