KıbrısManşet

KTMO’dan Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı’yla ilgili açıklama


Kıbrıs Türk Mimarlar Odası (KTMO), imar planlarında son sözün, özerklik yoluyla siyasi erkin elinden alınması gerektiğini savundu

KTMO: Toplumsal katılımın gerçekleşmediği, demokratik ve adaletten yoksun plan

KTMO, bağlı bulundukları Kıbrıs Türk Muühendisler ve Mimarlar Odaları Birliği (KTMMOB) aracılığıyla yaptığı açıklamada, Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı ile ilgili görüşlerini en son 17 Temmuz 2020’de duyurduklarını hatırlattı.

Oda, öncesinde ise 2018 yılında yayınlanan “Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi Emirname Taslağı”, ardından, başlatılan söz konusu “Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı” çalışmalarının süreci ve sonucu ile ilgili endişelerini ve görüşlerini de, sürecin takipçileri olarak ilgili kuruluşlarla paylaştıklarını, yapmış oldukları basın açıklamalarıyla açıkça ifade ettiklerini belirtti.

KTMO açıklamanın devamında şunları kaydetti;

“Tarihi çok önceden ilan edilen ve sürekli değiştirilen, dolayısıyla anlamını yitiren emirnamelerin ülkeye yaptığı zararın boyutlarını hepimizin yaşadığını da belirtmiştik.

Toplumsal katılımın gerçekleşmediği, demokratik ve adaletten yoksun emreden bir yasanın yürürlükte devam etmesinin yanında, ayrıca imar planının halen daha hayata geçememesinin bu ülkeye yapılan en büyük yıkım olacağını, yazılı buyruklarla çağdaş ve evrensel yaklaşımların baltalanmakla kalmadığını, toplumun geleceğini şekillendirirken fırsat eşitsizliğini de yaratmış olduğunu vurgulamıştık.

“Plan akıllarda onlarca soruyla yürürlüğe sokulmak isteniyor”

Ancak gelinen noktada, yayınlanmak istenen imar planı hukuksuz bir şekilde ilgili kurumlarla paylaşma ihtiyacı bile duyulmadan, akıllarda onlarca soruyla yürürlüğe sokulmak istenmektedir. Yapılan değişikler varsa, planı hayata geçirmeden, ilgililer, kamuyu detaylı bir şekilde bilgilendirmekle ve görüşlerini almakla yükümlüdürler. Etik anlayış bunu gerektirir.

Şüphesiz, bu kaotik durumu topluma yaşatan ve 1989 yılından bu yana revizyonunu talep ettiğimiz 55/89 İmar Yasası’nda siyasilere tanınan yetkilerdir. Bu yasa son sözü siyasilere vermektedir. İmar Yasaları, çok disiplinli, uzun soluklu, özverili çalışma gerektiren, bilimsel verilere dayalı, toplumun ve doğal çevrenin çıkarlarını ön plana alacak şekilde yapılandırılırlar.

“İmar planlarında son söz özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır”

Bu yapının korunması için de etkin yasal zemine ihtiyaç vardır. Dolayısıyla, imar planlarında son söz siyasi erkin elinden alınıp özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. 55/89 İmar Yasası’nın revize edilerek çok daha kapsamlı çağdaş mimari politikaları da içerecek şekilde hazırlanması şarttır.

Son 20 yıla bakıldığında hükümetlerde görev almayan siyasi parti kalmamıştır. Bunların hiçbiri 55/89 İmar yasasının adaletli bir yapıya oturması için adım atmamıştır. Yaşanılan kriz yeni bir kriz değildir. Bu konuda köklü bir değişikliğe gidilmezse ülke olarak daha çok “imar planı veya emirname krizleri” yaşayacağımız ortadadır.

“Ülkenin geleceğinin şekillenmesi ve planlaması siyasi ve bireysel çıkar korkularıyla yapılamaz”

Her değişen hükümet döneminde üzerine basa basa aktardığımız 55/89 Sayılı İmar Yasası’nın içeriğinde bulunan yetkiler, Şehir Planlama Dairesi ve bağlı olduğu bakanlığın iki dudağının arasında yapılan yasalarla, tüm ülkenin kaosa sürüklenmesine sebep olunurken, oluşan çarpık düzenin sürdürülemez olduğu da aşikardır. Bilimsel verilere dayalı olarak, tüm sektörel paydaşlarla birlikte, halkın ihtiyaçları ve ülkenin öngörülen planlamasıyla direk ilişkili ve şeffaf yürütülmesi hedeflenen imar planı çalışmaları, bugün gelinen noktada süresi zaten uzatılmış ve hayata geçirilirken de yangından mal kaçırırcasına, paylaşma ihtiyacı dahi duyulmadan, sanki belirli bir zümrenin isteklerine göre şekillendirildiği hissini uyandırmaktadır.

Ülkenin geleceğinin şekillenmesi ve planlaması siyasi ve bireysel çıkar korkularıyla yapılamaz. İlgili İmar planının hayata geçmeden varsa değişikliklerin kamuyla paylaşılmasını aksi takdirde bu duruma karşı duracağımızı bildiririz. Mimarlar Odası olarak görüşümüz, önceliğin kamu yararının gözetilmesi olduğudur. Ülkenin demokratik vizyonlarla yönetilmesi, topal ve çarpık yapılaşmanın, tüm topluma yapılan adaletsizliğin ortadan kaldırılması talebimizdir.

KTMMOB Mimarlar Odası

Başkan ve Yönetim Kurulu











Başa dön tuşu