Cumhuriyet Meclisi Meclis Başkan Yardımcısı, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fazilet Özdenefe‘nin Meclis Genel Kurulu’nu “Meclis Başkanlığı Seçimleri” gündemiyle açması sonrası salona gelmeyen hükümet üyeleri, Mavi Salon‘da basın açıklaması yaptı, CTP’yi suçladı, gazetecilerin merak ettikleri hiçbir soruya da yanıt vermedi
Özgür Haber Merkezi/Pınar Barut
Öztürkler: Bize hukuk dersi vermeye çalışanlar, bugün içtüzüğü yerle bir etti
Henüz geçtiğimiz gün safra kesesi ameliyatı olan seçtirilmiş Başbakan Ünal Üstel‘in de katıldığı toplantıda ilk sözü, “geçersiz 3 oy pusulasına” rağmen Meclis Başkanı ilan edilen Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Ziya Öztürkler aldı.
Öztürkler şunları kaydetti;
Bize hukuk dersi vermeye çalışanların, bugün yine içtüzüğü yerle bir ettiklerine tanıklık ettik. Bir milletvekilinin zili çalmasına bu Meclis tanıklık etti.
Meclis Başkanı buradayken, Meclis Başkan Yardımcısı’nın Meclis’i açtığına tanıklık ettik.
“UBP, DP ve YDP 29 vekiliyle buradadır, biz Meclis’i açıp çalıştırmaya geldik”
Biz de sabırlı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Bugün UBP, DP ve YDP 29 vekiliyle Meclis’te hazırdır ve buradadır. Biz Meclis’i açıp çalıştırmaya geldik.
Sayın Başbakanımdan da özür diliyorum. Ameliyat geçirmiş olmasına rağmen yaşanan krizden dolayı henüz çalışmaya hazır olmamasına rağmen buraya gelerek, bizim yanımızda oldu. Hem teşekkür ederim hem özür diliyorum.
Şunu net olarak ifade edeyim; sıfatları partiler değil devlet verir. Biz hükümet olarak 29 vekille bir aradayız, gerekli toplantılarımızı yapıp, gerekli derslerimizi çıkarttık.
“Hukukçular ‘hukuksuzdur’ dedi diye hukuksuzluk olmaz”
Biz bu Meclis’i çalıştıracağız, esas görevimiz budur. Önümüzde çok önemli bir bütçe görüşme süreci vardır. Toplumun beklentisi de bu yöndedir. Bu yasaları çalıştıracağız.
Bir hukuksuzluk olup olmadığına, görüşler veya iddialar karar veremez, Mahkemeler karar verir. Mahkeme olumsuz karar vermedikçe, birilerinin “hukuksuzdur” görüşüyle -ki bu bir hukukçu olabilir, farklı biri olabilir- hukuksuzluk olmaz, bunlar iddiadır.
“Meclis Başkanı hükümetin takdiriyle seçilmiştir”
İddialar ispatlandığı zaman yasallaşır, yasal olarak Meclis Başkanı hükümetin takdiriyle seçilmiştir, ilan edilmiştir. Bu notkadan sonra bize düşen görev bu Meclis’i çalıştırmaktır. Biz kenetlendik. Bu Meclis’i çalıştıracağız.
Atun: Meclis Başkanlığı seçimleri tamamlanmıştır
UBP Grup Başkan Vekili Sunat Atun sözlerine seçtirilmiş Başbakan Ünal Üstel’i överek başladı. Üstel’in “bir devlet adamı” bilinciyle hasta olmasına rağmen bugün Meclis’e geldiğini söyledi.
Atun sözlerine şöyle devam etti;
“Meclis Başkanlığı seçimleri tamamlanmıştır ve bu süreç geride kalmıştır. Biz UBP olarak ve koalisyon ortaklarımızla birlikte tahammüllü bir süreç izlemeye çok gayret ettik.
Hukuku sürekli olarak dillerinden düşürmeyen beyefendiler; KKTC Anayasası Meclis Divanı seçimini vekillere verir, bu bir görev ve mesuliyettir.
“CTP ülkeyi kaosa sokmaya çalışıyor”
Bu sadece iktidar partisinin mesuliyeti değil 50 vekilin mesuliyetidir. Bu mesuliyeti hissetmeyen ve taşıyamayanlar, en küçük bir gelişme bekleyip hemen bunu kullanmaya çalışanlar, ülke siyasetini tıkayıp, Anayasa’yı da çalıştırmayıp, bunun üzerinden ülkeyi kaosa sokmaya çalışmaktadırlar. Bunu da CTP fiilen yapıyor.
