InstagramKöşe Yazarlarımız

Beş Kuruşsuz Milyonerler




Kıbrıs’ın kuzeyinde sistem çöktü. Mevcut düzene güven kalmadı. Toplumsal kurtuluşun mümkün olmadığını düşünen Kıbrıslı Türkler kendi kurtuluşlarını düşünmeye başladılar.

Yaşananların doğal sonucu bu. Bu yaşananlar hangi toplumun başından geçse, sonuç yine bu olur.
Bu konuda daha fazla tespitler yapıp da yaşadığınız hayatı bir de benden dinlemenize gerek yok.

Sadece şu gözlemimi size aktarmak istiyorum; yaşananlar Kıbrıslı Türklerin özgüvenlerine, toplum olarak kendilerini yönetebilme inançlarına zarar veriyor.

Çöken Kıbrıslı Türkler değil, Kıbrıslı Türklerin içinde yaşadığı mevcut sistemdir.

Özellikle bunu söyleyerek başlamak istedim, çünkü bunu unutursak geriye kalanların bir önemi kalmaz.
Bunu unutmadan devam edelim.

Önümüzdeki süreçte ekonomik sıkıntılar devam edecek. Ekonomik gidişat düzelir mi?
Bu çark böyle döndüğü sürece düzelmez.

Pek yakında yine asgari ücret konusu gündeme gelecek. Sonrasında ne olacağı zaten artık belli.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanınca zam.
Asgari ücret belirlenince zam.
Asgari ücret yürürlüğe girince yine zam.

Asgari ücret arttırarak fakirleşen tek toplum olarak bir kere daha tarihe geçmiş bulunuyoruz. Bir kere olsa gene bir şey demeyeceğim de aynı şeyler tekrar tekrar yaşanınca artık insanın göğsüne bir ağırlık çöküyor.

Tabii, bir de asgari ücreti yükseltmeye çalışırken yaşanan fiyat artışları güneyden gelen müşterileri de kaçırıyor.

Esnaf daha da kötü duruma düşüyor. Bu durumda asgari ücret arttı diye sevinen emekçiler, işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya geliyorlar.

Kaldı ki, sadece bunun stresi bile insanı yaşlandırmaya yetiyor.
Bunların üzerine bir de tabii ki kronikleşmiş döviz krizimiz var.

Ay sonu alacağımız parayı bilmediğimiz gibi, cebimizdeki paranın ne kadar değerli olduğunu bile “aşşşağı yukarıı” tahmin edebiliyoruz. O da cebimizde para varsa…

Peki, bu çarktan nasıl çıkarız? Nasıl düzeliriz?

Öncelikle toplumun daha kötü durumda olan kesimlerini tespit etmemiz gerekiyor.

Özellikle kadınlar, gençler ve emekliler daha sıkıntılı durumdalar. Zamlar ve genel kötü ekonomik gidişat en fazla bu kesimleri etkiliyor.

Asgari ücrete zam yapmadan önce, mutlaka ve mutlaka bu kesimlerin düzenli giderlerini düşürmemiz gerekiyor.

Örneğin, bir aile belli bir miktarın altında elektrik kullanıyorsa ve düşük gelirliyse, elektrik faturasının bir kısmını devlet karşılamalıdır.

Örneğin, devlet hemen kreşler açmalı. Çocuk bakmak zorunda kalan kadınlar işe gidip para kazanabilmeliler.
Bu iki örneği daha çoğaltabilirim. Hatta ilerdeki yazılarımda çoğaltmayı da düşünüyorum.

Şimdilik şunu söyleyelim, asgari ücreti yükseltmek yerine çalışamayana, geliri düşük olana destek olun. Başka türlü bu çarktan çıkamayacağız.

Çark her dönüp de başa geldiğinde asgari ücreti yükselteceksek, yakında hepimiz beş kuruşsuz milyonerler olacağız.









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu