Kıbrıs Türk Kuaförler Birliği, Kıbrıs Türk Güzellik ve Tırnak Teknisyenleri Birliği ve Kıbrıs Türk Berberler Birliği, kullandıkları aletleri Başbakanlık önüne bırakıp, iş yerlerini bundan sonra hükümetin çalıştırmasını isteyeceklerini açıkladı
“Toplumun derdi ile dertlenmesi gereken seçilmişler halimizi bilmiyor”
Ortak yazılı açıklama yapan üç Birlik, her şeye rağmen hakları için ve var olmak için mücadeleyi yükselteceklerini söyleyerek, TL’nin değer kaybı üzerinden borçlar kat kat artarken, asgari ücret tartıştırılırken, yüksek gelir gruplarından kesinti yapmaya çalışılırken, yapay gündemler oluşturanların, bu yazın sıcağında işyerlerinde elektrik tasarrufu yapacak bir düzen olmadığını, toplumun derdi ile dertlenmesi gereken seçilmişlerin bilmediğini kaydetti.
Açıklamada şunlar kaydedildi;
“Ülkede bin 250 işletmede, ortalama 4 çalışanı ile güzellik ve saç hizmetleri alanında faaliyet gösteren işletmelerin elektrik giderleri, doğrudan gelirleriyle orantılı değil. Bu işletmelerde sabah içeri girildiğinde akşama kadar klimanın çalışması, ışıkların yanması ve aydınlık olması, suyun ısısının belli bir derecede olması, ikramların hazır olması gibi zorunlu enerji tüketimi olduğunu ortaya koymak isteriz.
Giderlerimizin yüzde 95’inin döviz üzerinden olduğunu sizlere söylemek istiyoruz.
“Esnafın halini düşünen ya da anlayan bir hükümet görmedik, arıyoruz”
Kısaca; kira doğrudan döviz, elektrik dövize endeksli ve diğer giderlerimizin döviz olduğu bir ülkede kazancımızın yüzde 95’inin TL olduğu acı gerçeğini söylemek istiyoruz.
Hizmetler sektörü alanına giren berber, kuaför, güzellik ve tırnak işletmeleri hizmet verdiği kişilere emtia satın almıyor, bu yüzden her gün fiyat değiştiremez.
Bu enflasyonist ekonominin içinde, iki yılı aşkın süredir giderlerini kendi emeğinin içindeki geliri ile dengelemeye çalışan emekçi esnafın halini düşünen, anlayan ya da anlamaya çalışan bir hükümet görmedik, arıyoruz.
Geldiğimiz bu noktada; pandemiden bugüne 2020 yılının gelirlerinin yüzde 50 gerisinde olduğumuzu, buna rağmen 2020’deki kiradan iki kat fazla kira ödediğimizi, elektrik ve temel girdilerimizin maliyetlerinin de beş kat arttığını buradan duyurmak istiyoruz.
“Elektrik faturasını ödeyemeyecek olan herkesle birlikte mücadele edeceğiz”
Bu durumu kabul etmeyeceğimizi ortaya koyacak eylemler ile başlayacağız, esnafımızın emeği ile birlikte kullandığı aletlerini götürüp Başbakanlığa teslim ederek, iş yerlerimizin bu saatten sonra kendilerinin çalıştırmasını istemekten başka bir çare kalmadı.
Zanaatkârlar hakları için ne gerekirse onu yapmıştır, yapacaktır. Çok zorlu günler geçirmemize rağmen yerel istihdamda en az eksilme gösteren sektörlerden bir tanesiyiz. İşyerini kapatmamak için 2020’den bugüne kadar borçlanma limitlerini aşarak, varlıklarını ipotek ederek veya satarak mücadelede eden bu alandaki meslek insanlarının mücadelesine meslek örgütleri öncülük edecektir.
Elektrik faturasını ödeyemeyecek olan herkesle, haklı mücadelemizde ortak sorun ortak çözüm için birlikte hareket edeceğiz.
İşletmelerimizin kendi başarısızlığından dolayı olmayan bu durumun, ülkeyi yönetenlerin ortaya koyduğu yanlış ekonomi politikaları sonucu çıkan yüksek giderlerin tamamının sektörün üzerine bırakılması kabul edilecek bir durum değildir.
Mücadelemizin şeklini ve zamanını en kısa zamanda kamuoyuna buradan duyuracağız.
Sosyal devlet tüccar olmaz.
Seçilmişler; şirket patronu değilsiniz.
Kâr zarar hesabı ile ülke yönetilmez.
Halkın alım gücü ekonomide ölçektir ve belirleyicidir.
Elektrik lüks değil temel ihtiyaçtır efendiler”