Gürkut: Moleküler mikrobiyoloji ile karşılaştırılması akılcı değildir
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) bugün yaptığı basın açıklamasında özellikle PCR konusuna değinerek “tarama ve tanı yöntemleri sağlıklı gibi gözüken fakat virüsle enfekte kişilerin erken tanınması ve izolasyonlarının sağlanması ile bulaşın önlemesi için önemlidir” denildi
KTTB: SARS-CoV-2 kişilerde semptomatik ya da asemptomatik olarak bulunabilmekte
KTTB Başkanı Özlem Gürkut tarafından yapılan açıklamada, en endişe verici durumun asemptomatik kişilerden enfekte olacak kişilerin semptom göstermeleri ve hospitalizasyon ve ölüm oranlarının artması olduğu belirtildi.
Konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle:
“Toplumun gündemini meşgul eden, SARS CoV-2 virüsünün ve Covid-19 hastalığının varlığını, test yöntemlerini ve hekimlerin uyguladığı tedavileri sorgulayarak, akılları bulandıran, bireylerin salgın yönetiminde son derece önemli olan korunma tedbirlerine uyumunu azaltarak halk sağlığını tehlikeye atan ve aralarında maalesef bazı meslektaşlarımızın da bulunduğu, bazı kişiler ortaya çıkmıştır.
SARS-CoV-2 kişilerde semptomatik ya da asemptomatik olarak bulunabilmektedir. En endişe verici durum asemptomatik kişilerden enfekte olacak kişilerin semptom göstermeleri ve hospitalizasyon ve ölüm oranlarının artmasıdır. Bu nedenle tarama ve tanı yöntemleri sağlıklı gibi gözüken fakat virüsle enfekte kişilerin erken tanınması ve izolasyonlarının sağlanması ile bulaşın önlemesi için önemlidir.Halen birçok ülkede tanılar PCR ve sekanslama yöntemlerini içermekte ve IgM ve IgG değerleri ve en önemlisi klinik bulgular ile doğrulanmaktadır.”
“SARS-CoV-2’nin tanısı da bunlardan farklı değildir”
“Günümüzde moleküler bir tanı yöntemi olan PCR ile; HIV, HPV, HBV, HCV, CMV, cinsel yolla bulaşan patojenlerin tanısı yapılmakta ve tanı laboratuvarlarında kullanılmaktadır. SARS-CoV-2’nin tanısı da bunlardan farklı değildir. Eğer altın standart PCR yöntemi kullanılarak, semptomatik olsun veya olmasın enfekte kişiler tanınmasaydı bugün ülkemizde çok yüksek ölüm oranlarından bahsediyor olacaktık.
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Tıp Kütüphanesi’nde (NIH-NCBI) internet bağlantısı ile erişilebilecek SARS-CoV-2 kaynaklı 246.863 nazofarengeal sürüntüden elde edilmiş dizi analizi verisi, 96.784 nükleotid kaydı, 4.967 klinik deneme, 119.568 uluslararası indeks yayın bulunmaktadır. GISAID Girişimi, COVID-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 ile ilgili hızlı veri paylaşımını teşvik eden bir ağdır. Araştırmacıların salgın ve salgınlar sırasında virüslerin nasıl geliştiğini ve yayıldığını anlamalarına yardımcı olmak için genetik diziyi ve insan virüsleriyle ilişkili klinik ve epidemiyolojik verileri içermektedir.”
“Moleküler mikrobiyoloji ile karşılaştırılması akılcı değildir”
“Covid-19 hastalığına sebep olan ve betacoronavirüs ailesinden olan SARS-CoV-2 için GISAID, virüsün referans dizisini ücretsiz olarak yayınlamaktadır. Bu referans dizi, Wuhan Viroloji Enstitüsü tarafından, 30 Aralık 2019’da Hubei Eyaletindeki Wuhan Jinyintan Hastanesinde semptomatik bir hastadan toplanan bronkoalveolar lavaj sıvısının (BALF) klinik bir örneğinden izole edilmiştir. Koch postulatı kavramı klasik mikrobiyolojik yöntemler için kullanılmaktadır, moleküler mikrobiyoloji ile karşılaştırılması akılcı değildir.”
“Bilim ve insan sağlığına katkı sağlamaları daha doğru bir yol”
“Ülkemizde ilk günden beri takip ve tedaviler DSÖ, CDC ve Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın bilimsel rehberleri doğrultusunda, ülkemiz olanakları dahilinde yürütülmektedir. Hiçbir hekim ve sağlık personeli hastalarına güncel bilimsel verilere uygun olmayan bir uygulama yapmamaktadır.
Altın standart PCR testlerin bizleri SARS-CoV-2 bulaşından kurtarması için tanıda önemli bir yeri bulunmaktadır. Kitlesel taramalar özellikle asemptomatik kişilerin tanısını koymakda önemlidir. Söz konusu kişilere bağnaz düşüncelerden uzak durarak halkta daha fazla endişe ve korku yaratmak yerine, bilim ve insan sağlığına katkı sağlamalarının daha doğru bir yol olduğunu hatırlatmak isteriz.