Yapay Zekâ ve Siyaset
Yapay zekâ, insan zekâsının bazı görevlerdeki fonksiyonlarını taklit edebilen bilgisayar sistemleri veya makineler oluşturma bilimidir.
Bu sistemler bilgiyi alıp kullanma, bilgiyi işleyip sonuçlara varma, görüntüleri, sesleri veya sensor verilerini anlama ve insan dili anlayıp cevap verme gibi insan zekâsı işlevlerini gerçekleştirebiliyorlar.
Yapay zekâ her gün daha çok hayatımıza giriyor.
Otomatik öneri sistemleri, sesli asistanlar, otomatik sürüş sistemleri ve hastalık teşhisi gibi önemli uygulamalar sunuyor.
Bu teknolojiler şu anda bile sağlık, finans, otomotiv, eğlence ve daha birçok alanda kullanılıyor.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yabancı dizilerden takip ettiğimiz yapay zekânın Dünya’da kullanımı her alanda gelişiyor ve gelecekte etkilerinin ne olacağı tartışılıyor.
Dünyadaki mevcut nüfus artışıyla ve yapay zekânın hızlı gelişimi bir araya gelince, çok yakında Dünya’da ciddi bir işsizlik sorunu yaşanacak.
Bu konuya çözüm arayışları şimdiden başladı. Universal basic income, yani herkese “temel gelir” sağlama fikri kavramı çoktan literatüre girmiş durumda. Hatta, bu temel gelir 2016’da İsviçre’de referanduma sunulup yüzde 77’yle reddedilmişti.
Buna karşılık, temel gelir yerine barınma, gıda, eğitim, sağlık, sosyal ihtiyaçlar gibi temel ihtiyaçların ücretsiz olması gerektiğini savunanlar da var.
Daha sol cenahtan bakanların savunduğu bu görüş, yapay zekânın maliyetsiz üretiminin halka adaletli bir şekilde dağıtılması düşüncesine dayanmaktadır.
Siyasette ise yapay zekâ şimdiden çok önemli bir noktaya geldi. En yakın örneği CHP’nin aday belirleme sürecinde yapay zekâ kullanması oldu.
CHP, seçim zaferinin ne kadarını yapay zekâya borçlu bilemiyorum ama doğru adayları belirlemesinde ve bölgelerde doğru propaganda yapılmasında mutlaka önemli bir payı vardır diye düşünüyorum.
Seçim tarihi yaklaşınca Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyaset ve yapay zekâ ile ilgili de konuşuruz.
Duyuyoruz, bazı ülkelerde aday belirleme süreçleri kişilerin hangi ailenin ferdi olduğu, hangi menfaat ilişkileri içinde olduğu, hatta hangi köylü olduğuna bakılarak yapılıyor. Mesela, bu durumdaki bir ülkede, bu başlıkla yazı yazılsaydı çok gülerdim.
Tabii, yapay zekâ hep iyi şeyler getirecek diye bir şey de yok. Hatta, gelecek ile ilgili pek umutlu değilim.
Yapay zekânın şimdiden insanların duygularını ve düşüncelerini değiştirebilecek kadar gelişmiş olması çok korkutucu.
Sadece yapay zekânın yaratabileceği fotoğraflar ve ses kayıtlarından da bahsetmiyorum. Yaşadığımız bu post-hakikat, yani çok kısa özetleyecek olursak doğru olanın değil, insanların ne inandığının önemli olduğu bir dönemde, yapay zekânın kötüye kullanımı çok ciddi sonuçlara yol açabilir.
Neler yaşanacağını tabii ki zaman gösterecek ama yapay zekânın çok yakın gelecekte hayatımızda en az internet kadar önemli bir yere geleceğini kestirmek zor değil.
En büyük soru ise şu; bu sınırsız gücü birileri tekelinde mi tutacak, yoksa yapay zekâ tüm insanlığa mı hizmet edecek?