Bugün Meclis Başkanlığı seçim sürecini baltalamak, Meclis Başkan Yardımcısı’nı ve Divan katiplerini seçmemek ve seçtirmemek acaba hangi vatandaşımıza hizmet ediyor?
Ülkeye bu zamanı kaybettirmenin bedeli son deree ağırdır. Meclis Başkanı 26 oyla seçilmiştir. Bir önceki Başkan Zorlu Töre bunu ilan etmiştir. Bunların hepsi izlenmesi gereken mevzuat gereğidir.
“CTP tarihte görülmemiş bir Meclis işgali yapmıştır”
Bunun ardından da biz geçen hafta CTP’nin Meclis Başkan Yardımcısı adayını önermesi için bugüne kadar süre verdik. Hem adaylarına karar versinler hem süreç ilerlesin diye.
Meclis’in önünde önemli bir gündem vardır. Ama bugün CTP Meclis Başkan Yardımcısı adayını Meclis’e takdim edip Anayasal görevini yerine getirmek yerine, tarihte görülmemiş bir Meclis işgali yapmıştır.
Hem de bunu hukuk kavramını dilinden düşürmeyenler yapmıştır.
Bugün Meclis Başkanı Ziya Öztürkler’dir ve o Meclis’i açmaya hazırlanırken, Meclis Başkan Yardımcısı hukuksuz şekilde koltuğa oturarak işgal etmiştir. Meclis’te bu zamana kadar yaşanan en büyük hukuksuzluktur, bu resmen işgaldir.
“CTP’ye 2007 yılını hatırlatırız”
Buradaki oyun bellidir. Her bir adımı gelişmeyi fırsat bilmek, kamuoyunu manipüle etmek, vatandaşı manipüle etmek, Meclis’i çalıştırmamak ve kaosa sokmak ve bu kaostan beslenmek üzerine kurulmuş bir anlayıştır.
Biz KKTC’ye devletimiz olarak inanıyoruz. Bu devlet bizimdir ve biz devletimizi kalkındıracağız.
CTP’ye 2007 yılını hatırlatırız. UBP o dönem Meclis’i boykot ettiklerinde, Divan Katipleri üyeliklerini de doldurmuş ve ‘UBP gelirse biz buraları boşaltırız’ demişlerdi.
Biz buna da tevessül etmedik. Bu süreci yolundan çıkarmak hiçkimseye fayda getirmez. Önümüzde bütçe dönemi var. Çok kısa müddet sonra bu salonda KKTC’nin bütçe taslağı görüşecek.
Akabinde Meclis’e sunulması, görüşülmesi ve onaylanması lazım. Bu süre içinde devletin sayısız görevleri vardır.
Maaşlar, emekli ödenekleri, tarımcının ödenekleri, öğrenci ödenekleri…
Siz Meclis’i kitleyerek neye sebep olacağınızın farkında mısınız acaba? Meclis’i, Anayasa’yı ve İçtüzüğü ayaklar altına almaktır, Meclis Başkanı’nın koltuğu bugün resmen gasp edilmiştir, darbe yapılmıştır. Bundan ağırı yapılamazdı.
“Bu Meclis Başkanı’nın yetkisine açık bir darbedir”
Meclis’te oturumu açmak için bekleyen bir Başkan varken onu yok saymak bir gasptır, Meclis Başkanı’nın yetkisine açık bir darbedir.
Biz bu oyunun parçası olmayacğaız. UBP, KKTC Devletinin altında imzası olan bu parti, devletine inanan ve onu gelecekte de var edecek olan parti olarak süreci soğukkanlılıkla izlemeye devam edeceğiz.
Gazeteciler tepki koydu: Soru sormayacaksak neden çağırıyorsunuz?
Atun’dan sonra yeniden sözü alan Öztürkler, “Meclis çalışanlarına baskı yapıldığı iddia edildi, biz baskı yapmadık, onları koruduk, hukuksuzluğa ortak olmamalarını sağladık. Esas baskıyı biz değil başkaları onları hukuksuzluğa itmekle yaptılar” dedi.
Öztürkler’in ifadelerinden sonra Özgür Gazete’den Pınar Barut, “Neden Zorlu Töre’nin seçiminde olduğu gibi Başsavcılık görüşü alınmadığını ve bizzat kendilerinin istediği ve olumsuz gelen 3 MEclis hukukçusunun görüşlerini nasıl değerlendirdiklerini” sordu ancak Öztürkler soru alınmayacağını söyledi.
Barut, “Biz soru sormaya geldik” diye tepki gösterirken, Yenidüzen Gazetesi‘nden Cenk Mutluyakalı da “Gazetecilere çok büyük ayıptır. Soru almayacaksanız bizi neden çağırıyorsunuz” dedi.