InstagramKıbrısManşetYaşam

Akıncı: Toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin müfredata girmesini beklerken laik eğitim bile tehdit altına girdi






Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) Başkanı Meral Akıncı, “ev içi şiddet” ve “toplumsal cinsiyet eşitliğini” öğreten müfredatların okullarda okutulmasını beklerken, laik eğitime bile tehdit oluşturan kitaplarla karşı karşıya olunduğunu kaydetti, konuyla ilgili en önemli adımın, “Ev İçi Şiddet Yasası“nın Meclis’ten geçmesi olduğunu belirtti

Akıncı: Toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin müfredata girmesini beklerken laik eğitim bile tehdit altına girdi

25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle Lefkoşa‘da Rüstem Kitabevi‘nde basın açıklaması yapan Akıncı, kadın haklarına dair yeni kazanımları paylaşıp, daha güçlü bir mücadele için atılması gereken adımları aktarmayı isterken ne yazık ki; yıllardır kadın hakları mücadelesi ve kadına karşı şiddetle mücadele bağlamında bir tek adım dahi atılmadığını konuşmak durumunda olduklarını kaydetti.

Akıncı, “Ev içi şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitliğini öğreten müfredatların okullarda okutulmasını beklerken, laik eğitime bile tehdit oluşturan kitaplarla karşı karşıyayız” dedi.

“Daha kaç kadının ölmesi gerekmektedir?”

Toplumda çeyrek asırdır hizmet eden bir sivil toplum örgütü olarak bunu anlamakta güçlük çektiklerini söyleyen Akıncı, “Ev İçi Şiddet Yasası’nın geçmesi için daha kaç kadının ölmesi gerekmektedir? Kim neden karşı çıkıyor kadınların şiddetsiz ve güvende yaşamına?” diye sordu.

Akıncı açıklamasına şöyle devam etti;

“Kadından Yaşama Destek Derneği olarak yıllarca polisimiz ve kadına karşı şiddetle mücadele birimiyle etkili iş birlikleri yapıp eğitimler verdik. Biliyoruz ki; polisimiz gerekli eğitim ve yasal yetkilere sahip oldukça her şiddet direnişcisine gerekli destek ve korumayı sağlayabilmektedir.

“Polis kurumumuz kadınların güven duydukları bir güç olmalıdır”

Ancak ne yazık ki son zamanlarda bazı kadınların polis karakollarında geri çevrildiğini, şikayetlerinin alınmadığını, hatta koruma emrine riayetsizlik gibi suçlardan zanlı durumuna düşürüldüğünü duymaktayız.

Ordaki herhangi bir olumsuz tavır, şiddet görmüş kadını resmi kurumlardan ve polisten uzaklaştırdığı gibi, onlara duyulan güveni de azaltmaktadır.

Bu bizi gerçek anlamda kaygılandırıyor. Polis kurumumuz kadınların güven duydukları bir güç olmalıdır. Çünkü Avrupa’da yapılan araştırmaya göre bir şiddet mağduru polise gitmeden önce, ortalama 37 kez şiddet görüyor.

Bir kadın polise gitmeye karar verecek kadar cesaret gösteriyorsa, devlet de aynı cesaret ve kararlılıkla ona yardımcı olmalıdır. Şiddet uygulayıcılarına mazaret uydurmak, onların şikayetleri üzerine direnişçiye ikinci bir mağduriyet yaşatmak sadece ve sadece şiddet mağdurlarını polise ve dolayısıyla devlete güvenden uzaklaştırır.

“Kadınlar daha az konuşup daha çok içine döndü”

Yaptığımız araştırmalar sonucu kadınların son yıllarda daha az konuştuğu ve içine döndüğü saptanmıştır.

Kadının bunu bir hayat biçimi olarak benimsemesi bizi endişelendiriyor. Nitekim ‘Alo 183 Kadına Yönelik Şiddet Hattı’na 2022 yılında 55, Polis Genel Müdürlüğü Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimi’ne gelen başvuru sayısı 957 iken, 2023 yılında Alo 183 Kadına Yönelik Şiddet Hattı’na gelen başvuru 39, Polis Genel Müdürlüğü Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimi’ne gelen başvuru sayısı 770 kişi olmuştur.

Her ne kadar, ev içi şiddet yasası henüz geçmemiş olsa da, kısa adı İstanbul protokolü olarak bilinen Kadına Karşı Şiddetle Mücadeleye Dair Avrupa Sözleşmesi Onay Yasası mevzuatımızın bir parçasıdır.

Bu bağlamda devlet sade şiddet uygulayıcısını cezalandırmaktan değil, şiddet mağdurunu koruma ve ev içi şiddeti önlemeye dair politikalar geliştirmekle de sorumludur.

“Ev İçi Şiddet Yasa Taslağı oluşturduk”

25 Kasım Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşçı, ırkçılığa ve kadınları ve genç kızları kadın haklarını yok sayan sistemlere karşı, kadınların eylem günüdür.

KAYAD, Avrupa Kadına Karşı Şiddet çalışmaları çerçevesinde, diğer üye ülkelerden edindiği tecrübeleri, paylaşımları ve Kıbrıs’ta 25 yılı aşkın bir süredir kadınlarla yaptığı çalışmaları bir araya getirip, ülkemizde bir Ev İçi Şiddet Yasa Taslağı oluşturmuştur.

Bu yasa taslağını oluştururken katkı koyan tüm avukat, polis, öğretmen, sosyal hizmet görevlileri, sağlık çalışanlarının ve sivil toplum üyelerinin ortak gayesi, ülkemizde ev içi şiddete son vermekti.

Şimdi ise KAYAD ve Ev İçi Şiddetle Mücadele Ağı olarak toplumun tüm üyelerinden, ama özellikle de kadınlardan, bu yasanın geçmesi için bizimle dayanışma içerisinde olmalarına çağrıda bulunuyoruz.

Sonuç olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, kadına karşı şiddet ve istismalara karşı toplumun her kesimini mücadeleye ve birlik olmaya davet ediyoruz. İnsan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayat umudumuzu yitirmediğimizi ve bu konuda hukuksal mücadelemizi bitirmeyeceğimizi basına ve kamu oyuna saygı ile duyuruyoruz.

“En önemli adım ‘Ev İçi Şiddet Yasası’nın Meclis’ten geçmesidir”

Bu yolda dayanışma, eleştiri, işbirliği ve takip şarttır. En önemli adım ‘Ev İçi Şiddet Yasası’nın Meclis’ten geçmesidir.

Bizler; dün olduğu gibi yarın da, bıkmadan, yılmadan kadına karşı şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve toplumda kadının rolünün güçlenmesi için mücadelemize devam edeceğiz. Kadınların özgür ve güvende bir yaşam sürmesini sağlamak adına toplumun her nesil insanıyla yine bir arada olacağız.

Bu bağlamda, toplum içerisindeki ve özellikle gençler arasındaki farkındalığı artırmak adına ekibimizin hazırladığı kampanya içerisinde yer alan videoyu sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarız.

Katkı koyan tüm kurum ve bireylere gönülden teşekkür eder, ev içi şiddet yasası ‘hikayede kalmasın’ diyoruz”









Başa dön tuşu