Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Celal Özkızan, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin birbirlerine karşı sürekli naralar attıklarını ancak iş icraata gelince Kıbrıslıtürklere hayatı zehir etmek dışında hiçbir şey yapmadıklarını vurguladı
Özkızan: Geri adım atmayacağız
Bağımsızlık Yolu adına “Geri adım atmayacağız” başlıklı bir yazılı açıklama yapan Özkızan, Parti Genel Sekreter Yarımcısı Münür Rahvancıoğlu‘nun iki hafta önce Türkiye’ye alınmadığına işaret ederek, o dönem yaptıkları basın açıklamasını hatırlattı;
“Kıbrıslı Türkler, sınır ve geçiş kapılarından ilk kez geri çevrilmediler. Kıbrıslı Türkler “yasak” lafını duymaya, geri çevrilmeye, gözetim altında tutulmaya alışkındırlar. Kıbrıslı Türkler hem Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (KC) geçiş kapısından geri çevrilirler, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin (TC) kapısından geri çevrilirler. Kıbrıslı Türkler hem Kıbrıslı Elen yetkililerin yasakları ile karşılaşırlar, hem de Türkiye yetkililerinin yasakları ile karşılaşırlar. Kıbrıslı Türkler bazen “Türkiye kökenli” ya da “yerleşik” diye suçlanarak geri çevrilirler, bazen de “Kıbrıslı” ya da “muhalif” diye suçlanarak geri çevrilirler”
“KC yetkilileri, Kıbrıslıtürklere yeni zorluklar çıkarmak konusunda TC yetkililerinden geri kalmıyor”
KC yetkililerinin sözlerini bir kez daha kanıtlamak istercesine, KC vatandaşlığı olmayan Kıbrıslıtürklerin, Kıbrıs’ın güneyinde oynanacak olan AEK-Fenerbahçe maçına alınmamasına karar verdiğini söyleyen Özkızan, dahası bir süredir, kuzeyden güneye geçişlerde Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin daha önce benzeri görülmemiş uygulamaları gündeme getirmeye başladığını kaydetti.
Özkızan, “Bu yeni uygulamalara dair KC yetkililerinden henüz resmi bir açıklama yapılmasa da, geçişlerde kktc vatandaşlarından hem kktc hem de KC kimlik kartı istenirken, kktc vatandaşıyla evli olan TC vatandaşından ise hem TC ve kktc kimlik kartı hem de evlilik belgesi talep ediliyor. Belli ki KC yetkilileri, Kıbrıslı Türklere yeni zorluklar çıkarmak konusunda TC yetkililerinden geri kalmak istememektedir” dedi.
“TC ve KC yetkilileri birbirlerine dost ama Kıbrıslı Türklere düşman”
Özkızan açıklamasına şöyle devam etti;
Birbirlerine karşı sürekli naralar atan, ancak iş icraata gelince Kıbrıslı Türklere hayatı zehir etmek dışında hiçbir şey yapmayan KC ve TC yetkililerinin sahtekârlığı ayan beyan ortadadır. KC’nin spor takımları TC’deki müsabakalara güle oynaya katılmaktadır.
TC’nin spor takımları da KC’deki müsabakalara güle oynaya katılmaktadır. Kıbrıslı Türklerin hiçbir şeye katılamadıklarından dolayı mağdur oldukları ve her şeye seyirci kaldıkları yetmiyormuş gibi, şimdi artık “seyirci kalmamıza” bile izin verilmemektedir.
Kameralar karşısında birbirlerine düşmanlık naraları atan Anastasiadis ve Erdoğan, kapalı kapılar ardından el sıkışmakta, dostluk etmekte, Kıbrıslı Türklere hayatı zehir etmek konusunda ortak hareket etmektedir.
Birbirlerine dost ama Kıbrıslı Türklere düşman olan KC yetkilileri ile TC yetkililerine karşı Kıbrıslı Türk halkının tek dostu önce kendisi, sonra da Türkiye’deki ve Kıbrıs’ın güneyindeki halklardır. Çözümü TC’de ya da KC’de arayanlar ise, olup bitenlere artık ‘seyirci’ bile kalamayacaktır.
“Lefkoşa’nın sokaklarında, güney-kuzey demeden, kol kola ve özgürce yürüyeceğiz”
2 hafta önceki basın açıklamamızda da vurguladığımız üzere, Kıbrıslı Türk halkı geri çevrilmeye alışkın olsa da, geri adım atmaya alışkın değildir. Geri adım atmayacağız.
Nasıl ki AKP hükümeti gittikten sonra biz Türkiye’nin emekçi ve onurlu halklarıyla Ankara’nın sokaklarında kol kola ve özgürce yürüyeceğiz; Anastasiadis hükümeti gittikten sonra da onurlu Kıbrıslı Elen emekçileri ve halkıyla Lefkoşa’nın sokaklarında, güney-kuzey demeden, kol kola ve özgürce yürüyeceğiz”