InstagramKıbrısManşet

Avcıbaşı: Ülkemizde son 8 ayda 16 çocuk istismarı vakası basına yansımıştır






Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Hamide Avcıbaşı, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaparak, Kıbrıs’ın kuzeyinde çok yönlü çocuk ihlalleri yapıldığını ve bunun önlenmesi için yeterli devlet politikalarının olmadığını belirtti

Avcıbaşı: Çocuk ihlallerinin önlenmesi için yeterli devlet politikalarımız bulunmamaktadır

Yazılı açıklama yapan Avcıbaşı, Kıbrıs’ın kuzeyinde son 8 ayda 16 çocuk istismarı vakasının basına yansıdığını belirterek, bunun yanında yoksulluk çeken ailelerin çocuklarının eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımının kısıtlandığını ve çocukların aileleri tarafından çalıştırılmaya zorlandığını vurguladı.

OECD ve Avrupa Birliği’nin kabul ettiği ölçütlerde çocuğun iyi olma halinin dört farklı boyutta incelendiğini, bu boyutların gelir, sağlık, eğitim ve sosyal katılım şeklinde olduğunu söyleyen Avcıbaşı, “Bu dört açıdan ülkemizde çocuk haklarının durumuna bakacak olursak, basına yansıyan haberler ve araştırmalardan görüyoruz ki ülkemizde çok yönlü çocuk ihlalleri yapılmakta ve bunun önlenmesi için yeterli devlet politikalarımız bulunmamaktadır” dedi.

“Araştırmalar çocuklara yönelik suçların giderek arttığını işaret etmektedir”

Açıklamanın tamamı şu şekilde;

BM’nin toplam 193 ülke tarafından imzalanmış ve en fazla ülke tarafından kabul gören uluslararası belge olma özelliğine sahip çocukların sağlık, eğitim ve yaşam hakları ile şiddet ve ayrımcılıktan korunma gibi bir dizi temel çocuk haklarını ortaya Çocuk Hakları Sözleşmesi 1996 yılından beri Kuzey Kıbrıs’ta da iç hukukta yerini almıştır.

Hukuksal zemine rağmen, çocuk hakları ihlalleri konusunda mevcut araştırmalar bize çocuğa yönelik şiddet ve ayrımcılık, istismar, cinsel sömürü gibi ciddi ihlallerin olduğunu ve çocuklara yönelik suçların giderek arttığını işaret etmektedir.

“İsrail- Filistin savaşında, hayatını kaybeden kişilerin %40’ı çocuktur”

Özellikle çok yakınımızda devam eden İsrail- Filistin savaşında, açıklanan verilere göre şu ana kadar hayatını kaybeden kişilerin %40’ı çocuktur. Yaşanan bu savaş suçuna ülkelerin sessiz kalması kabul edilebilir değildir.

OECD ve Avrupa Birliğinin kabul ettiği ölçütlerde çocuğun iyi olma hali dört farklı boyutta incelenmektedir. Bu boyutlar gelir, sağlık, eğitim ve sosyal katılım şeklindedir. Bu dört açıdan ülkemizde çocuk haklarının durumuna bakacak olursak, basına yansıyan haberler ve araştırmalardan görüyoruz ki ülkemizde çok yönlü çocuk ihlalleri yapılmakta ve bunun önlenmesi için yeterli devlet politikalarımız bulunmamaktadır.

“Ülkemizde son 8 ayda 16 çocuk istismarı vakası basına yansımıştır”

Ülkemizde son 8 ayda 16 çocuk istismarı vakası basına yansımıştır. Bunun yanında gelir açısından yoksulluk sınırı altında olan ailelerin çocuklarının eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımı kısıtlanmakta bunun yanında çocuklar aileleri tarafından küçük yaşta mendil, gül satarak çalıştırılmaya zorlanmaktadırlar.

Ayrıca çocukların suça itildiği, yetişkinler gibi yargılandığı ve yetişkinler ile aynı yerde ıslah edilmeye çalışıldığı defalarca gündeme gelmiştir. Bu soruna çözüm üretilmediği gibi, çocukların yetişkinler gibi yargılanamayacağı maddesi de ihlal edilmektedir.

