Gazeteci Yazar Kutlu Adalı cinayetinin işlendiği tarihlerde Mağusa Adli Şube Müdürü olan Tema Irkad, cinayetin KKTC makamlarınca çözülebilmesinin önündeki engelin, Anayasa’nın geçici 10. maddesi olduğunu söyledi
Irkad: Anayasanın geçici 10. maddesi soruşturma önündeki engel
Halk TV‘de katıldığı bir yayında konuşan Irkad, o günlerde yaşadığı süreci anlatarak, KKTC Anayasası’nın geçici 10. maddesine işaret etti.
St.Barnabas baskınının, 14 Mart 1996 tarihinde meydana geldiğini hatırlatan Irkad, o akşam kendisinin ekibiyle birlikte, o civarda kumarhaneler kontrolüne çıktığını anlattı.
Irkad, “O esnada telsizlerimize, o güne işitmediğim bir telaşla çağrı geldi. Çağrıyı yapanlar çok panik içindeydiler. Arkadaşlarıma çağrıların kime ait olduğunu sorduğumda, St. Barnabas nöbetçileri olduğu söylediler” dedi.
“Dehşet içindeki ve titrer vaziyetteki St. Barnabas nöbetçilerini gördük”
Kendilerinin o an St. Barnabas’a gidemediklerini ve ertesin gün dönemin Mağusa Polis Müdürü Ahmet Zayim‘in kendisini aradığını belirten Irkad, St. Barnabas’ta bazı olayların vukuu bulduğunun anlatıldığını ve olay yerine giderek olayı soruşturma yapmasının istendiğini söyledi.
Irkad, “Aldığım direktif sonrası bir arkadaşımla olay yerine gittik. Orada dehşet içindeki, titrer vaziyette ve sinmiş olan St. Barnabas nöbetçilerini gördük. Nöbetçilerin akşam 17:00 sıralarında, askeri araçla gelen askerler tarafından tutukladıklarını ve ellerinin bağladığını öğrendik. Üstelik bu nöbetçiler de silahlıydı, o şekilde görev yapıyorlardı” dedi.
“Kazıda oradan ne çıkarıldığını tespit edemedik”
Irkad, nöbetçilein silahlı olmalarının sebebinin, St. Barnabas’ın ana binasında bulunan ikonların değerinin paha biçilemez olması olduğunu ve nöbetçisiz olduğu dönemde hırsızlar tarafından soyulması olduğunu anlattı.
Irkad, “Sorgulamamız esnasında bize verilen bilgi, oraya gelip nöbetçileri esir alan, ellerini bağlayıp başka bir oda içine kilitleyen askerlerden sonra başka sivil araçlarında olay mahaline geldiği ve St. Barnabas’ın mezarının içinde olduğu alanda kazı yapıldığıydı. Ben o kazı alanına girdim. 1 metrekarelik bir alanda çok derin olmayan bir kazının yapıldığını tespit ettim. Ancak yaptığımız tetkik sonucu oradan ne çıkarıldığını tespit edemedik” dedi.
“Galip Mendi’yi ‘Sen bu cinayet olayının içindesin’ diyerek suçladım”
Irkad şunları anlattı:
“Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili herhangi bir soruşturma yapmadım. Olayın olduğu gün de, benim emeklilik öncesi iznimin başlangıcıydı. Ancak sivil hayata başladıktan sonra Yenidüzen Gazetesi‘nde köşe yazmaya başladım.
Dolayısıyla Kutlu Adalı cinayeti üzerine çok gittim. Bazı bulgularım da oldu, edindiğim bilgileri işledim. GKK Başkanı Galip Mendi adaya geldikten sonra onu suçladım, ‘Sen bu cinayet olayının içindesin’ diyerek suçladım.
“Tehditler aldım, mahkemeye verildim”
Yazılarımdan dolayı Sivil Savunma Başkanlığı rahatsız oldu, tehditler almaya başladım. Sonra da mahkemeye verildim ancak aleyhime herhangi bir delil sunulamadığı için mahkeme basınla ilgili davaları reddetti.
2017 yılında ise Lefkoşa’da olduğum bir esnada tanımadığım biri ismimle hitap ederek yanıma etti.
Bu kişi bana, ‘Tema abi ben seni tanıyorum, sen beni tanımıyorsun. Yazılarının hepsini okudum, ölüm tehditleri aldın, evinin yakıldığını ve kimlerin yaktığını da biliyorum. Kutlu Adalı öldürülürken ben olay yerindeydim. Abdullah Çatlı, beraberinde getirdiği genç bir çocuğa cinayeti işletti. O anda Hüseyin Demirci isimli şahıs da oradaydı” dedi.
“Anayasanın 10. maddesi orada olduğu müddetçe…”
Yani bu tahkikatın salimen yürütülüp yürütülemeyeceği ve soruşturmanın açılıp açılmayacağı gerçekten muammadır.
Çünkü Anayasamızın geçici 10. maddesi, orada bulunmaya devam ederse, ne mecliste kurulacak komisyonlar ne de polisin ürüteceği bir tahkikat, herhangi bir olumlu noktaya gelemeyecek”
Geçici 10. Madde:
“Kıbrıs Türk halkının savunması ve iç güvenliği ile milletlerarası durum gerektirdiği sürece bu Anayasanın 117. maddesinde yer alan kurallar yürürlüğe girmez. Anayasa yürürlüğe girdiği tarihte dış ve iç güvenliğin sağlanmasında kullanılan bütün kuvvetlerle, bunlara ilişkin olarak uygulamada olan usul ve hükümlerin ve bu konularda kabul edilmiş ve edilecek işbirliği esaslarının uygulanmasına devam olunur”
117. madde bendleri:
(1) Yurt savunması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerince sağlanır.
(2) Yurdun güvenliğinin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Cumhuriyet Meclisine karşı Bakanlar Kurulu sorumludur.
(3) Silahlı Kuvvetler Komutanı, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı adına yerine getirir.
(4) Silahlı Kuvvetler Komutanı, Savunma Bakanının önerisi ve Bakanlar Kurulunun kararı izlerine, Cumhurbaşkanınca atanır.
(5) Savunma Bakanlığına bağlı silahlı kuvvetlerin ve bağlı komutanlıkların kuruluşu, görev, yetki ve sorumlulukları yasa ile düzenlenir.
Hazırlayan: Özgür Gazete