EkonomiInstagramKıbrısManşet

Bu haber Maliye Bakanlığı ve Mali Polise açık ihbardır






Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan ekonomik kriz, sadece yurttaşlar ve özellikle asgari ücretle geçimini sağlamak zorunda kalanlar tarafından hissediliyor.

Çünkü hükümet edenler ve onların yandaş çevreleri için ekonomik kriz olmadığı gibi aslında krizin asıl sebebini de yine çevreler oluşturuyor.

Kaçırılan vergilere göz yumuluyor, denetleme yapılmıyor, küçük esnafa bile resen vergiler kesilirken, büyük sermayenin kaçırdığı milyonlar görünmüyor!

Bunun son örneği ise Özgür Gazete’nin ulaştığı bir müteahhitlik sözleşmesinde göze çarpıyor.

Odaların belirlediği birim maliyetleri neden önemli?

Bilindiği üzere Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (KTMMOB) bağlı Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte belirlediği “birim maliyetlerini” her 3 ayda bir periyodik olarak yayımlıyor.

Bu tablo, müteahhitlerin kârının da içinde olduğu ve inşaat tipine göre belirlenen metrekare birim maliyelerini gösteriyor.

Ayrıca, taban fiyat anlamına da gelen bu birim maliyetleri inşaatları sınıf sınıf ayırıyor.

Yani yapılacak inşaat bir ev ise ayrı, bir restoran ise ayrı, bir butik otel ise ayrı, 5 yıldızlı bir otel ise apayrı bir birim maliyeti belirleniyor.

Müteahhitler sözleşmelerini yaparken bu birim maliyetlerini baz alıyor. Ancak müteahhitlerin kendi kâr paylarından yapacakları yüzde 10-20 civarı bir feragat yani indirim de zaman zaman söz konusu olabiliyor.

Devletin kasasına girecek parayı bu sözleşme belirliyor!

Bu birim maliyetlerinin en önemli noktası ise; Maliye’ye ödenecek olan binde 5’lik pul parasının ve belediyeye ödenecek olan inşaat ruhsatı bedelinin bu sözleşmede yazan fiyat üzerinden belirleniyor olması.

Başka bir deyişle, devletin kasasına girecek olan vergiyi, sözleşmede yazan rakam belirliyor.

İşte burada yapılacak olan bir danışıklı dövüş, devletin yani aslında yurttaşın gelirinden çalınması ve birilerinin ceplerinin dolması anlamına geliyor.

Sözleşmedeki rakamla gerçek rakam arasında uçurum var!

Özgür Gazete’nin ulaştığı, Adalı Turizm Yatırım Şirketi (işveren) ile Katara Construction (müteahhit) arasında, henüz yüzde 20’si tamamlanan 5 yıldızlı otel inşaatının yapımı için 6.3.2024 tarihinde imzalanan sözleşmedeki rakamlar, sözleşmenin Maliye’de pullanması ve belediyede ruhsatının ödenmesi noktasında nasıl bir kurnazlık yapıldığını ve ne nasıl vergi kaçırıldığını gözler önüne seriyor.

Sözleşmeye göre müteahhit; toplamda 60 bin 590 metrekare olacak olan 5 yıldızlı otelin geri kalan yaklaşık yüzde 80’lik kısmını sadece 50 milyon Türk Lirası’na yapacağını taahhüt ediyor!

Mimarlar Odası’nın sözleşmenin imzalandığı dönemi kapsayan tablosuna bakıldığında ise birim fiyatı; 39 bin 60 TL.

Yani gerçek birim fiyat baz alındığında böyle bir otel toplamda; yaklaşık 2 milyar 366 milyon TL’ye yani bugünkü kurla yaklaşık 53 milyon 287 bin sterline yapılabiliyor.

Sadece pul parasından kaçırılan vergi miktarı 10 milyon TL!

