Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) Başkanı Meral Akıncı, KAYAD’ın “Kadın Ticareti“ni ülkede dillendiren ilk sivil toplum örgütü olduğuna dikkat çekerek, herkesin üzerine düşeni yapması halinde, “insan ticareti” cenneti bir ülke değil, bununla etkin mücadele eden bir ülke olunabileceğine vurgu yaptı
“Kadın Ticaretini Gör” temalı fotoğraf yarışmasının sergi açılışı yapıldı
KAYAD’ın, Avrupa Birliği (AB) finansal desteği ile gerçekleştirddiği “Görmezden Gelme” projesi faaliyeti olan “Kadın Ticaretini Gör” temalı fotoğraf yarışmasının sergi açılışı yapıldı.
Yarışmada jüri üyesi olarak; KAYAD Başkanı Meral Akıncı, Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Gökyiğit, Görsel İletişim Tasarımcısı Senih Çavuşoğlu ve İktisat Bankası Pazarlama Grup Müdürü Ali İhsan Bayar yer aldı.
Akıncı: KAYAD “Kadın Ticareti”ni dillendiren ilk sivil toplum örgütü oldu
Kayad Başkanı Meral Akıncı açılışta yaptığı konuşmada, KAYAD’ın “Kadın Ticareti”ni ülkede dillendiren ilk sivil toplum örgütü olduğuna dikkat çekerek, dünyanın en büyük insan hakkı ihlallerinden birini oluşturan İnsan Ticareti’nin, dünya coğrafyalarının çoğunda olduğu gibi Kıbrıs’ın kuzeyinde de var olduğunu Prologue araştırma
şirketi ile birlikte ortaya koyup topluma yaydıklarını anlattı.
Akıncı’nın konuşması şöyle devam etti;
Sivil Toplum’un Temel Görevi toplumda dönüşüm sağlamaktır. Dönüşüm sağlamak için ise öncelikle sorunu görmemiz ve doğru anlamamız gerekmektedir.
“Küresel anlamda bu yıl 800 bin kişi insan ticareti mağduru oldu”
Yıllar önce ev içi şiddetle mücadelede yaşadığımız gibi, Kadın Ticareti ile mücadelede de bu sorunun ‘görmezden gelinmesi’ aşmamız gereken en büyük engellerden biriydi. Modern kölelik olarak adlandırılan bu insanlık suçu mağdurlarına bakıp ‘bilerek gelir’ ‘isteyerek yapar’ diye yaklaşarak, mağdurların suçlandığı, ötekileştirildiği ve hiçleştirildiği bir toplum olduğumuzu proje kapsamında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla bilimsel verilerle tespit ettik.
Bu bağlamda, sorunun kendisiyle yüzleşmedikçe, küresel anlamda bu yıl tespit edilen 800 bin kişinin (ki bu rakamın yüzde yetmişini kadınlar oluşturmaktadır) insan ticareti mağduru olduğu Birleşmiş Milletler tarafından açıklansa da, ülkemizde hala bu sorun görmezden gelinip başka sorunlar olarak önümüze getirilmektedir.
Sorun gece kulüpleri sorunu değildir, sorun emek sömürüsü değildir, sorun fuhuş değildir, sorun insan ticaretidir.
“Bu sorun bir insanlık suçudur”
Bu sorun bir insanlık suçudur ve bu insanlık suçunu daha fazla görmezden gelemeyiz. Malesef ülkemiz yönetim düzeyinde modern kölelik olarak adlandırılan bu insanlık ayıbına karşı hiç bir adım atmıyor, uluslararası raporlarda insan ticaretine karşı hiç bir tedbir almayan ülke kategorisinde yer alıyor.
‘Kadın Ticaretini Gör’ isimli fotoğraf yarışmasına katılan yarışmacılar, kadın bedenini en çıplak, en yalın ve en savunmasız haliyle yakalamayı başarmıştır.
Birincilik ödülüne layık görülen fotoğraftaki kadın ise aynasını kendi yüzüne değil topluma tutmuştur.
Toplum olarak bu aynaya bakıp, tarihin bizi kayıtsızlığımızla yargılayacağı bu dönem için adım atmalıyız. Görerek, duyarak, hep birlikte farkındalığı arttırarak insan ticaretine dur demeye başlayabiliriz.
