KıbrısManşet

Akansoy: Protokolün içeriğinin paylaşılmaması Atun krizinden daha büyük




Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Asım Akansoy, UBP’nin yarattığı büyük tahribata karşı direnç gösterebilecek kesimlerin bu gidişata dur demek için işbirliği içinde olmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi

Akansoy: UBP içindeki çok başlılık Ankara’daki odaklar tarafından destek görüyor

Mayıs Tv‘de Meltem Sakin‘in sorularını yanıtlayan Akansoy, Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun “Ya Atun’u görevden alırsınız ya da istifa ederiz” tavrını değerlendirdi, sonrasındaki gelişmelerle birlikte tüm bu yaşanılanların UBP kurultayının depremi olduğunu belirtti.

Akansoy, UBP içindeki çok başlılığın Ankara’daki çeşitli odaklar tarafından destek gördüğünü ifade ederek, “Bundan sonraki süreçte istikrarlı bir hükümet çok kolay yakalanamayacak” dedi.

“Bu bir çürümüşlük halidir. Sistem çökmüş durumdadır”

Krizin çok büyük olduğunu söyleyen Akansoy, Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Ersin Tatar’ın seçilmesi için 2020 seçimlerinde Ankara’nın ağır müdahalesinin siyasete olan güvensizliği yaratan olayların baş aktörü olduğu kaydetti.

Akansoy, müdahalelerin buradaki siyasi sistemi kilitlediğini, tamamen bir çürüme durumu içinde olduğumuzu belirterek, “Bu bir çürümüşlük halidir. Sistem çökmüş durumdadır. Siyasi sistemdeki çöküş ekonomik ve sosyal anlamda da etkilerini beraberinde getirmektedir” dedi.

Akansoy, bu durumu UBP içinde dik duruş olarak değerlendirildiğini, ancak dik duruş demenin kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendi kendini yönetebilen Kıbrıs Türk halkının toplumsal varlığının yok olmasının önüne geçebilecek toplumsal modeli savunabilmek olduğunu, UBP’de böyle bir görüş olmadığını kaydetti.

“Protokolün içeriğinin paylaşılmaması Sunat Atun krizinden daha büyük”

Akansoy Tatar’ın, hükümetin istifasını kabul etmesi durumunda ardından yine hükümeti kurma görevini Sucuoğlu’na vereceğini düşündüğünü belirterek, şu anda var olan hükümet modeline alternatif bir hükümet olduğunu ise düşünmediğini söyledi.

Asım Akansoy, var olan hükümetin yamalı bohça devam ettirileceğini düşünmekte olduğuna ve hala hiçbir icraat yapmadığına dikkat çekerek, Türkiye ile bir protokol imzalandığını ancak bunun paylaşılmadığını hatırlattı.

Sucuoğlu’nun muhalefet ile içeriğini paylaşacağını söylediğini ancak bunun olmadığını kaydeden Akansoy, protokolün içeriğinin paylaşılmamasının Sunat Atun krizinden daha büyük bir kriz olduğunu, halkın geleceğini ipotek altına alabilecek ve çalışanların haklarını gasp edebilecek unsurlarının işin içinde olduğu iddialarının konuşulmakta olunduğunu kaydetti.

“Olabildiğince ses verebilmeye çalışıyoruz”

UBP’nin yarattığı büyük tahribata karşı direnç gösterebilecek kesimlerin bu gidişata dur demek için işbirliği içinde olmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Akansoy, CTP olarak Meclis içinde ve dışında zamlara ve gelişi güzel hamlelere karşı olabildiğince ses vermeye çalıştıklarını ifade etti.

Akanso hükümetin popülist bir zihniyette olduğunu, Tatar’ın da bunun dik alasını yaptığını vurgulayarak “Meclis’te muhalefetin bir anlam kazanabilmesi, etkili olabilmesi için diyalog olmalı, görüşleriniz dikkate alınmalı ve yol alınmalıdır. Ancak hükümet bugün ben yaptım olur mantığını üstü düzeyde öne sürmektedir” dedi.

“Türkiye’nin enflasyon vergisini karşılaması gerekir”

Ülkede büyük bir ekonomik kriz olduğunu, son bir yıllık enflasyonun yüzde 84 civarında açıklandığını anımsatan Akansoy, maaşların yüzde 84 oranında artırılmadığı düşünüldüğünde, toplumun alım gücünün ne kadar düştüğünün de anlaşılacağını belirtti.

Akansoy bu şekilde bir yere varılamayacağını CTP olarak dile getirdiklerini söyleyerek, istikrarlı muhasebe birimi olarak Euro’ya geçişi önerdiklerini, bu konuda Türkiye ile yapılacak olan protokolde bunun dikkate alınması gerektiğini de söylediklerini kaydetti.

Bu olmazsa, Türkiye’nin enflasyon vergisinin burada karşılaması gerektiğinin altını çizen Akansoy, “Protokol sisteminin bir getirisi yok, Türkiye ile imzalanan protokol rejimi Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomik düzene ulaşmasını sağlamaz” dedi.

