Sefaletin, Özgürlük ve Konfor Olarak Satıldığı Yerdeyiz

Bunca olaya karşın toplumun duyarsızlığını başka türlü özetlemek pek mümkün değil sanki.

Beyni konfor ile yıkanmış ve kandırılmış toplum, hayal kurabilme ve geleceğe dair planlar yapabilme yetisini yitirmiş, sorgulama duygusundan arınmış bir durumda.

Adanın kuzeyinde, verdiği vergilerle vekillik yapan bir vekilin sahte diploma aldığı yönündeki itirafı bile toplumu harekete geçirmeye yetmemiş.

Bu konuda beklentim toplumdan değil aslında; yeni kayıt olan, bunca ekonomik zorluğa rağmen ailesinin fedakarlıklarıyla eğitim alan binlerce üniversite öğrencisinin ciddi tepki vermesi gerekirdi.

Tabii ki balık baştan kokar; biz bu çocuklara mücadele etmeyi değil, hayatı olduğu gibi kabullenmeyi, daha iyi bir hayatı talep etmemeyi ve düşük yaşam koşullarını sorgulamamayı öyle bir empoze ettik ki, artık sorgulayan bireyler dahi toplumdan dışlanır hale geldi.

Geçen günlerde genç bir arkadaşım ile sohbet ederken, arkadaşlarının sosyal medya hesaplarından onu çıkardığını ve sebep olarak da çok fazla siyasi içerikli paylaşımlar yaptığını öne sürdüklerini anlattı.

Düşününce evet, normal bir durum aslında; fakat iş alımlarından hizmet alımlarına kadar her şeyin bu kadar siyasileştiği bir noktada, siyasi eleştiriler ve eylemler ortaya koymamak aslında en büyük sorundur.

Demem o ki, bize özgürlük ve konfor kılıfıyla sefaletin varlığını görmezden gelmeyi öyle bir empoze ettiler ki, artık gerçek durumu fark edemez hale geldik.