HAKSEN, asgari ücretin yerinde saydığı, TL’nin her gün değer kaybettiği, pandeminin tüm halkı maddi manevi sarstığı bir ortamda, önce tüp gaza yapılan zammın ve PCR’ların ücretli hale getirilmesinin “hiçbir akla vicdana sığmadığını” belirtti
Büyükoğlu: Halk ödeyeceği kadar ödedi, artık ödeme sırası hükümette
Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN) Başkanı Eren Büyükoğlu yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde gerçekleştirilen tüp gaz zammı ve PCR’ların ücretli hale getirilmesine sert tepki gösterdi.
Büyükoğlu, “Bu halk ödeyeceği kadar ödedi, artık ödeme sırası siz hükümet edenlere geliyor, haberiniz olsun” dedi.
“Biz sizden destek anlamında ümidi kestik, bari köstek olmayın’ dedikçe, bir yandan zamlar, bir yandan akıl almaz pandemi kararlarıyla, her geçen gün halkımız için yaşam daha da zor hale getiriliyor” diyen Büyükoğlu, halka yaşamı her geçen gün daha da zorlaştıranların, ülkeyi yönetip belirli bir refah seviyesine ulaştırmak için görev ve yetki alanlardan başkası olmadığını savundu.
Büyükoğlu açıklamasına şöyle devam etti;
“Üzücüdür ki bu şahıslar, halktan aldıkları yetkiyi halka karşı kullanmaktan hiç çekinmemekte, ancak ultrazengin bir azınlığı en ufak vergiden muaf tutup, her fırsatta koruyup kollamaktadır.
Ne üzücüdür ki, uzmanların zorunlu PCR testlerinin haftada bir yerine ikiye çıkarılmasını önerdiği bir dönemde testler herkes için ücretli hale getirilerek halk test yapmamaya teşvik edilmektedir.
Ve yine ne üzücüdür ki, daha önce defalarca ‘kamudaki en düşük maaşa sabitlenmesi için’ çağrıda bulunduğumuz asgari ücret, tüm bu içinden çıkılmaz ekonomik ortamda, halen daha yerinde saymakta, insanımızla alay edilmektedir.
Doğal gaz zamlarından PCR ücretlerine, faturayı her daim halka ödetme çabasında olan hükümet edenler, halkta biriken endişeyi ve çaresizliği bir türlü görmemekte, ya da korudukları ultrazengin kesimin desteğine güvenerek, görmezden gelmektedir.
Ancak gün gelir, çaresizlik, üzüntü ve kaygı yerini kocaman bir öfkeye bırakır. İşte halkımız ve halkımızın örgütleri artık tam da bu noktadadır. Artık yaşananlara tepki göstermemek kaçınılmaz hale gelmiş, öfkelenmemek imkansız olmuştur.
Hükümet edenlere son uyarımızdır. Çalışan ve emekçi kesime bu ülkeyi yaşanamaz hale getirdiniz. Bu halkın sizin faturalarınızı ödemeye ne gücü, ne niyeti kalmamıştır.
Zamlarınızı ve tuhaf kararlarınızı derhal geri alınız, halkın nefes borusundan ellerinizi çekiniz.
Bu halk her koşulda varoluş mücadelesine devam eder, ancak siz bugünlerin bedelini her şeyden çok sevdiğiniz koltuklarınız, siyasi kariyerleriniz ve kokuşmuş düzeninizi kaybederek ödersiniz”.