KıbrısManşet

Ersoy: Soudjis davasında, internette kolayca bulunabilecek fotoğraflar ‘suç’ sayıldı

Bağımsızlık Yolu, Kıbrıslırum barış aktivisti Andreas Soudjis‘in Kıbrıs‘ın kuzeyindeki hukuka uygunsuz tutukluluğu nedeniyle bir dizi açıklama yaptı, bu tutukluluk sürecinin ‘masumiyet karinesi‘ nezdinde temel insan haklarına aykırı olduğunun da altını çizdi

Kıbrıslı Elen Soudjis’in tahkikat süreci adil değildir

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Umut Ersoy tarafından yapılan yazılı açıklamada; “Kıbrıslı Elen Andreas Soudjis’in tutuklanmasıyla başlayan tahkikat sürecinin halen tamamlanmamış olması ve sanığın 15 (on beş) günü aşkın süredir bu nedenle hükümsüz tutuklu yargılanması adilane değildir” ifadelerine yer verildi. Ceza yargılamalarının seri şekilde gerçekleşmesinin ve masumiyet karinesine saygı gösterilmesinin sanık haklarının temelini oluşturduğu hatırlatıldı.

“Sanığın yandaş basında ‘casus’ olarak nitelendirilmesi sanık haklarına aykırıdır

Açıklama şu ifadelerle devam etti:

“Mevcut durumda polis ve savcılığın tahkikat sürecini teknik bahanelerle sürüncemede bırakması ve sanığın ülke basınında ve Türkiye basınında bazı yayın organlarınca, masumiyet karinesi hiçe sayılarak “casus” olarak nitelendirilmesi sanık haklarını haleldar edici niteliktedir.

“İnternette kolayca bulunabilecek fotoğraflar ‘suç’ sayıldı”

Gerek masumiyet karinesinin çiğnenmesi, gerekse vatandaş olmayan pek çok sanığın yargılanmasında olduğu gibi tahkikat sürecinin makul olmayan biçimde uzatılarak geciktirildiği bir süreç yaşanmakta olan Soudjis davasındaki bir diğer anomali ise internette kolayca bulunabilecek askeri bölge fotoğraflarının suç sayılmasıdır.

Hâlâ daha askeri bölge statüsünü koruyan Kapalı Maraş’ta turistik fotoğraflardan, düğün fotoğraflarına, video klip vb. çekimlere kadar pek çok görsel kayıt yapılırken ve bu kayıtlar internette kolayca bulunabilirken askeri bölgeyi fotoğraflamak suçu coğrafyamızın ve 21. yüzyılın gerçeklerine aykırı bir tutum olarak hayat bulmaktadır.

“Çağın gerçekleriyle çelişen bu yasalar tadil edilmeli”

Oldukça eski bir yasa olan Fasıl 307 tahtında lisanssız telsiz bulundurma suçu da, zamanın gerçekleriyle çelişen çağdışı bir uygulama olarak değerlendirilebilir. Bir telsizin yapabileceğinin çok çok üstünde hünerlere sahip olan cep telefonlarının hayatımızın doğal bir parçası haline geldiği bu zamanlarda, kapsama alanı ve işlevi oldukça dar olan bir telsizi bulundurmanın suç teşkil etmesi, yasal düzenlemenin çağdışı kalması sebebiyle işlevsiz bir uygulamaya sebebiyet vermektedir.

Çağın gerçekleriyle çelişen bu yasaların tadil edilmesi gerektiğini vurgularken Polis ve Savcılığın tahkikat süreçlerinde adil yargılanma hakkını göz ününde bulundurarak görevini en makul sürede tamamlaması gerektiğini belirtiriz.”











Başa dön tuşu