Eğer bu otel inşaatının toplamının sözleşmesi gerçek fiyatı üzerinden Maliye’ye sunularak pullansaydı devletin kasasına tam tamına 11 milyon 830 bin TL girecekti.

Ancak 50 milyon TL üzerinden yapılan bu sözleşmeyle Maliye’ye sadece 250 bin TL ödenmiş oldu!

Yani sadece pul parasından kaçırılan vergi miktarı 10 milyon TL!

Maliye’nin ekonomiden haberi yok mu?

Tüm bunların sonucunda bir soru daha gündeme geliyor; ülkenin ekonomisinin kasası olan Maliye’nin, ülke ekonomisinden, inşaat maliyetlerinden haberi yok mu?

Çünkü bu bedelle imzalanmış bir sözleşmenin Maliye’ye gitmesi durumunda, buradaki bedelin günümüz ekonomisinde komik bir rakam olduğunun fark edilmesinin beklenmesi eşyanın tabiatına uygun bir beklenti.

Bu kadarla da sınırlı değil! Bir de KDV vurgunu var!

Sözleşmedeki bir diğer dikkat çeken madde ise; taşeronların müteahhit tarafından değil de mal sahibi tarafından direkt ödenebileceğinin yazıldığı madde!

Bu maddenin de iki önemli sonucu var;

Birincisi; yasaya göre sadece birinci sınıf müteahhitlerin yetkili olduğu inşaatın tüm yapım, kontrol ve tüm sorumluluğu; mal sahibi ve taşeron ikilisine bırakılıyor.

Müteahhidin herhangi bir yetkisi kalmamış oluyor. Yani iş güvenliği riske atılıyor, yetkisiz küçük taşeronların 5 yıldızlı bir otel inşaatı alanında tek sorumlu olması sağlanıyor.

İkincisi; yasaya göre böyle bir inşaatta taşeronu sadece ilgili birinci sınıf müteahhidin ödemesi ve her ödemede de yüzde 10 KDV belirtilen fatura alması gerekiyor.

Başka bir deyişle, taşeron yaptığı iş karşılığı müteahhide yüzde 10 KDV’li fatura kesecek, müteahhit de işverene bu iş için yüzde 10 KDV’li fatura kesecek.

Ancak bu madde ile taşeronun müteahhide yüzde 10 KDV ile keseceği fatura ortadan kaldırılıyor ve bu miktar devletten çalınmış oluyor.

Birinci sınıf müteahhit karnesi de yok!

Ayrıca Özgür Gazete’nin konuyla ilgili ulaştığı bir diğer önemli bilgi de sözleşmede imzası olan ilgili müteahhit firma Katara Construction’un şu anda bu inşaatı yapabilecek “birinci sınıf müteahhitlik karnesinin” olmadığı.

Ulaştığımız bilgilere göre; ilgili firmanın sahibi Kemal Aktunç’un bu karnesi; ilgili sözleşmenin İnşaat Encümeni’ne gitmesi, encümenin durumdan şüphelenerek araştırma yapması ve sonunda ve “evrakta sahtecilik yapıldığı” tespiti nedeniyle iptal edildi ve Aktunç hakkında Mali Polise şikâyet yapıldı.

Bunun üzerine Aktunç’un önce ara emri almak için Yüksek İdare Mahkemesi’ne gittiği ancak ardından davayı geri çekmek zorunda kaldığı da gelen bilgiler arasında.

Ayrıca firmanın bir ofisinin dahi olmadığı, çalışanlarının bulunmadığı, sadece adına sigorta yatırımlarının yapıldığı ancak fiili olarak çalışmayan bir mimarının olduğu da gazetemizin ulaştığı diğer bilgiler.

Gazetemiz yaptığı araştırmalar ve ulaştığı bu bilgiler sonucunda, Maliye Bakanlığı ve Mali Polisi göreve davet eder, bu haberin açık bir ihbar kabul edilmesini bekler.









Başa dön tuşu