“Yeter ki üzerimize düşeni yapalım”
Gerek ülkemizde gerekse de dünyamızda insan bedeninin sömürülmediği, kölelik koşullarının yok edildiği bir yaşam mümkün. 2. Ödülüne laik görülen yarışmacımız bu umudu resimlemiştir. Yeter ki bunu talep edelim. Yeter ki üzerimize düşeni yapalım.
Yeter ki yarışma katılımcılarımız gibi normalleştirdiğimiz, sıradanlaştırdığımız ve olağan kabul ettiğimiz manzaraları toplum incelemesine açıp, sorgulayarak İnsan Ticaretini, tüm çıplaklığı ve tüm gerçekliği ile görelim, gösterelim.
“Bu fotoğraflar çıplak bir kadın bedeninden daha çok şeyi ortaya koymuş olabilir”
Sergimizde yer almaya hak kazanan her fotoğraf yanı başımızda gerçekleşen bu insanlık suçunun ip uçlarıdır. Maalesef okullarımızın, düğün salonlarımızın arasında yer alan işletmeler, ve devlet hastanelerimizden manzaralar dahil bu yarışma adına resimlenmiştir.
Bu fotoğraflar çıplak bir kadın bedeninden daha çok şeyi ortaya koymuş olabilir. Jüri üyesi olarak beni en çok etkileyen resim Jüri Özel ödülüne laik görülen Ayşe Kocaismai’ e ait Hope isimli resim olmuştur.
Bir seyahate çıkarken genç bir kadının hayallerini, umutlarını ve yanında götürebildiği tüm kıymetli varlıklarını sığdırdığı bir bavula tutunan genç bir kadın. Belki onu mağduriyete sürükleyen, sevgi ve güven vaadiyle verilen bir gül, belki annesinden ona hatıra verilen bir fular. İnsan ticaretinin tüm karanlığında sırıtan sarı renginde bir umut.
“İnsan Ticareti cenneti değil insan ticaretine karşı etkin mücadele veren bir ülke olabiliriz”
Hepimizin sorumluluk duyması gereken bir yaşam hikayesi.
Bir umut.
İşte bu umut biz olabiliriz.
İnsan Ticareti cenneti değil insan ticaretine karşı etkin mücadele veren bir ülke olabiliriz. Güçlü bir yargıya sahip küçük bir ada olarak, insan ticaretine sebep olan kişilerin yargılandığı, mağdurların desteklendiği, barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılandığı ve ‘insan ticaretine sıfır tolerans’ anlayışının yayıldığı bir ülke olmamız mümkün.
Biz KAYAD olarak başka bir dünya ve başka bir Kıbrıs hayal etmeye, bu bağlamda kadın dayanışmasıyla bu hayale doğru emin adımlar atmaya devam edeceğiz.
Sizlerin gösterdiği bu destek ise bizi bu bağlamda güçlü kılmaya devam ediyor. Yarışmamızda ödül alan, sergi ve katalogda yer almaya hak kazanan tüm katılımcılarımızı tebrik eder, yarışma jürimize, fotoğraf gönderenlere gösterdikleri emek ve ilgi, ayrıca siz değerli misafirlerimize sergimize gelerek katkı koyduğunuz için teşekkür
ederiz”
Ödül alanlar
25 sanatçının 104 fotoğraf ile katıldığı yarışmada birincilik ödülü ‘YANSIMA’ adlı eseriyle Yasin Alp Çevik’e, ikincilik ödülü ‘BİR UMUT’ adlı eseriyle Cem Cengiz’e, üçüncülük ödülü ‘BİR YOLUN SONUNDAYIM SESSİZCE TÜKENEREK’ adlı eseriyle Alev Emre Gürsev’e, Jüri Özel Ödülü ‘HOPE’ adlı eseriyle Ayşe Kocaismail’e verildi.
Mansiyon ödülü kazananları ise, ‘HAYAL’ ve ‘PARA’ adlı eseri ile Erkan Çelikeri’ye ve ‘İZAHİ’ adlı eseriyle Gülen Gül Coşkun’a verilmiş, toplam 22 fotoğraf sergilenmeye hak kazandı.
Sergi, 19 Ekim 2022’ye kadar İsmet Vehit Güney Sergi salonunda gezilebilecek.