InstagramKıbrısManşetSiyaset

Tuğcu: KIB-TEK’in, halkın parasını sömüren bir yapıda olması, bilinçli politikaların sonucudur

Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) tarafından yaptırılan “Kamuoyunun Enerji Politikalarına İlişkin Görüşleri ve KIB-TEK Algısı” konulu araştırmanın sonuçlarına göre; toplumun büyük çoğunluğu kurumun siyasetten arındırılarak “özerkleştirilmesinden” yana

Araştırma sonuçları her şeyi ortaya koyuyor

Araştırmanın sonuçları bugün düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı, sonuçlar; halkın ağırlıklı çoğunluğunun, hükümetin enerji politikasını başarısız bulduğunu ve KIB-TEK yönetiminin performansından memnun olmadığını ortaya koydu.

Ankete katılanların çoğunluğunun tercihi, KIB-TEK’in siyasetle bağının koparılıp, kötü yönetimden kurtarılarak özerkleştirilmesi.

EL-SEN yetkililerinin ve kamuoyu araştırmasını yapan METRON Araştırma Kurumu yetkililerinin hazır bulunduğu basın toplantısı, bugün saat 11:00’da, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Lokali’nde gerçekleştirildi.

Tuğcu: Hedefimiz; siyasetten arındırılarak özerk bir yapıya kavuşturulacak bir KIB-TEK’tir

Basın toplantısında konuşan EL-SEN Genel Başkanı Ahmet Tuğcu, yönetim olarak en büyük gailelerinin, toplumun öz varlığı olan KIB-TEK’in geleceği olduğunu söyledi.

Tuğcu, “Hedefimiz ve mücadelemiz, siyasetten arındırılarak özerk bir yapıya kavuşturulacak, iyi yönetilen bir KIB-TEK’tir. Yatırımlar aracılığıyla kendi kendine yetebilen, elindeki kaynakları doğru kullanarak, toplumun enerji arz güvenliğini sağlamak amacıyla daha düşük maliyete üretim yapabilen bir KIB-TEK’tir. Çocuklarımızın geleceğini kurtarabilmek adına, çevreci enerji politikalarının hayata geçirilebilmesidir” dedi.

“KIB-TEK’in, halkın parasını sömüren bir yapıda olması, bilinçli politikaların sonucudur”

KIB-TEK’in, ne yazık ki siyasetin iki dudağı arasına hapsedildiğini ifade eden Tuğcu, enerji alanındaki eğitim, bilgi birikimi ve deneyim değil, sadece “sağlam bir partili” olmanın esas alındığı atamalarla yönetilen kurumun, toplumun çıkarlarına değil, politikacıların kendi siyasi çıkarlarına hizmet eder hale getirildiğini kaydetti.

Tuğcu, “Başta santraller olmak üzere yeni yatırımlarla korunup geliştirilebileceği halde, tam aksine ve de bilinçli bir şekilde, KIB-TEK’in üretim kapasitesi dolaylı olarak küçültülmüş, özel sermayeye bağımlı hale getirilmiştir. 2000’li yıllarından başından itibaren sırtımıza “kambur” olan AKSA’nın KIB-TEK’i, dolayısıyla da halkın parasını sömüren bir yapıya kavuşturulması, bu bahsettiğimiz bilinçli politikaların bir sonucudur” diye konuştu.

Siyasetin, defalarca verdiği sözleri tutmayıp KIB-TEK’e santral yatırımı yapmayarak, aslında toplumun ihtiyacı olan enerjiyi üretmesini engellediğini ve ülkeyi AKSA’ya muhtaç bıraktığını kaydeden Tuğcu, “AKSA’ya muhtaç olmak demek, maliyetine üretim yapan KIB-TEK’ten değil de, çok daha pahalıya üretim yapan AKSA’dan elektrik satın almak demektir. Yani çok daha pahalı elektrik faturaları demektir” ifadelerini kullandı.

Bundan kurtulmak için, yıllardır mecliste bekletilen özerklik yasasının güncellenerek bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Tuğcu, “Siyasi akılla değil, bilimsel akılla yönetilecek bir yapıyla, AKSA’ya akan milyon dolarlar, Teknecik’e yeni santral yatırımı olarak dönmelidir” dedi.

EL-SEN olarak bir yandan tüm bu hedeflere ulaşabilmek adına bir mücadele yürütürken, bir yandan da halkın doğru bir şekilde bilgilendirilerek bilinçlendirilmesinin gerekliliğine inandıklarını belirten Ahmet Tuğcu, bu mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için, halkın desteğinin önemine işaret etti.

Bu noktadan hareketle halkın bu konuda ne düşündüğünü öğrenmek amacıyla, bir kamuoyu araştırması yaptırdıklarını ifade eden Tuğcu, “Araştırmanın sonuçları, mücadelemizin bundan sonraki aşamasını yapılandırmamız ve şekillendirmemiz açısından önemlidir” dedi.

Tuğcu son olarak, bir sonraki adımlarının, yurt içi ve yurt dışından uzmanların katılımıyla, enerji konusunda bir çalıştay düzenlemek olacağını ifade etti.

Tuğcu’nun konuşmasının ardından, EL-SEN tarafından yaptırılan kamuoyu araştırmasının sonuçları, çalışmayı gerçekleştiren Metron Araştırma Kurumu’nun Direktörü Gürdal Hüdaoğlu tarafından açıklandı.
Halkın, elektrik konusunda genel ve yaygın bir memnuniyetsizlik içinde olduğunu anlatan Hüdaoğlu, ülkede uygulanan enerji politikasının açık biçimde başarısız bulunduğunu kaydetti.

