Hükümet Yolsuzluklarıyla Mücadele
ABD Dışişleri Bakanlığı‘nın International Visitor Leadership Programı (IVLP) çerçevesinde bir süredir Amerika Birleşik Devletleri’nde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen alanında uzman profesyoneller ile “Hükümet Yolsuzluklarıyla Mücadele” konusunda çalışmaları yürütüyoruz.
Bu çalışmalar çerçevesinde otuzu aşkın devlet kurumu, kuruluşu ve sivil toplum örgütüyle karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunarak, yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti gibi alanlarda mücadele yöntemlerini ele alan görüşmeler gerçekleştirmekteyiz.
Yolsuzluk açısından ülke olarak durumumuz ise maalesef ülkemizin iklimi kadar güneşli(!) ve aydınlık değil, oldukça karanlık…
Ülkemizde her yeni gün yeni bir çürümüşlük ve yolsuzluk haberi gündemi meşgul ederken, ülkemizin küçüklüğü ve tanınmamışlığın verdiği dayanılmaz hafiflik ile yaşanan tüm bu rezaletin yalnızca bizim tarafımızdan bilindiği, yalnızca bizim duyduğumuz yanılgısına düşmekteyiz.
Oysa ki gerçekleştirmekte olduğumuz görüşmelerde üzülerek görmekteyim ki çürümüşlük konusunda ünümüz sadece yaşadığımız küçük ada yarısında kalmamış, sınırlarımızı çoktan aşmış durumda.
Öte yandan gerek Avrupa’dan gerekse Amerika’dan yetkililer ve yolsuzlukla mücadele konusunda uzman profesyoneller ile gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde edindiğimiz bilgi çerçevesinde, diploma sahtekarlığı gibi ülkemize has bazı skandallar haricinde, sorunların dörtte üçünün birçok ülkede benzerlik gösterdiğini söyleyebiliriz.
Ne var ki bu sorunların giderilmesi ve önlenmesi noktasında verdikleri mücadele konusunda bizden fersah fersah önde olduklarını ise söylemek abartılı olmaz.
Özellikle kara para aklama, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti gibi global ölçekteki sorunların tespiti ve önlenmesi konusunda Amerika ile Avrupa ve hatta Avustralya gibi ülkeler arasında gerek bilgi gerekse tecrübe ve kaynak paylaşımının üst düzeyde olduğunu ve bu tarz global ölçekteki sorunların yalnızca ülke içerisindeki kaynaklar ile çözülemeyeceğini net bir şekilde görüyoruz.
Bu bağlamda başta Kıbrıs Türk toplumunun lideri sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, devletin üst kademelerine, tanınmamışlığa rağmen uluslararası aktörlerle gerekli iletişim ve iş birliğini sağlayarak yolsuzlukla mücadelede ciddi adamlar atmak bu ülkenin gelecek nesillerine boynumuzun borcudur.
Kadrosunda yolsuzluğa karışmış kişileri, şaibeleri isimleri barındırmaktan zerre rahatsızlık duymayan ve hatta yüzü dahi kızarmayanların hükümet olduğu bir ortamda bunu başarmak kolay mı? Değil elbette…
Fakat bunu bizi yönettiğini iddia eden ve çürümüş bu düzenin mimarlarından beklemek yerine, şeffaf, hesap verebilir ve temiz bir toplum, bizden sonraki nesillere vatandaş olarak hepimizin borcu olmalıdır.
Her şeye rağmen, ülkemizde de iyi yönetimi tesis etmek mümkün!