InstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Şansal: Karpaz’ın yapısal problemlerini çözmediğimiz sürece sıkıntılar son bulmayacak






Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Baraka Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Nazen Şansal ve Anonim Gençlik Aktivisti Ahmet Sucubaşı,Eşek Katliamını, Horoz Dövüşlerini, Hayvan Refahı Yasası’nı ve Ceza (Değişiklik) Yasası“nı Emeğin Gündemi programında konuştular

Özkızan: Timsah gözyaşı dökme kültürünü kırmadığımız sürece yol kat edemeyiz

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Karpaz’ın Kıbrıs’ı bilen herhangi birinin bile üzerine titreyeceği bir yer olduğunu diğer yandan da Karpaz’da korkunç bir yoksulluk olduğuna dikkat çekti. Bu ikisi arasındaki sorunun basitçe çözülmeyeceğini ekledi.

Özkızan, Karpaz’da yatırım dedikleri şeyin zenginleştirmediğini, daha çok yoksullaştırdığını söyledi. Özkızan, yatırım derken kamusal yatırımı değil o bölgenin zenginliğini kar yapacağı işletmesine meze olarak görmesini eleştirdiğini ifade etti.

Timsah gözyaşlarının ülkemizin siyaset kültürünü hükümeti ve muhalefeti ciddi anlamda zehirleyen bir durum olduğunu ifade eden Özkızan, programda yaptığı açıklamada “memlekette çok can sıkıcı bir kınama, şikayet etme siyaset kültürü var” şeklinde konuşarak aslında konuşulması gereken noktaların gündeme gelmediğini aktardı.

Siyasi partilerin somut olarak çözümlerini ortaya koymaları gerektiğini söyleyen Özkızan, “timsah gözyaşı dökme kültürünü kırmadığımız sürece yol kat edemeyiz” dedi.

“Hayvanları koruyacak ve insanları refaha getirecek düzenlemeler hayata geçirilmiyor”

Özkızan, eşek katliamı meselesini Kıbrıslı-Türkiyeli meselesine döndürmeye çalışanlar olduğundan bahsederek “Kıbrıslılar böyle bir şey yapmaz” söyleminin hiçbir temeli olmadığını belirtti.

Özkızan, meselenin kökenle ilgili değil hayvanları koruyacak ve insanları refaha getirecek düzenlemelerin hayata geçirilmemesi ile ilgili olduğuna dikkat çekti. Gerçek çözüm önerilerini konuşmadan köken tartışması yapmayı iki yüzlülük olarak değerlendirdi.

Şansal: Karpaz’ın yapısal problemlerini çözmediğimiz sürece sıkıntılar son bulmayacak

Baraka Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Nazen Şansal, hükümetin sırtını vatandaşına değil sermayeye yaslayarak Karpaz’ın talana açık hale getirilmesinin 2000’li yılların başına kadar dayandığından bahsederek, 2007 yılında Karpaz Milli Parkı’na elektrik direkleri dikilmesine onlarca örgütün karşı çıktığı “elektrik değil eşek tepsin” eylemini hatırlattı.

2000’li yıllardan günümüze kadar olan süreci aktaran Şansal, elektrik direklerinin getirilmesinin ve ardından gelen otoban, Karpaz’a yapılan darbeler olarak değerlendirdi. Şansal, “bir yere milli park kuruluyorsa hükümet, oradaki hayvanların ve bölge halkının uyumlu bir şekilde yaşayacağı planlamalar yapmak zorunda” dedi.

Şansal, Karpaz eşekleriyle ilgili dönem dönem çıkarılan kararlardan bahsederek, 2000’li yıllarda eşeklerin satılması kararını hatırlattı. Kararın mantıksızlığından dolayı uygulanmadığını belirten Şansal, bu sorunun geçmişten günümüze gelen ve Karpaz’ın yapısal problemlerini çözmediğimiz sürece son bulmayacağının altını çizdi.

“Hayvan Refahı Yasası güncellenerek caydırıcı cezalar getirilmeli”

Şansal, şu anki Hayvan Refahı Yasası’na göre, eşek katliamını yapan kişilere getirilecek en ağır cezanın 4 asgari ücret olduğuna dikkat çekti. Bunu Hayvan Refahı Yasası’nın değersiz olduğu şeklinde yorumlayan Şansal, yasanın güncellenmesi ve cezaların ağırlaştırılması gerektiğini ifade etti.

Şansal, gündemde olan barolar ve hayvan hakları komitesinin hazırladığı ceza yasasının hayvanları mal statüsünden çıkarıp, can statüsüne koyduğunu aktardı. Ceza yasasında hayvanlarla ilgili çoğu bölümün mala zarar kısmı altında olduğunu, kimseye ait olmayan bir hayvanı öldürmenin ceza yasasında tanımı olmadığını, suç sayılmadığını ekledi.

Meclis önünde gerçekleştirilen eylem hakkında açıklamalarda bulunan Şansal, eylemin Ceza Değişiklik Yasa Önerisini Meclis’e hatırlatan bir eylem ve basın açıklaması olduğunu söyledi. Bu yasanın bir an önce geçmesi gerektiğini vurguladı.

