KıbrısManşet

“Seçilmiş kişiler de Anayasa’yı ihlâl eden yasa çıkaramazlar”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği, hükümetin ısrarla Anayasa‘yı ihlâl ederek ve bunu açıkça ifade ederek belediye seçimlerini ertelemeye çalışmasına çok sert tepki koydu

“Anayasaya aykırı atılan her adım ‘Hukuk Devleti’ni yok saymaktır”

Birlik yaptığı yazılı açıklamada, bizzat Yürütme ve Yasama organları tarafından yapılan Anayasa’ya ve Yasalara aykırı işlem ve uygulamaların alışkanlık haline gelmeye başladığını endişe ile gözlemlediklerini belirtti.

Açıklamada, “Sadece hukuk yapmakla değil; yaptığı hukukla bağlı olmak zorunda olan devletin en üst erklerinin bu tutumu, ‘Hukuk Devleti’ ilkesini ciddi şekilde sarsmaktadır. Bu tutumun, 2021 yılı Nisan ayında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararın ardından, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın ve yetkililerinin ülke ve yargı bağımsızlığını zedeleyen açıklamaları karşısında takınılan suskun ve müdahaleyi meşrulaştırıcı tavırla uyum içerisinde olduğunu görmek kaygılarımızı artırmaktadır” denildi.

“Anayasal ihlâlin, hükümet tarafından rahatlıkla ifade edilebilmesi; toplumun keyfi kararlara göre yönetildiğine göstergedir”

Açıklama şöyle devam etti;

“28 Mart 2022 günü Meclis’in gündemine getirilen belediye seçimlerinin ertelenmesine dair hazırlanan yasa tasarısı ve bu tasarıyı savunan hükümet yetkililerinin dile getirdiği cümleler, yukarıda ifade ettiğimiz Hukuk Devleti İlkesi’nin ihlâl pratiği bakımından gelinen noktayı ne yazık ki bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Genel manada hukukun, özelde ise ‘toplum sözleşmesi’ diye tabir edilen ve değiştirilmesi yasalara nazaran daha zor olan Anayasal kuralların, bu kadar kolay bir şekilde ihlâl edilmesi ve bunun hükümet mensupları tarafından Meclis kürsüsünden rahatlıkla ifade edilebilmesi; toplumun hukuk çerçevesinde değil, keyfi kararlara göre yönetildiği bir noktaya geldiğimizi ortaya koymaktadır.

“Seçilmiş kişiler de Anayasa’yı ihlâl eden yasa çıkaramazlar”

Hukuk devleti, herkesin uymakla zorunda olduğu kurallar toplamından oluşmaktadır. Nasıl ki, bir vatandaş veya ülkede bulunan bir yabancı, mevzuatta yer alan kurallara uygun davranmakla mükellef ise; seçilmiş kişiler de Anayasa’yı ihlâl eden yasa çıkaramazlar, yasaya aykırı karar alamazlar, icraatta bulunamazlar ve işlem yapamazlar.

Anayasa, Anayasa’yı gözetmekle ve ona uymakla birinci derecede yükümlü olan devletin temel organlarının kendilerine verilen bu sorumluluğu ihlal edeceğini öngörmemiş olduğundan; bu gibi ihlallerin yaptırımı veya çaresini de içermemektedir.

“Sürekli saldırıya uğrayan hukuk sistemimize bu şekilde bir yara daha açmak kabul edilebilir değil”

Ancak unutulmamalıdır ki, bu yaptırım veya çarelerin yokluğundan istifade edilerek Anayasa’ya aykırı işlem ve/veya kararların pratik haline getirilmesinin hukuki güvenlik bakımından içerdiği tehlikeler, bir gün tüm toplum mensupları gibi bu kararları alanların da ayağına dolanacaktır.

Son zamanlarda ülkedeki ekonomik ve sosyal çöküntüden kurtulup, gittikçe derinleşen yoksullaşmanın önüne geçmek için çözüm önerilerini hayata geçirmek yerine, sürekli saldırıya uğrayan hukuk sistemimize bu şekilde bir yara daha açmak kabul edilebilir değildir”











Başa dön tuşu