Özgür Tv’de Pınar Barut’un sorularını yanıtlayan Toplumcu Demokrasi Partisi lideri Cemal Özyiğit üniversitelerimizin yönetiminin YÖK aracılığıyla Türkiye hükümetine teslim edildiğini ve Kıbrıs‘ın kuzeyine ümmet toplumu olmanın dayatıldığını söyledi
Özyiğit: Benden ilahiyat fakültesinin devrini istediler, vermedim
Özyiğit, Eğitim Bakanı olduğu 4’lü koalisyon döneminde, Türkiye’nin kendilerinden, İlahiyat Koleji’nin devrini istediklerini hatırlattı.
Buna o dönem şiddetle karşı çıktıklarını anlatan Özyiğit, “Koalisyon ortaklarımızla da bunu paylaşıp, bu konuyu Türkiye ile tartışmama kararı almıştık. Sonuç olarak da bakanlığım boyunca bir daha TC Eğitim Bakanıyla görüşme olanağımız olamadı” dedi.
“Çavuşoğlu döneminde devir kararı sessiz sedasız alındı”
Kendisinden sonra Eğitim Bakanı olarak göreve başlayan Nazım Çavuşoğlu’nun da bu talebi kabul etmediğini ama bu duruma zemin yaratıldığını savunan Özyiğit, “Şimdi de son adım atılıyor” dedi.
2020 yılının Haziran ayında, herkes Covid-19 pandemisiyle boğuşurken, sessiz sedasız girişimler yapıldığını söyleyen Özyiğit, “İlahiyat Fakültesi’nin de kampüsünde bulunduğu Kıbrıs Sosyal Bilimsel Üniversitesi, ikili anlaşmayla Ankara Sosyal Bilimsel Üniversitesi’ne devredilmesi kararı alındı” dedi.
Özyiğit, o dönem mecliste Çavuşoğlu’na bunu defalarca sorduğunu ama cevap alamadığını belirtti.
“YÖK ile Eğitim Bakanı imzaladı, YÖDAK devre dışı bırakıldı”
Geçen sene atılan o adımların, şimdi ortaya çıktığını ve tamamlandığını söyleyen Özyiğit, Ankara Sosyal Bilimsel Üniversitesi’nin, Kıbrıs’ta bir Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) veya Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) gibi bir konuma gelmesi ve imtiyazlı olması için uğraşıldığını belirtti.
Özyiğit, “Bu kabul edilemez. Bu protokolü de YÖK Başkan yardımcısıyla bizim Eğitim Bakanımız imzalıyor. Yani YÖDAK da devre dışı bırakıldı. Üniversitelerimiz direk YÖK tarafından idare edilecek bir konuma getiriliyor” dedi.
“YÖDAK ve Eğitim Bakanlığı bostan korkuluğu mu?”
YÖDAK’a anayasal statü kazandırmak istediklerini ifade eden Özyiğit, kendi üniversitelerimizin YÖK eliyle Türkiye tarafından değil, devletin kendi kurumları tarafından kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Özyiğit, “YÖK elbette Türkiye ile olan ilişkiler bazında gerekli ama bizim yetkilerimizi elimizden alacak şekilde değil. Buradaki YÖDAK ve Eğitim Bakanlığı bostan korkuluğu mu?” dedi.
“Artık yeter! Daha fazlasını bu ülke kaldırmaz”
Türkiye’den bir üniversite buraya gelecekse, buradan arazi alarak yatırım yapmasının, öğretim üyeleri istihdam etmesinin gerekli olduğunun altını çizen Özyiğit, hali hazırda 30’a yakın üniversitenin var olduğunu söyledi.
Bu üniversitelerin bir kısmının eğitime başladığını, bir kısmının ise başlamak için çalışma yürüttüğünü kaydeden Özyiğit, “Artık yeter! Daha fazlasını bu ülke kaldırmaz. Daha fazla öğrenci gelmiyor ve böylece üniversiteler diğerinden öğrenci çalma yoluna gidecekler” dedi.
“Bize milliyetçi bir ümmet toplumu olmak dayatılıyor”
Özyiğit, ülkedeki üniversitelerin YÖK’ün kaderine ve Türkiye hükümetine devredilmiş durumda olduğunu vurgulayarak, YÖDAK ve Eğitim Bakanlığı’nın artık sembolik bile olmadığını söyledi.
Özyiğit, “Amaç yavaş yavaş tüm yönetimi Türkiye’ye devretmektir. Sonra da biz burada acente mi oluruz, bayiye mi döneriz bilemiyorum. Bu durumun bir diğer boyutu da, daha çok milliyetçi, daha çok ümmet toplumu haline getirilmeye çalışmamız ve bunun dayatılmasıdır” dedi.