Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Miletvekili Asım Akansoy, ‘Müdahalenin İstihbarat Tablosu’ isimli 2020’de yapılan seçimlerde Ankara hükümetinin yaptıklarına dair sunulan rapor hakkında eleştirilerde bulundu
Akansoy: Rapor, bildiklerime bilmediklerimi kattı
Akansoy sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Müdahale Raporunu dikkatlice okuduğunu ve çalışmayı yapan kişilere kendi adına teşekkürlerini iletirken, aynı zamanda bildiklerinin yanı sıra yeni şeyler de öğrendiğini kaydetti.
“İnanıyorum ki, bu konuda çok daha fazla kişinin aktaracakları vardır” diye açıklamasına devam eden Akansoy, Kıbrıslıtürklerin kendi topraklarının efendileri olabilmelerinin esaslarından bahsetti.
Akansoy’un sosyal medya paylaşımının tamamı şu şekilde:
“İnanıyorum ki, bu konuda çok daha fazla kişinin aktaracakları vardır. Kıbrıslıtürklerin kendi topraklarının efendisi olabilmesinin önemli bir yolu da, demokrasi, insan hakları, sivilleşme ve özgürlük mücadelesini ve müdahaleleri olabildiğince açık bir şekilde konuşmaktan, tartışmaktan geçer.
“Olur böyle şeyler demeden, ciddiyet ve sorumlulukla konuşmalıyız”
Korkmadan, cesaretle. Biz, var olan durumun fotoğrafını tüm açıklığı ile çekmeden, var olan bataklığı saptamadan, duruma çare üretemeyiz.
Ne durumdayız? Neredeyiz? Ne haldeyiz? üstünü örtmeden, kol kırılıp yen içinde kalsın, her zaman olur böyle şeyler demeden, samimiyetle, ciddiyet ve sorumlulukla konuşmalıyız.
Kendi kendini yönetebilme yolunda yürürken, gerek ekonomik, gerekse siyasi olarak Kıbrıs’ın Kuzeyinin her bir noktasında Kıbrıslıtürklerin bugününü ve barış yolunda yarınını kurabilmek için olabildiğince bütünlüklü adımlara ihtiyacımız var. Dönüşüm programlarına.
Bunu da el birliği ile gerçekleri görerek, anlayarak yapabiliriz.
Demokrasimize yapılan müdahalenin kapsamı o kadar geniş, yaralayıcı ve ağırdır ki, bugün yaşadığımız büyük siyasal ve sosyal sarsıntının temelini dünden attılar diyebiliriz.
“Rapor tarihi niteliktedir”
Rapor, tarihi niteliktedir. Utanç belgesidir. Küçük bir toplumun kendi iradesine tahammülsüzlüğün, müdahalenin, kendini bilmezliğin resmidir.
Bu raporun dar bir alanda kalmaması, toplumun en geniş kesimleri ile bütünleşerek, yeni bir döneme kapı açması gerekir. Belli bir çevreye indirgenmemesi, tüm demokrasi ve yurtsever kesimleri kucaklaması gerekir.
Bu çerçevede, dar alanda gereksiz tartışmalar, suçlamalarla tepki örgütlemek yerine, hep birlikte neler yapılabileceği üzerine yeni bir tartışmanın zamanı gelmiştir, diye düşünmekteyim. Gidişat gidişat değildir.
Zaman demokrasiye sonuna kadar sahip çıkma zamanıdır. ‘Orada olanlar burada olmayacak’ deme günüdür!”