Kıbrıs Türk Yerli Un Sanayicileri, döviz kurlarında yaşanan düşüş nedeniyle, doları 12 TL’ye sabitleyerek, satış fiyatlarını düzenleme kararı aldıklarını duyurdu
Yerli Un Sanayicileri satış fiyatlarında doları 12 TL’ye sabitledi
Kıbrıs Türk Yerli Un Sanayicileri tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, yerli un fabrikaları sabah saatlerinde bir araya gelerek, durum değerlendirmesi yaptı ve kurlarda yaşanan düşüşü de göz önünde bulundurarak bazı yapıcı kararlar aldı.
Açıklamada, dün geceden bu yana TL’nin yabancı para birimleri karşısında hatırı sayılır değer kazanmasının, un fiyatlarına ve dolayısıyla başta ekmek olmak üzere, unlu mamüllerin tümüne yansıması gerektiği kaydedildi.
“Fiyatların aşağı çekilmesi için bir fırsat”
Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Dolar kuru 12 TL olarak baz alınarak, her bir fabrikalarımızın kendi maliyetlerini göz önünde bulundurarak yapacakları hesaplamayla, satış fiyatlarını düzenleme kararı aldığımızı tüm halkımıza duyurmak isteriz.
Ayrıca bugünden itibaren kurlara bağlı hareketlerde gerekli tepkiyi fiyatlarımıza, aşağıda tutma gayreti içinde yansıtacağız.
TL’nin değer kaybı nedeniyle, yabancı para birimlerinde oluşan yüksekliğin un fiyatlarına yansıdığı gerçeğinden hareketle, TL’nin yeniden değer kazanmaya başlamasını, fiyatların aşağı çekilmesi için bir fırsat olarak görüyoruz.
“Arpa için yapılan sübvanse buğday fiyatları için de yapılabilir”
Ayrıca belirtmek isteriz ki; un ve unlu mamullerin ithalatının serbest bırakılmasının düşünüldüğü bu dönemde, arpa alımı için yapılan ve et, süt ve süt ürünlerinde fiyat istikrarı sağlanmaya yönelik başarılı bir şekilde yürütülen süpvanse sistemi bütçesinin, sadece yüzde 10’a denk gelen bir destek sistemi buğday fiyatları için de yapılabilir.
Bunun yapılması da, gerek un, fırıncılık ve unlu mamül sektörleri ve gerekse hiçbir tüketici grubuna zarar vermeden ve tümünü tatmin edecek bir sonuç doğurur.
Böylelikle tüketiciye de daha ucuza ekmek ve diğer unlu mamuller ulaştırılabilir.
Hükümetin, yerli un fabrikalarımızı kapattıracak kararlar almadan önce, daha kalıcı ve destekleyici olan bu yöntemleri hayata geçirmesi gerektiğini de tekrar vurgulamak isteriz”