“İnsan emeği ve hayvan emeğini birbirinden ayıramayız”

Şansal, Ceza Yasasının İngiliz döneminden kalma olduğuna değinerek hayvanın bir üretim aracı olarak kullanılmasından dolayı “mal” olarak görmenin normal kabul edilebileceğini belirtti. Hayvanların emek hakkı üstünden de konuşulması gerektiğini söyledi. Şansal, dünyadan çalıştırılan hayvanlar ve bazı sendikaların izlediği yollardan örnekler verdi. İnsan emeği ve hayvan emeğini birbirinden ayıramadığımız noktalara dikkat çekti.

“Karpaz’ın bölge halkı için bütünlüklü projelerle iyileştirilmeli”

Şansal, Karpaz’ın bölge halkı için bütünlüklü projelerle iyileştirilmesi gerektiğini ifade ederek, orada insan hakkı olan hastane, sağlık ocağı, okul olmadığını ekledi. Büyük otellere değil bölge halkına öncelik verilen, eko turizme dayalı turizm yapılırsa doğanın ve halkın uyumlu yaşaması için uygun ortamın yaratılacağını aktardı. Şansal, turizm meslek yüksekokullarının açılması gerektiğini söyledi.

Sucubaşı: Hükümet Karpaz eşeklerinin barınma, beslenmeleri için yerel yönetimlere destek olmalı

Anonim Gençlik Aktivisti Ahmet Sucubaşı, Karpaz’da yaşanan eşek katliamı hakkında açıklamalarda bulunarak ada genelinde büyük bir yankı uyandırdığını söyledi. Yaşanan olayın farklı boyutlarına değinen Sucubaşı, “yaşanan katliamın vahşi bir şiddet eyleminin olmasının yanısıra yıllardır çözümsüz bırakılan bir sorunun, güvencesiz ve korunaksız bırakılan hayvanların bir trajedisidir” şeklinde değerlendirdi.

Sucubaşı, Karpaz eşeklerinin aslında, Karpaz Yarımadası’ndaki doğaya uygun olmadığını, doğal yırtıcıların saldırılarına maruz kaldığını ve üreticiler için de birtakım zorluklar yaşandığından bahsederek, bu sorunların bilimsel ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Sucubaşı bu sorunlara, gelmiş geçmiş hükümetler boyunca kalıcı bir çözüm üretilmediğini ekledi.

Sucubaşı, hükümetin Karpaz eşeklerinin barınma ve beslenmeleri için yerel yönetimlere destek olması gerektiğini belirtti. Sucubaşı, hükümetin bu konuda bir adım atmak yerine, hayvan hakları ihlallerinin getirdiği mevcut düzen içerisinden ve çıkarları olanların baskısıyla hayvanlara şiddetin önüne geçebilecek yasa kazanımını engellediğini yineledi. Sucubaşı, Karpaz bölgesinde kısa vadede yapılabilecek olan 2023 yılındaki protokolün, bütçe olarak uygulanabilir ve mantıklı yönleri olduğunu ifade etti.

“Toplumda hayvana bakış açısının Karpaz’da yaşanan eşek katliamıyla ilişkili”

Evinde hayvan bakmayan insanların, sokak hayvanları ile iyi veya kötü bir etkileşimde bulunduğundan bahseden Sucubaşı, sokakların aslında hayvanlar için güvenli yerler olmadığını kaydetti. Hayvanların mevcut hayvan refahı yasasının yetersizliğinden dolayı hem kendilerinin hem de insanların sokaktaki hayvanlarla olan ilişkisinin zarar gördüğüne dikkat çekti.

Sucubaşı, hayvanları uyutma girişiminin kısa vadede sokaktaki hayvan popülasyonu azalttığını, uzun vadede başlanılan noktaya geri döndürdüğünden bahsederek, hayvanları öldürmenin çözüm olmadığını kaydetti. Köpeklerin canının değersiz kılınmasının toplumsal algıyı da şekillendirerek hayvana karşı normalleşen bir şiddet biçimini ortaya çıkardığına dikkat çekerek bu normalleşmenin şiddet sarmalına dönüştüğünü aktardı. Sucubaşı, toplumda hayvana bakış açısının Karpaz’da yaşanan eşek katliamıyla ilişkili olduğundan bahsetti.

“Hayvanlara karşı şiddetin caydırıcı cezalarla önüne geçilmesi gerek”

Ceza yasasında yapılması gereken değişikliklerin bir an önce meclisten geçmesi gerektiğini ifade eden Sucubaşı, hayvanların bırakıldığı güvencesizliğin, hayvanlara karşı şiddetin caydırıcı cezalarla önüne geçilmesi gerektiğinin önemine dikkat çekti. Hayvan Refah Yasası’nın da iyileştirilmesi gerektiğini ekledi. Sucubaşı, sokak hayvanlarını kısırlaştırılıp, çip takılıp, barınaklara götürülmesi ardından, sahiplendirme kampanyalarının başlatılmasıyla çözüme ulaşılabileceğinden bahsederek, böylece hayvanların tekrardan sokağa dönmeyeceğini ifade etti.

“Hükümet halktan değil çıkar sağlayanlardan yana”

Sucubaşı, son olarak programda yaptığı açıklamada yaşadığımız sorunlardan hükümetin halktan yana değil sorunlardan çıkar sağlayanların tarafında olduğunu ifade etti. Sorunları görebilmenin ve çözüm önerileri talep etmenin önemine değinen Sucubaşı, bunun yeterli olmadığını çözüm beklediklerimizin bize sırtını döndüğünü söyledi.













Başa dön tuşu