“Yabancı öğrencilerin potansiyelleri yüksek olmasına rağmen kaliteli eğitim alma haklarının ellerinden alınmaktadır”

Bunun yanında eğitim boyutuna bakacak olursak, ilk olarak çocukların okul öncesi eğitiminden söz etmek gerekir. Ülkemizde zorunlu eğitim yaşı 5 yaştan başladığı için 4 yaş okullaşma oranı çok düşüktür ve eğitimle ilgili bakanlık bunu geliştirmek adına bir çaba ortaya koymamaktadır.

Yaygın olarak devlet tarafından bu eğitim hizmeti verilmediğinden, sadece parası olan aileler çocuklarını özel kreşlere göndermektedir. Bu da yetmezmiş gibi çocuklar küçük yaştan başlayarak fırsat eşitsizliği ile karşılaştıkları yarışmacı sınavlara sokulmakta, kamu okullarında sınıf sayısı yasal limiti güncellenmediğinden dolayı kalabalık sınıflarda eğitim almaya mecbur bırakılarak nitelikli eğitim alma hakları ellerinden alınmaktadır.

Ayrıca ülkemizde son yıllarda eğitimde yaşanan bir diğer sorun yabancı öğrencilerin doğru bir şekilde dil ve kültürel entegre için eğitim alamayışı, bu öğrencilerin potansiyelleri yüksek olmasına rağmen dil bariyerinden dolayı kaliteli bir eğitim alma haklarının ellerinden alınmasıdır.

“Çocuklarımızı kendi haklarına sahip çıkmaları için bilinçlendirdik ve bunları yapmaya devam edeceğiz”

Bunun yanında geçen sene Türkiye’de yaşanan depremle ülkemiz büyük bir acı yaşamış ve onun üzerine görülmüştür ki okullarımızın depreme dayanıklı hale getirilmesi gereklidir. Yıllarca bu konuda okullara bir katkı sağlanmamış, böylece bu yıl okullarımıza konteyner sınıflar girmek zorunda kalmıştır. Çocuklarımız, oyun alanlarının kısıtlanmasına sebep olan, ses yalıtımı düzgün olmayan, yağmur yağdığında çamur içinde kalan yapıların içerisinde eğitim yapmaya mecbur bırakılmıştır.

Ayrıca her çocuğun 15 yaşına kadar ücretsiz kamusal eğitim alma hakkı varken 2023 yılında hala daha ilkokul seviyesinde İngilizce kitapları aileler tarafından para ile satın alınmaktadır. Tüm bunlar eğitim alanında çocuklarımızın uğradığı hak ihlalleridir.

Unutulmamalıdır ki hangi koşulda gerçekleşirse gerçekleşsin çocukların sömürüsü ve istismarı kabul edilemezdir ve çocukların haklarını korumak toplumun tüm kesimlerinin görevidir. Bizler eğitimciler olarak bu zamana kadar okullarda ve sokakta çocuklarımızın haklarını savunduk, çocuklarımızı kendi haklarına sahip çıkmaları için bilinçlendirdik ve bunları yapmaya devam edeceğiz.

“Çocuklar hak ve ödevleri öğrenmeye evde başlarlar”

Değerli veliler,

Sizler de evde karar alırken çocuk haklarına saygılı davranmalı ve çocuklarınıza karşı sorumluluklarınızı yerine getirmelisiniz. Çocuklar hak ve ödevleri öğrenmeye evde başlarlar, aileler özellikle karar verme süreçlerine çocuklarını da katarak demokrasi, kararlara saygılı olma gibi sosyal becerileri çocuklarına küçük yaşta kazandırmaya çalışmalıdırlar.

Günün anlam ve önemini işaret ederek, Dünya Çocuk Hakları günü aracılığı ile de devlet yetkililerini çocuğun korunması konusunu devlet politikası haline getirmeye, tüm toplumun dahil edileceği, yeterli kaynak sağlanan çağdaş bir çocuk koruma sistemi oluşturmaya davet ediyoruz.









Başa dön tuşu