KıbrısManşet

KTEZO: Bu yapılanlar gençleri bir diploma uğruna yerin dibine batırmaktır

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) bütünleme sınavları üzerine ek bütünleme yapılması üzerine bir dizi açıklama yaptı, memleketteki eğimin ahvaliyle ilgili değerlendirmelerde bulundu

Ardıç: Eğitim insana değer katan bir şey değil mi?”

KTEZO Başkanı Mehmet Ali Ardıç tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar kadedildi:

“Bütünleme sınavları üzerine, bütünleme sınavları yapmaya devam ediyoruz. Bilgimize geldiği kadarıyla 1700 kadar öğrenci yeniden bütünleme sınavlarına girmiş olacak.

Hem de ısrarla, hem de sızlana sızlana… Hem de bu gençleri her yaptığımız bütünleme sınavında tükettiğimizi bile bile. O halde bu sınavları neden yapıyoruz?

En genelde eğitim, özelde ise mesleki eğitim insana bilgi ve beceri kazandırıp, üretime katmak, yeteneğini geliştirip, istihdam etmek için değil mi? Hepimizin cevabının “evet” olduğundan eminiz!

Ancak tam tersini yapmaktan da bizi kimse alıkoyamıyor. Yıllarca aynısını yaptığımız ve kötü sonuçları deneyimlediğimiz halde.  Eğitim gibi temel bir meselede bu yapılanlar nasıl bir aymazlık, nasıl bir sorumsuzluktur?

“Bu yapılanlar gençlerimizi bir diploma uğruna yerin dibine batırmaktır”

Bu yapılanlar gençlerimizi bir diploma uğruna yüz kere, bin kere yerin dibine batırmaktır. Öğretmenlerimizin emeğini ve eğitim öğretim alanındaki tecrübesini hiçe saymaktır… Gençlerimizi yetenekleri, becerileri çerçevesinde yönlendirmek, onları çoğaltmak yerine hayatlarını tüketmektir.

“Bu yaptığımızdan sonra da çocuklarımızı “üniversite” ibareli “ticari şirketlere” yolculuyoruz

Sonra da çağ nüfusumuzun %75-80’ini Üniversite ibareli “TİCARİ ŞİRKETLERE” yolcu ediyoruz. Tam bir tuzak! Bizi en çok üzen de, buna en başta itiraz etmesi ve karşı çıkması gereken üniversitelerin; ticari kaygılarla sessiz kalıyor olmasıdır.

“Eğitimde de benzerimiz yok, herkes mühendis, herkes hukukçu”

Pek çok alanda olduğu gibi, eğitimde de dünyada örneğimiz yok! Herkes mühendis, herkes hukukçu… Sonuçta bu yapılanların bedeli topluma, ülkeye ödetiliyor. Ne çalışacak dülger, ne tesisatçı, ne demirci ne de aşçı kalıyor geriye.

Herkes de biliyor ki kendi işini yapamayan toplumların, ne kendisine ne de bir başkasına hayrı olmaz. O zaman bir daha soralım… Bütünleme sınavı üzerine bütünleme sınavı yapmak neyin gereğidir? Geleceğimiz olduğunu iddia ettiğimiz gençliği tüketmeye neden devam ediyoruz?”











Başa dön tuşu