InstagramKöşe Yazarlarımız

Kefeni Yırtmak




Bitti denilen yerden başlamak mümkün mü?

Üzerimizde ağır bir yorgunluk var. Yorgunluğumuz, sadece daha iyi bir gelecek için çok çabalamamızdan değil, bizi umutsuzluk yoruyor.

Sadece geçtiğimiz hafta yaşananlardan da bahsetmiyorum. Toplumun gittiği bu yoldan bir çıkış yoluna ihtiyacı var.

Ortak hedef olmadan toplum birlikte mücadele edemez. Ortak hedef yoksa, umut da yoktur.

Dün akşam Türkiye’deki yerel seçim sonuçlarını takip ederken, bir taraftan da bizim toplumumuzu düşünüyorum. Televizyonda CHP Genel Başkanı Özgür Özel çok kucaklayıcı bir açıklama yapıyor, “Herkes kazandı, CHP artık tüm demokratların adresidir” diyor.

Kendini “demokrat” olarak nitelendiren herkesi CHP’de toplayarak AKP’ye bu yerel seçim aracılığıyla mesaj yollama amacına ulaşmış gözüküyor.

Peki, Kıbrıslı Türklerin ortak amacı, umudu ne?

Toplum hafızası ortalama 10 senede bir yenilenir. Bir 10 sene önceye giderseniz, “temiz toplum ve liyakat” amacıyla sahneye çıkan ve toplumun önemli bir bölümünü kendi etrafında toplayan bir siyaseti bulabilirsiniz.

20 sene geriye giderseniz, barış ve Avrupa Birliği amacının toplumda karşılık bulduğunu ve topluma umut verdiğini görebilirsiniz.

Bu iki siyasetin de toplumda karşılığı hâlâ var, ancak şu an önümüzde geleceğe umutla bakabileceğimiz net bir hedef yok.

Tam kefeni yırtmak için ümitlenirken, bir şekilde başarıp önümüzde statükoyu savunan bir UBP iktidarı buluyoruz.

Tabii ki, bakış açısına göre bunu da bir başarı olarak tanımlanabilir. Mümkündür.

Kefen ise ancak dünyaya bağlanmakla yırtılır.

Kırılmış inancı ve toplumun üzerindeki ölü toprağını ancak bir çözüm süreci ortadan kaldırabilir. Emekçinin de, iş insanlarının da, turizmcinin ve hemen hemen tüm kesimlerin ortak talebi özgür dünyanın bir parçası olmamızdır.

Bu konunun pek de bir tartışması yoktur.

İlerleyen günlerde, ya kendi gündemimizde, dedikodularımızda, hırslarımızda kaybolacağız, ya da yeni bir çözüm sürecinin başlaması için ısrarcı ve takipçi olacağız. Kefeni yırtmak ve yırtmamak arasındaki çizgi bu kadar nettir.

Yanlış anlaşılmasın. “Biz çözüm süreciyle uğraşalım, burada da ne olursa olsun” gibi bir argüman sunduğum yok.

Aksine, tüm sorunlarımızı çözelim, liyakat sahibi insanlar hak ettikleri yerlerde olsunlar, geçen haftalarda ortaya atılan tüm iddiaların üzerine gidilsin.

Ancak, yaşadıklarımız ciddi bir oranda çözümsüzlükten kaynaklandığını ve topluma yeniden umut verebilecek tek şeyin Kıbrıs’ta barış olduğunu unutmayalım.

Nihai hedef olmadan birliktelik ve umut olmaz, nihai hedef olmadan bu kefeni yırtamayız.









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu