KıbrısManşet

“Kıbrıs egemen güçlerin kontrol altında tutmaya bir konumdadır”






Kıbrıs’tan Devrimci Komünist Birlik ve Yeni Kıbrıs Partisi, Türkiye’den de Alınteri, Devrimci Parti, Mücadele Birliği Platformu ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi ortak deklarasyon yayımladı

“Kıbrıs egemen güçlerin kontrol altında tutmaya bir konumdadır”

Ortak deklarasyonda, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de hâkim olan, olmaya çalışan emperyalist ülkelerin yüz yıllardır Kıbrıs halklarını sömürüye ve zora dayalı bir şekilde bölmekte, bağımsızlığını ayaklar altına alarak kendi hakimiyetlerini sürdürmeye çalıştığına vurgu yapıldı.

Açıklamada, “Kıbrıs adası tarih boyunca doğu Akdeniz’de sahip olduğu stratejik önemi dolayısı ile ve özellikle son yarım yüzyılda her geçen gün daha da açık bir şekilde ortaya çıkan bölgedeki yeraltı kaynakları nedeniyle, dünya üzerindeki egemen güçlerin kontrol altında tutmaya ve kendi hegemonyalarını kurmaya çalıştıkları bir konumdadır” denildi.

“Önce faşist Yunan darbesi ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin adanın kuzeyini işgali”

Açıklama şöyle devam edildi;

“Dünya emperyalist sisteminde güç sahibi olan ülkeler ve Kıbrıs adasının bulunduğu bölgede hakimiyet kurmayı kendi çıkarına gören güçler, Kıbrıs üzerinde çeşitli yollarla etkinlik sahibi olmaya çalışmaktadırlar.

İşte bu nedenle 1960 yılında Anglo-Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda oluşturulan Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmaları ile ülkenin bağımsızlığı NATO üyesi İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın ayakları altına alınmış ve ardından 1974 yılında NATO planlarına bağlı şekilde önce faşist Yunan darbesi ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin adanın kuzeyini işgali ile birlikte kısmi de olsa var olan bağımsızlığı tamamen ortadan kaldırılıp, kana bulanmış ve bölünmüştür.

“Kıbrıs sorununu yabancı ülkelerin emperyalist çıkarlarına göre çözülmemeli”

1974 sonrası Kıbrıs’ın kuzeyini işgal eden TC devletinin sömürgeci politikaları, gerici AKP-MHP iktidarı ile daha da yoğunlaşmış ve ilhak noktasına varmış durumdadır. Son olarak ortaya çıkan “protokol metni” bunun vardığı boyutu gözler önüne sermektedir.

Kıbrıs sorununu yabancı ülkelerin emperyalist çıkarlarına göre değil, öncelikle Kıbrıs halklarının ve diğer bölge halklarının ortak çıkarlarını dikkate alarak çözülmelidir.

Kıbrıs üzerindeki tüm yabancı askeri üsler kapatılmalı, askeri, ekonomik ve siyasi anlaşmalar iptal edilmeli, ordular geri çekilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi’nin Kıbrıs’a yönelik 1974’te almış olduğu 20 Temmuz savaş kararı iptal edilerek askeri işgaline son verilmeli, siyasi, ekonomik, kültürel tahakkümü son bulmalıdır.

“Kendi gerici düzenlerini korumaya çalışıyorlar”

Kıbrıs üzerindeki tüm yabancı askeri üsler kapatılmalı, ordular geri çekilmelidir. Adanın güneyindeki Yunanistan etkisi dağıtılmalı, kuzeyindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin işgali sona erdirilmeli, siyasi, ekonomik, kültürel tahakkümü son bulmalıdır.

Kıbrıs halklarının ve başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere diğer bölge halklarının çıkarları ortaktır, onları ezen, sömüren ve birbirine düşmanlaştırmaya çalışan halk karşıtı iktidarlar ise ortak düşmanlarıdır.

Ülke ve bölge halklarının birliğinden ve dayanışmasından korkan ve halk düşmanı çıkarlarını sürdürmeye çalışan gerici iktidarlar Kıbrıs ve diğer bölge halklarını karşı karşıya getirmeye, kendi gerici düzenlerini korumaya çalışmaktadırlar.

“Kahrolsun halkların düşmanı gerici iktidarlar”

Kendi ülkemizdeki gerici iktidarlara karşı mücadele eden ve halkların kendi kendini yönettiği, demokratik bir düzen için mücadele eden bizler bu gerici planlara ve Kıbrıs’ın kuzeyinin TC tarafından ilhak edilmesine karşı birlikte duracağız. Gerici iktidarların kirli oyunlarına karşı bölge halklarının ortak mücadelesini kuracak ve halklar arası dayanışma ve birliğe dayalı yeni bir düzen yaratacağız.

Yaşasın Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve diğer bölge ülke halklarının birliği, kardeşliği, ortak mücadelesi!
Kahrolsun halkların düşmanı gerici iktidarlar”









Başa dön tuşu