“Protokoller gerilim unsuru”

Akansoy, şöyle devam etti, “Sopa Ankara’nın elinde birşeycikler yaparsanız onun karşılığında belli katkıları size yapıyor. Uygun görmezse sağlamıyor. Dolayısıyla bu bir gerilim unsuru haline dönüyor. Bugünlerde protokollerin Kıbrıslı Türklerin ekonomik gelişimine bir katkı koymamış olması yönünde yapılan konuşmaları memnuniyetle dinliyorum.

Protokollerin gerçekleşme oranının da zaten ciddi bir oran olmadığını görüyoruz. Hedef eğer ki gerçekten ortaksa ve bu hedef de Kıbrıslı Türklerin ekonomik olarak yeterliliği ise siyaseten kendi kendini yönetmesi ise bunlara yönelik enstrümanların gelişmesi lazımdır. Bugüne kadar imzalanan bu protokollerin ve bunun yarattığı rejimlerinin bu hedeflere bizi ulaştırmadığını söylemek gerekir.”

“Güven yaratıcı önlemler konusunda ısrarcı olmalıyız”

Asım Akansoy, “Aklımızı başımıza toplamamız gerekiyor” diyerek, ekonomik düzenin iyileşmesi yönünde sadece bu sıkışma bağlamında değil, aynı zamanda Kıbrıs sorunu kapsamında güven artırıcı önlemler ekseninde neler yapılabileceğinin ekonomik sıkıntıları aşma bağlamında ne sonuçlar doğurabileceğini konuşarak bir yol haritasının belirlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Akansoy, ülkede ekonomik sorunların da ana sebebinin Kıbrıs sorunu olduğunu belirterek, burada önemli olanın bir açılım yapabilmek olduğunu söyledi. Akansoy, “Madem ki müzakere sürecinde bir durgunluk var ve yeniden başlaması güneydeki ve Türkiye’deki iki seçime bağlıdır o zaman şimdi yapılması gereken güven yaratıcı önlemler çerçevesinde hem Kıbrıs sorununda bir açılım yapabilmek hem de Kıbrıslı Türk ve Rumların var olan sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanmasına dönük ortaya çıkan alternatiflerin değerlendirilmesi önemlidir” diye konuştu.

Akansoy, Ercan Hava Limanının BM kapsamında uçuşlara açılması ve Mağusa Limanının AB ile istişare içinde hareket etmesinin önemli olduğunu belirterek, “ancak iki devletlilikten bahsedildiği sürece bileceğiz ki biz bu imkanlardan yararlanamayacağız” dedi. Akansoy, güven yaratıcı önlemler yanında kapıların açılması yönünde de ısrarcı olunması gerektiğini söyledi.

“ABD söz konusu gazın çözümden sonra değil şimdi konuşulması gerektiğini söylüyor”

Akansoy, Kıbrıs Rum tarafının doğal gazla ilgili olarak İsrail’deki ve “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki gazın bir bütün olarak aynı hat üzerinden Türkiye’ye gidebileceğinin ancak bunun çözümden sonra konuşulabileceğinin ifade ettiğini söyledi. Akansoy, bu konuyla ilgili olarak Anastasiadis sorgulandığı zaman ise yüzde 30 oranında bir meblağın bir fonda biriktirileceğini ve Kıbrıslı Türklere çözümden sonra verileceği gibi bir görüşü de ortaya koymakta olduğunu kaydetti. Akansoy, ancak ABD’nin söz konusu gazın çözümden sonra değil şimdi konuşulması gerektiğini söylediğini belirtti.

“Oyun dışına itiliyoruz”

Akansoy şunları söyledi, “Bir savaş ortamı, savaş sonrası oluşacak durumu düzenleme çalışmaları var. Batı blokunun, Türkiye’nin Rusya’nın yanında yer almaması, bağımlı kılınmaması yönünde sorunları olduğu görülüyor. Gazın hemen İsrail’den Türkiye’ye yönlenmesi için bir çalışma yapacağız deniliyor. Türkiye’de de bu çalışmalar konuşulmaya başlanmış durumdadır. Konu hassastır ve burada büyük bir dinamizm vardır. En büyük tehlike bizim devrede olmamamız, Kıbrıslı Türklerin bu sürecin bir parçası olmamış olması, bizim aslında oyunun dışında olmamızdır. Yeni dünya koşulları doğmak üzere ve bu koşullarda bizim coğrafyamız da etkilenmektedir. Bunun şekillenmesinde bizlerin de yeni dünyaya paralel bir vizyonumuz olması gerekir”

“Belki de sokak, masanın önüne geçecektir”

Akansoy, Kıbrıs konusunda suyun kaynamaya başladığını belirterek, yabancı diplomatların daha çok Kıbrıs sorunu ile ilgileniyor olmasının önemli olduğunu söyledi.

Akansoy, “İnanıyorum ki önümüzdeki süreç bugünden çok daha fazla Kıbrıs sorununda sonuç alıcı adımlar atılabilecek zemini doğuracaktır. Buna hazır olmalıyız” diye konuştu.

Akansoy, şu anki mentalitenin bizim herhangi bir hareket geliştirmemize engel olduğunu söyleyerek, “Gıyabında bir süreç doğacaktır, belki de sokak masanın önüne geçecektir” dedi.









Başa dön tuşu