Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN) Başkanı Eren Büyükoğlu, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun aldığı tam kapanma kararına rağmen, Bakanlar Kurulu’nun devlet dairelerini rotasyon uygulamasıyla açma kararına tepki gösterdi
Büyükoğlu: Bu hükümet standartlarında bile akıl sır erdirilemezdir
Yapılan açıklamada, ’Önce ekonomi’ diyen hükümet, önce ekonomiyi mahvetti. Şimdi sağlık sistemi çökmenin eşiğinde ve can güvenliğimiz bu denli tehlikedeyken, dairelerin açılması kararı bu hükümet standartlarında bile akıl sır erdirilemezdir” denildi.
Büyükoğlu, Servet Vergisi talebinin gündeme gelmesi ve toplumda ciddi destek görmesi sonucunda, sürecin ultra zenginler aleyhine bir yöne evriliyor olmasından korkarak bu konunun da sessizce rafa kaldırıldığını açıkladı.
İlçeler arası geçiş yapan kişilere PCR testlerinin yapılması için yeterli kit olup olmadığının da meçhul olduğunu belirten Büyükoğlu,” Yine bu testler sırasında oluştuğunu gözlemlediğimiz yığılmalar daha da artırılarak, devlet kendi eliyle yeni vakalara davetiye çıkarmaktadır. Bir yandan halka ‘evde kalın’ çağrısı yaparken, diğer yandan daha çok insanın iş yerlerine döndürülmesi, çelişkili hükümet kararlarına bir yenisini daha eklemektedir” dedi.
“Hükümet edenlerin hangi mantıkla böylesi bir karar aldığını anlamak mümkün değil”
Büyükoğlu’nun açıklaması şöyle:
“Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun Pazartesi günü açıkladığı tam kapanma kararına rağmen, Bakanlar Kurulu’nun dünkü açıklamasıyla kısmi kapanma ve devlet dairelerinde rotasyon uygulaması önce çalışanların sonra tüm halkın sağlığını ateşe atar niteliktedir.
Günlük vaka sayılarında her gün yeni bir rekor sayıya ulaşılırken, hükümet edenlerin hangi mantıkla böylesi bir karar aldığını anlamak mümkün değildir.
Ekonomi öne sürülerek geç alınan tedbirler yüzünden, vakalar önüne geçilemez bir noktaya ulaşmıştır. Süreç içerisinde kararlı olduğu tek konu kamu çalışanlarının alın teri maaşlarını budamak olan hükümet, ‘ultra zenginlerden servet vergisi’ talebinin gündeme gelmesi ve toplumda ciddi destek görmesi sonucu, sürecin ultra zenginler aleyhine bir yöne evriliyor olmasından korkarak bu konuyu da sessizce rafa kaldırmıştır. Özel sektöre destek için kaynak arayışı gerekçesinin yalan olduğu, esas niyetin kamudaki koşulları özel sektör seviyesine gerileterek patronların elini güçlendirmek olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Oysa özel sektör çalışanlarına kamudaki koşulları sunmak niyetinde olan bir hükümet, özelde sendikalaşmanın önünü açarak bunu yapabilir, kriz döneminde ise ultra zenginlerin servetlerini vergilendirerek özelde çalışanları destekleyebilirdi.”
“Önce ekonomi diyen Hükümetimiz, ilk önce ekonomiyi batırmıştır”
“Gelin görünki “önce ekonomi” diyen Hükümetimiz, ilk önce ekonomiyi batırmıştır. Şimdi sağlık sistemi çökmenin eşiğinde ve can güvenliğimiz bu denli tehlikedeyken, kısmi sokağa çıkma yasağı gibi yetersiz tedbirler ve dairelerin açılması gibi skandal bir karar bu hükümet için bile akıl sır erdirilemezdir. İlçeler arası geçişleri artıracak bu uygulamanın riski bir yana, teste giden vatandaşların ‘malzememiz bitti’ denilerek geri döndürüldüğü duyumlarını sıkça almaya başladığımız bir dönemde, ilçeler arası geçiş yapan kişilere PCR testlerinin yapılması için yeterli kit olup olmadığı da meçhuldür. Yine bu testler sırasında oluştuğunu gözlemlediğimiz yığılmalar daha da artırılarak, devlet kendi eliyle yeni vakalara davetiye çıkarmaktadır. Bir yandan halka ‘evde kalın’ çağrısı yaparken, diğer yandan daha çok insanın iş yerlerine döndürülmesi, çelişkili hükümet kararlarına bir yenisini daha eklemektedir.
Derhal tam sokağa çıkma uygulaması ile tüm ülke kapatılmalı, vaka sayıları kontrol altına alınana kadar da ciddi bir denetim mekanizması kurulmalıdır. Ekonomiyi batırdınız, sağlığımızı elimizden almanıza izin vermeyeceğiz.”