Yeşil Barış Hareketi Kıbrıs‘ın, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu‘nun “iklim değişikliği merkezi” olduğunu vurgulayarak, Almanya merkezli Max Planck Enstitüsü‘nün bilim dergisi Reviews of Geophysics‘de yayınlanan araştırmasına atıfta bulundu ve yetkililere seslendi
YBH: Doğu Akdeniz ve Orta Doğu | Adamız iklim değişikliğinin merkezi
YBH yaptığı yazılı açıklamada olası senaryoları ve yapılması gerekenleri şöyle belirtti;
• Adamız merkezli 5 ülke yakın zamanda benzeri görülmemiş aşırı hava olaylarıyla sarsılacak.
• Bölgemiz, bilim adamlarınca, dünyadaki “iklim değişikliğinin merkezi” olarak tanımlandı.
• En üst sıcaklık artışı olarak belirlenen 2 dereceye rağmen, bölgede ortalama sıcaklıklar 5 dereceye kadar artacak.
• Su seviyelerinin yükselmesiyle kıyılar ve kıyı yerleşim bölgeleri ile tarım alanları yok olacak.
• Doğal alanlar, sulak alanlar, yeraltı suları ve kıyılar koruma altına alınmalı, kıyılardaki tahribatlar ve kıyı yerleşimleri derhal durdurulmalıdır.
• Gelişmeleri dikkate alarak, su, enerji ve tarım politikaları belirlenmeli ve/veya yeniden, tasarruf ve koruma tedbirleri ile şekillendirilmelidir.
• Yöneticileri uyarıyoruz. Her şeyi bırakıp, ayaklarınızı yere basarak çözüm üretmeye odaklanınız!
“Hala yapılabilecekler varken, duyarsız ve arsız tavırlar devam ediyor”
Açıklamada, hazırlanan birçok bilimsel raporlara ve bunların ışığında yapılan sayısız uyarılara rağmen, insan odaklı yanlışlar nedeniyle ne yazık dünyanın sonunun gelmek üzere olduğu belirtilerek, hala yapılabilecekler varken, duyarsız ve arsız tavırlarla, bu gidişatın devam ettirildiği vurgulandı.
“Araştırma yaklaşan tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi”
Açıklama şöyle devam etti;
“Bilim insanları, adamızın odak noktası olduğu coğrafyayla ilgili endişe veren yeni bir araştırma yayınladı. Araştırmaya göre, adamız merkezli 5 ülke yakın zamanda benzeri görülmemiş aşırı hava olaylarıyla sarsılacak.
Dünyanın önde gelen araştırma kurumlarından Almanya merkezli Max Planck Enstitüsü‘nün bilim dergisi Reviews of Geophysics’de yayınlanan araştırması yaklaşan tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi.
Araştırmaya göre, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu, yakın zamanda benzeri görülmemiş aşırı hava olaylarıyla sarsılacak. Bölge, dünyadaki iklim değişikliğinin merkezi olarak tanımlandı, bölgemizde sıcaklık artış hızının küresel ortalamanın neredeyse “iki katı” olduğu vurgulandı.
“Sıcak hava dalgaları, kuraklık, toz fırtınaları, aşırı yağış…”
Kıbrıs adası dâhil, bölgedeki ülkelerin gelecek yıllarda sıcak hava dalgaları, kuraklık, toz fırtınaları, aşırı yağış gibi krizler yaşayacağına dikkat çekildi.
Yıllardır bilim adamlarınca tolere edebileceğimiz en üst sıcaklık artışı olarak belirlenen 2 dereceye rağmen, bölgede ortalama sıcaklıkların bu yüzyılın sonuna kadar 5 dereceye kadar artacağı, özellikle yaz aylarında benzeri görülmemiş kavurucu sıcaklar yaşanacağı tahmin ediliyor.
Araştırmaya göre yağış miktarının da azalmasıyla bölge çok ciddi bir su ve gıda krizi yaşayacak, tüm ekonomik sektörler krizden etkilenecek, bölgede yaşayan 400 milyon kişi çok yıkıcı etkilerle karşı karşıya kalacak. Su seviyelerinin yükselmesiyle birçok yerde kıyı bölgeler ve tarım alanları yok olmanın eşiğine gelecek.
Araştırmada, iklim krizinin vuracağı ülkeler arasında adamızın yanı sıra Türkiye, Yunanistan, Katar, Suriye ve Suudi Arabistan da yer aldı.
“Her şeyi bırakıp, ayaklarınızı yere basarak çözüm üretmeye odaklanınız”
Bu bilgiler ışığında, dünyanın nereye gitmekte olduğu gerçeğini görmezden gelerek, sadece günü paraya tahvil etme hevesi ile bitmeyen koltuk kavgaları içindeki ülkemiz politikacılarını uyarmak istiyoruz.
Gelişmeleri dikkate alarak, su, enerji ve tarım politikaları belirlenmeli ve/veya yeniden, tasarruf ve koruma tedbirleri ile şekillendirilmeli, sürdürülebilir üretim öne çıkarılmalı, bütün yatırımlarda “ÇEVRE” en önde dikkate alınmalıdır.
Doğal alanlar, sulak alanlar, yeraltı suları ve kıyılar koruma altına alınmalı, kıyılardaki tahribatlar ve kıyı yerleşimleri derhal durdurulmalıdır.
Her şeyi bırakıp, ayaklarınızı yere basarak çözüm üretmeye odaklanınız. Kızılderili Atasözünde de vurgulandığı gibi ‘Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak’ ama o zaman da ne yazık çok geç olacaktır”