KıbrısManşet

Rahvancıoğlu: Hükümet sürekli vaat diliyle konuşuyor ve milletin aklıyla dalga geçiyor






Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu; “Türkiye CumhuriyetiKKTC‘yi tanıtmak istiyorsa BM‘ye gitmeden önce TBMM‘de tanıma kararını alsın” şeklinde konuştu

Rahvancıoğlu: Hükümet sürekli vaat diliyle konuşuyor ve milletin aklıyla dalga geçiyor

Rahvancıoğlu, gündemi değerlendirmek üzere Kuzey Kıbrıs Web TV’de Ahmet Kaptan’ın konuğu oldu. Son günlerde gündemi meşgul eden ‘Rusya’dan direkt uçuşlar ve KKTC’nin tanınma konusuna’ değinen Rahvancıoğlu; hükümetin ülkede var olan sorunlara karşı devamlı vaat diliyle konuştuğunu ve milletin aklıyla dalga geçtiğini belirtti.

“Türkiye Cumhuriyeti KKTC’yi tanıtmak istiyorsa BM’ye gitmeden önce TBMM’de tanıma kararını alsın, takımlarımızla maç yapsın, uluslararası müsabakalarda KKTC bayrağının açılmasına izin versin, buyursunlar tanıtsınlar, engelleyen yok” diyen Rahvancıoğlu, bütün bunların hedef şaşırtmak dışında bir anlam teşkil etmediğini ifade etti.

“KIB-TEK’i özelleştirmenin yolunu arıyorlar”

KIB-TEK’te ihale süreçleri ile ilgili soru üzerine UBP, DP ve YDP gibi partilerin bugüne kadar şaibeli olmayan bir işe bulaştıklarını görmediklerini aktaran Rahvancıoğlu; kurum kamucu bir zihniyetle yönetilmediği için, kar amacı güden AKSA dahil bir çok şirketin kurumun üzerine çöreklendiğini söyledi.

“İhaleler açılıyor, ihaleler iptal ediliyor, çok daha yüksek miktarlardan yakıt alınıyor, sonucunda maliyet altında ezilen halk oluyor” diyen Rahvancıoğlu, böylelikle kurumu özelleştirmenin yolu açılıyor dedi. “Özelleştirme, kamu maliyesine bir girdi yaratmak maksadıyla yapılan bir hamledir” diyen Rahvancıoğlu, kendilerinin savunduğu sosyalist ve kamunun güçlendirilmesi politikalarına ters olduğunu dile getirdi.

Tüm dünyada bu tarz uygulamaların yapıldığını, zarar eden kurumun satıldığını, sonrasında devletin vergisini aldığını aktaran Rahvancıoğlu; “Bizim ülkemizde var olan sermaye yapısı ise, sigorta teşviklerinden, muafiyetlerden, hibelerden ya da vergi teşviklerinden yararlanarak devlet üzerinde hâlihazırda bir kambur olmuştur” açıklamasını yaptı.

“Kamu malını satarak günübirlik politikalarla maliyeye girdi yaratmak mümkün değil”

“Hal böyleyken özelleştirmenin dünyada savunulan argümanları bizim ülkemizde geçerlilik kazanmıyor” diyen Rahvancıoğlu, kamu malını satarak günübirlik politikalarla maliyeye girdi yaratmanın mümkün olmadığını kaydetti. “Kamu işletmelerinin bugünkü var olan durumu çok iyidir, aynen devam etsin diyemeyiz” ifadelerini kullanan Rahvancıoğlu, bir iyileştirmenin elbette olması gerektiğini ama çözümün özele peşkeş çekmek olmadığını kaydetti.

“Türkiye’den gelen emirle Belediyeler Yasası’nı geçirmeye çalışmaları kaosa sebep oldu”

Belediyeler Yasası ile ilgili gelen soruya karşılık Rahvancıoğlu; “Belediyelerin birleştirilmesi veya ölçeğin büyütülmesi aslında olması gerekendir” açıklamasını yaptı. Ancak bu ülkede 1974’ten bugüne kadar nereye el atıldıysa olumsuz sonuçlar yaşandığını, bir sürü vaatle yola çıkanların hep hayal kırıklığı yarattığını dile getirdi.

Halkın yönetenlere güvensizliğinin hat safhada olduğunu anlatan Rahvancıoğlu; “Yasa tartışılmadan, bütün özneler taraf yapılmadan Türkiye’den gelen emirle yasayı geçirmeye çalışmaları kaosa sebebiyet vermiştir dedi.

Rahvancıoğlu; “Halk birleştirme fikrine ciddi anlamda şüphe duyuyor, birleştirme yapacağım diyenler de aslında kısa günün karı eski alışkanlık rant fırsatını kaçırmıyor” dedi.

Rahvancıoğlu; “Bu süreç bir partinin veya kişilerin sorunu değildi, herkesin sorunuydu. Toplumsal anlamda Kıbrıslı Türklerin iradesine sahip çıkmak isteyen her kesim, ‘Reddediyoruz’ sürecinde olduğu gibi yan yana gelmeliydi, hep birlikte her yerele gidilmeliydi, irademize nasıl bir müdahale olduğu, nasıl sonuçlar doğuracağı anlatılmalıydı” dedi.

“UBP, DP ve YDP gibi partilerin esas sorunu söyledikleriyle, niyet ettiklerinin ve yaptıklarının farklı olmasıdır”

‘Atanmış Başbakan Ünal Üstel’in seneye tam gün eğitime geçileceğini söylediğinin hatırlatılması üzerine Rahvancıoğlu; “UBP, DP ve YDP gibi partilerin esas sorununun söyledikleriyle, niyet ettiklerinin ve yaptıklarının farklı olmasıdır” dedi. İstikrar diye hükümete geldiklerini ancak en büyük istikrarsızlığı ortaya koyduklarını söyleyen Rahvancıoğlu, tüm bunları yapacaklarına inanmadığını ifade etti.

Tam gün eğitimi savunduklarını hatırlatan Rahvancıoğlu, tam gün eğitimin, ciddi bir kamusal yatırım gerektiren bir durum olduğunu kaydetti. “Okulların dökülen damları ile ilgili bir atılım yapamıyorken, tam gün eğitim gibi muazzam yatırım gerektiren bir konuyla ilgili eğer gerçekten samimiyse sorulacak ilk soru nasıl finanse edeceği olmalıdır” dedi.

Bağımsızlık Yolu’nun tam gün eğitimi savunurken, finanse edebilmek için servet vergisi alacağını söylüyor açıklamasını yaptı.

İskele Bölgesi vahşi batı olmuştur

Programın sonunda Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi Emirnamesi ile ilgili de açıklama yapan Rahvancıoğlu; “Bu bölge inşaat sermayesinin at koşturduğu bir bölge olmuştur” şeklinde konuştu. İskele Bölgesi‘ni vahşi batıya benzeten Rahvancıoğlu; “İnşaat sermayesinin özelleştirdiği, devletin olmadığı bir “sermaye projesi” yarattılar” ifadelerini kullandı. Rahvancıoğlu konuşmasının sonunda; “Bu ülkedeki sermayeden ilericilik, yasa veya Anayasa uygulaması adına bir şey beklemek, ölü gözünden yaş beklemektir” dedi.









Başa dön tuşu