Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Asım Akansoy, “kaçak külliye“ye karşı gelenlere “Kökü dışarda beslemeler” diyen Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı‘yı işaret ederek, olayı buraya çekenlerin kendi yolsuzluklarını örtmek peşinde olduğunu vurguladı
Akansoy: İsterse som altından yapılsın Kıbrıslı Türkler külliyeyi istemiyor
Sosyal medya hesabından “Külliye konusunda Kıbrıslı Türkler rahatsızdır” başlıklı bir açıklama yapan Akansoy külliyenin, hiçbir ihtiyaç analizi ve planlaması yapılmadan, topluma, kurum ve kuruluşlara zorla müdahale ile dayatılmasının, Kıbrıslı Türk toplumunun kabul edebileceği bir konu olmadığını söyledi.
Akansoy, “Bina isterse som altından yapılsın, dünden bugüne kendi kendini yönetme konusunda mücadele veren, bu yönde kararlı olan bir toplumu zorlayarak, medyayı kullanarak, UBP’li vekillere ‘tek kalemden çıkma’ açıklamalar yaptırarak kamuoyu oluşturmak mümkün değildir. Kıbrıslı Türkler külliyeyi istemiyor. Bu tercih Türkiye ile Kıbrıs Türk halklarının arasındaki sevgiyi de saygıyı da kardeşliği de değiştirmez” dedi.
“Külliye, Kıbrıslı Türkler tarafından talep edilmiş değildir”
Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın, “Külliyeye krşı çıkanlar kökü dışarda beslemeler” sözlerine atıfta bulunarak, düşmanlık, vatan hainliği, kökü dışarıda gibi bayağı, tarihi çoktan geçmiş basit iletişim oyunlarına kimsenin inanmadığını belirten Akansoy, bu tür açıklamaları yapanların kendi yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini örtmekten başka bir iş peşinde olmadığına dikkat çekti.
Akansoy, “Külliye, Kıbrıslı Türkler tarafından talep edilmiş değildir. Yaklaşık bir yıl önce müjde müjde diye Meclis’te ifade edilmiştir. Dolayısıyla Kıbrıslı Türk siyasi iradesinin bir tercihi, planı değildir. 2 buçuk milyar TL’lik bir rakamı Türkiye Cumhuriyeti devleti Kuzey Kıbrıs’a hibe etmek isteyebilir. Kıbrıslı Türkler bunu değerlendirir, planlamasını yapar, ihtiyaç analizine göre kullanır” dedi.
“Halk nezdinde bir karşılığı olmayan kişilerin açıklamalarının hiçbir gerçekliği yoktur”
Akansoy şöyle devam etti;
“KKTC’nin de Türkiye’nin de çok zor bir dönemden geçtiği bir zamanda bu denli büyük bir miktar istenmeyebilir, ötelenebilir veya başka bir alanda kullanılabilir. Her tarafın döküldüğü bir yerde lüks bir külliye, kabul edilemez. Ne ahlaki, ne vicdani ne de siyasi olarak.
KKTC-TC ilişkileri, Tatar gibi toplumsal meşruluğu olmayan kişiler üzerinden kurgulanamaz. Ankara yönetimi, kendi atadığı Cumhurbaşkanı ve hükümet üzerinden Kıbrıslı Türk halkı ile asla sağlıklı bir ilişki kuramaz.
Toplumun kabul etmediği, reddettiği kişiler üzerinden ne proje ne de siyaset geliştirilebilir. Böyle bir durumda gösterilen tepkileri, Türkiye düşmanlığı olarak nitelemek, tüm halkı karşına almak demektir. Halk nezdinde bir karşılığı olmayan kişilerin açıklamalarının hiçbir gerçekliği yoktur.
Külliye binası Türkiye’de kararlaştırıldı, çizildi. Mimarı zorla KKTC vatandaşı yapıldı. Dava edildi.
“İnsanların alım gücü düşmüş, ekonomi daralmış ama lüks Külliye yapılacak, öyle mi?”
Külliye binası projesi, şu anda devlet malı, projesi değildir. Kaçak bir yapılaşma söz konusudur. Planlama İnşaat Dairesi devrede değildir, vize kurumları devrede değildir. Kendi mimari dokumuz, kültürümüz, değerlerimiz yok sayılarak, lüks bir bina tasarlanmaya çalışmıştır. (Meclis kantinini bile çalıştıramayan bir zihniyet, böyle bir binada ne yapar, bu da ayrı bir hikaye)
İnsanların alım gücü düşmüş, ekonomi daralmış, siyasete her gün müdahale edilmiş ama bu topraklara lüks Külliye yapılacak, öyle mi?
Külliye değil, yerleşke deniyor. Külliye ifadesinden korkuyorlar. Ama orasının YAVRU KÜLLİYE olacağını kendileri açıkladılar. Cumhurbaşkanlığı Binası, Meclis binası ve Camisi ile lüks bir yaşam alanı.
Lefkoşa’nın en son kalan ormanlık alanının içerisine. Yüzde biri bina olacak deniyor, adım adım bitirirler orayı.
Sonuç itibarıyla, siyasi müdahalelerin hemen durması, demokrasimize dayatma yapılmaması, Kıbrıslı Türklerin iradesine saygı duyulması şarttır.
“Evet bize soracaksınız”
Kıbrıs sorununun tamamen Türkiyedeki seçimlere yönelik bir iç siyasi enstrüman olarak kullanılmasını kabul etmek de asla mümkün değil. KKTC’nin tanıtılması diye bir konu yoktur. Dünya bize gülüyor, utanıyoruz.
2 yılda Azerbaycan ile bile ayrıca görüşemeyen, kardeş mardeş lafları ile geçiştirilen Tatar’ın sözde yeni siyaseti ile ne başarıldı?
Sırası ile Tatar’ı müdahale ile seçtiren, ardından UBP’yi darmadağın eden, sürekli Bakan ve Başbakan değiştirten Ankara siyaseti, Kıbrıslı Türklerin haysiyeti ile oynayarak, size mi soracağız diyor?
Evet bize soracaksınız. Burada sağcısıyla solcusuyla bir halk varsa bize soracaksınız, çünkü bu yurt bu topraklar bizimdir”