Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN) Başkanı Eren Büyükoğlu, bazı kesimlerin adeta ödünün koptuğu, hükümet edenlerin ise unutturmaya çalıştığı Servet Vergisi talebinin halkta ciddi bir karşılık bulduğuna dikkat çekti
“Krizden çıkış şansımız olan bu uygulamayı değersizleştirme çabasına girmişlerdir”
Büyükoğlu’nun açıklaması şöyle:
Son dönemde gündeme gelen ve halkta da ciddi karşılık bulan “ultra zengin kesime yönelik Servet Vergisi uygulaması” talebi, maalesef bazı siyasi çevrelerin ödünü koparmış, toplumun yüzde 2’si gibi dar bir kesiminin çıkarlarını korumak adına, krizden çıkış şansımız olan bu uygulamayı değersizleştirme çabasına girmişlerdir.
Şunu belirtmek isteriz ki; Servet Vergisi uygulaması bazı siyasi çevrelerin iddia ettiği gibi ‘Kışla Komünizmi mantığı’ değil, bizzat IMF’nin ülkelere zaman zaman önerdiği, İtalya, İspanya, Kanada, İsviçre, Hollanda ve Norveç gibi birçok gelişmiş ülkede uygulanan bir kaynak yaratma yöntemidir.
“Siyasi çevrelerin, neye dayanarak Servet Vergisi Uygulaması’nı ‘gerçekçi’ bulmadığı merak konusu”
Toplumumuzun yalnızca yüzde 2’sine tekabül eden çok dar bir kesimin, milyonlarca sterlini bulan servetlerine getirilecek vergilendirme, bu kesimi sarsmayacağı gibi, ekonomiye kazandırılmadan kenarda bekletilen ciddi bir paranın piyasayı hareketlendirmesini sağlayacak, pandemi döneminde evine ekmek götüremeyen özel sektör emekçisine de çok ciddi katkılar yapılabilecek bir kaynak oluşturacaktır.
Hal böyleyken kaynak yaratma bahanesiyle her fırsatta “kamu çalışanlarından kesilsin” gibi hiçbir temeli ve uygulama gerçekçiliği bulunmayan, halkın alım gücünü düşürerek ekonomiye daha da büyük bir darbe vuracak uygulamaları savunabilen siyasi çevrelerin, bugün neye dayanarak Servet Vergisi Uygulaması’nı ‘gerçekçi’ bulmadığı merak konusudur.
“Halkın siyasi partilerden beklentisi, krize karşı çözüm yolları sunmalarıdır”
Servet Vergisi Uygulaması ile talep edilen, gayrimenkullerinin maddi değerinin, lüks taşınabilir mallarının ve banka mevduatlarının toplamının 500 bin sterlin ve üzerine denk gelen kesimlere, servetlerinin miktarına göre değişecek yüzdeliklerle kesintiler yapılmasıdır.
Böylesi bir servet zaten toplumun yüzde 2 gibi dar bir kesiminde bulunmaktadır. Bu dar kesimin sözcülüğünü yapmak adına Servet Vergisi talebini değersizleştirme çabasına girmek, toplumun yüzde 98’lik bölümünü mağdur etmek, iş yerlerinin batmasına seyirci kalmak, halkın günden güne fakirleşmesine göz yummak ve ekonominin daha da büyük bir batağa sürüklenmesinin yolunu açmaktır.
Başta hükümet edenler ve muhalefet göreviyle mecliste bulunan siyasi partiler olmak üzere, tüm siyasi çevreler üzerlerine düşeni yapmalı, dünya genelinde kaynak arayışı bağlamında başvurulan bu yöntemin ülkemizde de hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
Bu talebi ‘beğenmeyen’ siyasi kesimler ise, “kamu çalışanından kesilsin” yaklaşımının ötesinde, gerçekçi ve adil çözüm yollarını ortaya koymalıdır. Çünkü halkın -özellikle parlamentodaki- siyasi partilerden beklentisi, somut önerileri değersizleştirmeye çalışmaları değil, krize karşı çözüm yolları sunmalarıdır.