Araştırma sonuçlarının bundan sonra izlenmesi gereken yol hakkında güçlü mesajlar içerdiğini belirten Hüdaoğlu, “Halk KIB-TEK’in özerk bir yapıya kavuşturulmasını, sorunların ortadan kaldırılmasını sağlayacak en güçlü seçenek olarak görüyor” dedi.

Hüdaoğlu: Elektrik büyük sorun

Metron Direktörü Gürdal Hüdaoğlu’nun verdiği bilgilere göre araştırma, KKTC genelinde 550 kişiyle yüz yüze görüşme yoluyla gerçekleştirildi. KKTC vatandaşlarına yönelik ankette, örneklem, altı ilçenin nüfus oranları dikkate alınarak tesadüfi tabakalandırma yöntemiyle belirlendi.

Ayrıca cinsiyet ve yaş gibi demografik özellikler, KKTC seçmen listelerindeki dağılımlara göre oranlandı. Yüzde 95 güven aralığına sahip araştırmanın hata payı +/-4 olarak hesaplandı. Yüz yüze gerçekleştirilen anketlerde, elektronik kontrol ve takip imkânı sağlayan CAPI yöntemi kullanıldı.

Araştırmada elde edilen veriler, vatandaşların enerji politikalarına ve bu politikaları yürüten kurumlara yönelik görüşlerini yansıtıyor. Buna göre halkın yüzde 88’i KKTC’yi “elektrik sorunu olan bir ülke” olarak görüyor.
Oranı yüzde 77’ye ulaşan büyük bir çoğunluk, zaman zaman meydana gelen elektrik kesintilerini “normal ölçülerin dışında” görüyor ve “büyük bir sorun” olarak tanımlıyor.

Hükümetin enerji politikasının başarısız olduğunu düşünenlerin oranı da %77 düzeyinde. “Hükümet başarılı” diyenler yüzde 8’in altında kalıyor.

KIB-TEK’in imajı

KIB-TEK’in kamuoyu tarafından nasıl algılandığını belirlemek üzere yöneltilen soruya verilen yanıtlar kurumun oldukça olumsuz bir imaja sahip olduğunu gösteriyor.

KIB-TEK hakkında olumsuz düşünenlerin oranı yüzde 70’e yaklaşırken, olumlu değerlendirme yapanlar yüzde 13 düzeyinde kalıyor. KIB-TEK’in, olumlu düşünenlerin oranından olumsuz düşünenlerin oranı düşülerek elde edilen Net Algı Skoru (-56) olarak belirlendi. Halk, KIB-TEK yönetiminin performansından da memnun değil.

Yönetimi başarılı bulanlar yüzde 6 civarında kalırken, başarısız bulanlar yüzde 74’e ulaşıyor.

“Fiyatlar yüksek”

Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından birisi de elektrik ücretlerine ilişkin görüşler. Elektrik fiyatlarını “normal” görenler yüzde 11 olarak saptanırken, “fiyatlar yüksek” diyenlerin oranı yüzde 88’i buluyor. Elektrik fiyatlarının “düşük” olduğunu düşünen hiç kimse bulunmuyor.

Halka göre elektriğin pahalı olmasının en büyük nedeni “kötü yönetim.” Bu şekilde düşünenlerin oranı yüzde 45. Pahalılığın “dövizdeki artıştan” kaynaklandığını belirtenler yüzde 21, “gerekli yatırımların yapılmamasından” kaynaklandığını ifade edenlerse yüzde 16 düzeyinde çıktı. Öte yandan pahalılıkla “yolsuzluk” arasında ilişki kuran yüzde 14’lük bir kesimin mevcudiyeti dikkat çekiyor.

İhalesiz alıma tepki

KIB-TEK’in “elektrik kesintilerinin yaşanmaması” gerekçesiyle bir süredir gerçekleştirdiği ihalesiz yakıt alımına halkın onay vermediği görülüyor. Bu şekilde yapılan alımlara karşı olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 78. İhalesiz alımı desteklediğini ifade edenlerse sadece yüzde 6.

Yatırımlarda konsensüs

Araştırmada elde edilen en keskin sonuç, yatırımlar ve yeni santraller konusunda oldu. “Elektrik enerjisi üretim kapasitesinin artırılması için devletin yatırım yapmasını ve yeni santraller kurmasını desteklerim” diyenlerin oranı yüzde 94’ü buluyor. Devletin bu alanda adım atmasını desteklemeyenler yüzde 3’le sınırlı.

Tercih özerkleştirme

KIB-TEK’in geleceği konusundaki görüşleri sorulan vatandaşlar, ağırlıklı olarak kurumun özerkleştirmesinden yana tutum sergiliyor. “En iyisi özerkleştirme” diyenler yüzde 42 olarak belirlenirken; “mevcut durumun devamı” yüzde 23, “özelleştirme” yüzde 22 düzeyinde destek görüyor.

Daha detaylı sorgulamada halkın yaklaşık yüzde 55’inin özelleştirmeye karşı olduğunu ifade etmesi dikkat çekiyor. Özerkleştirme karşıtları ise yüzde 22 düzeyinde. Öte yandan özelleştirmeyi desteklediğini belirten yüzde 26’lık kesime karşılık özerkleştirmeyi destekleyenler yüzde 45’i buluyor.

Sunumun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz











Başa dön tuşu