Mide balonu taktırmak için gittiği Mersin’deki hastanede hayatını kaybeden 22 yaşındaki Ali Can Gül’ün babası Hasan Gül, adalet arayışını Mersin’de sürdürürken, Kıbrıs Türk toplumu ve yetkililerin de desteğini talep ediyor
10 dakikada çıkacaktı, iki dakika sonra nefesi kesildi
Fazla kilosu olduğunu düşünen ve buna yönelik “mide balonu” taktırmak için 5 Haziran’da Mersin’de Özel Ortadoğu Hastanesi’ne giden Yazılım Mühendisliği 3’üncü sınıf öğrencisi ve futbolcu Ali Can Gül, normal şartlarda 10 dakika süren işlem için girdiği işlem odasında hayatını kaybetti.
Oğlunun ihmal sonucu öldüğünü söyleyen acılı baba Hasan Gül ise acısını bile yaşayamadan adalet mücadelesine başladı.
Baba Hasan Gül, işlemi yapan Dr. Doğan Erkal hakkında Mersin TC Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu, Savcılık soruşturma başlattı.
Otopsi raporu çıkmadan doktor tutuklanamıyor
5 Haziran’da sabah saatlerinde halası ile hastaneye giden Ali Can Gül, işlem bedeli olan 30 bin TL’yi ödedikten sonra iddiaya göre hiçbir tahlil yapılmadan işlem odasına alındı.
İddiaya göre midesi yerine hatalı bir şekilde nefes borusuna balon takılan Ali Can Gül bir anda fenalaştı.
Bunun üzerine operasyon yapılan odaya çok sayıda doktor girerken, kalbine pil takılan genç saat 11.00 sıralarında ise hayatını kaybetti.
Mersin’e oğlunun cenazesini almaya giden baba Hasan Gül, yaptığı suç duyurusundan sonra Türkiye yasalarına göre; otopsi raporu çıkmadan doktorun tutuklanamayacağını öğrendi.
Avukat Kaya: Mide balonu nefes borusuna yerleştirildi, 1-2 dakika içinde öldü
Alanya Postası gazetesi ise savcılığa verilen şikâyet dilekçelerine ulaştı.
Acılı babanın Avukatı Erdal Kaya tarafından savcılığa sunulan şikâyet dilekçesinde şu iddialarda bulunuldu;
“Mide balon takma işlemini gerçekleştiren Dr. Doğan Erkal, herhangi bir tahlil ve tetkik yapmaksızın müteveffayı işleme almış olup işlem sırasında kullanılması gereken endoskop cihazının da bozuk olması nedeni ile balonu gelişigüzel yerleştirmiştir.
Nitekim müteveffa işlem için ayrı bir bölüme dahi alınmamış olup işlem uygun bir ortamda değil, hastanenin herkese açık bir bölümünde yapılmıştır.
Mide balonunun müteveffanın nefes borusuna yerleştirilmesi nedeni ile müteveffa nefessiz kalmış ve 1-2 dakika içerisinde vefat etmiştir.
Bu olaya orada bulunan kişiler, hastanenin temizlik personelleri ve diğer çalışanlar da şahit olmuştur. Anestezi işlemi yapılmamış olmasına rağmen yapılmış gibi gösterilmiş ve olayın ardından Anestezi Uzmanı Süleyman Güneş gelmiştir.
“Sorumluluktan kaçmak için öldükten sonra anjiyo işlemi yapıldı, kalp pili takıldı”
Hastanın bilincini kaybetmesi veya kalbinin durması gibi durumlarda kullanılarak hastaya acil bir şekilde müdahale edilmesi için kullanılması gereken Mavi Kod verilmemiştir.
Bu hususta uyarılara aldırış edilmemiştir. Akabinde Dr. Ali Göle tarafından anjiyo işlemi yapılmış ve Kardiyolog Aytaç Vural tarafından kalp pil takılmıştır.
Zaten mide balonu takma işleminin ardından vefat etmiş olan müteveffaya yapılan bu işlemler yalnızca sorumluluktan kurtulmaya yönelik olarak ölüm nedeninin farklı gösterilmesi amacı ile yapılmıştır yani kalbe yönelik müdahaleler zaten hayatla olmayan bir kişiye karşı gerçekleştirilmiştir.
“Doktorlar morga girdi kalıntıları temizlemeye çalıştı”
Sonrasında müteveffa morga kaldırılmıştır. Ölüm nedeninin tespiti için otopsi yapılması amacı ile morga kaldırılan müteveffaya herhangi bir müdahalede bulunulmaması gerekirken mide balonu takma işlemini yapan Doktor Doğan Erkal yanında Ayten Özkan ve Nursen Koç isimli iki hemşire ile iki defa morga gitmiştir.
Bu esnada mide balonu takma işlemine ilişkin kalıntıların temizlenmeye çalışıldığını düşünmekteyiz. Müteveffaya mide balonu takma işlemini gerçekleştiren Doktor Doğan Erkal hakkında, daha önce de taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet verme suçundan Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/23277 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatılmıştır.
Bu durum, şüphelinin görevinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermediğini açıkça ortaya koymaktadır”
Dilekçe de ayrıca olaya ilişkin delillerin karatılmaması için de o gün ki kamera kayıtları ve tüm dokümanlara el konulması da talep edildi.
Hala Demirtaş: İşleme başlar başlamaz nefes darlığı nedeniyle kalbinin durduğu söylendi
Hastane işlemlerinde yanında olan ve operasyon sırasında kapıda bekleyen Şerife Demirtaş’ın da soruşturma kapsamında ifadesi alındı.
Şerife Demirtaş ifadesinde şunları söyledi;
“Ali Can Gül benim abimin oğlu, yeğenimdir. Ben ve yeğenim hastaneye geldik. Doktorla görüştük, ücretini ödedik, hemşire ile operasyon olacak odaya gittik.
Ancak yeğenime herhangi tahlil yapıldığını, kan alındığını görmedim, doktor da bize herhangi bir yönlendirmedi.
Odaya geldikten sonra sedyeye oturtup damar yolu açıldı, doktor odaya girdi, beni dışarı çıkardılar. Yaklaşık 10 dakika sonra koşuşturma başladı, odaya doktorların girdiğini gördüm, bana bilgi veren olmadı, beni de kapının önünden uzaklaştırdılar.
Ben telefon çekmiyor diye iki hemşire ile yukarı çıktım. Sonra 11.10 sıralarında yeğenimin vefat ettiği söylendi.
Bana yaptıkları açıklamada balon takmadıklarını, işleme başlar başlamaz nefes darlığı nedeniyle kalbinin durduğu, kalp pili taktıklarını ancak hayata döndüremediklerini söylediler.
Ben yeğenimin şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini, yanlış tedavi uyguladıklarını, fazla anestezi uyguladıklarını düşünüyorum. Yeğenime hiçbir tahlil, test ve benzeri işlem yapılmadı”