En Güzel Miras
Acapulco, Mare Monte ve diğerleri…
Kimimizin çocukluk, kimimizin gençlik hatıraları…
Hatırlıyorum, o zaman PEYAK henüz batmamıştı, daha doğrusu batmasına seyirci kalınmamıştı…
Yılbaşı yemeğini Acapulco’da düzenlemişlerdi ve annem ile babam orada çalıştığı için biz de o geceye katılmıştık…
Hatta o gece Acapulco’nun emektar bungalovlarında kalmıştık…
Ben o döneme yetiştim, yani bungalovların en lüks olduğu yıllara…
Benden önceki nesil ise Acapulco Plajı ve o meşhur Galife yetişti…
Hepimizde bir izi vardır Acapulco’nun…
Geçtimiz gün Hollanda’da yaşayan akrabalarım Kıbrıs’taki otelleri araştırmışlar ve kendilerine göre en uygun yer olarak Acapulco’yu beğenmişler…
İnanınız bu bir tesadüf değil!..
7 ile 15 yaş arası çocukları olanlar dönüp onlara “Hangi otelde kalmak istiyorsunuz” diye sorsun o zaman ne demek istediğimi anlarsınız…
Kuzey Kıbrıs’a yapılan birçok yabancı yatırıma rağmen yerli bir yatırımın bu kadar talep alması ve kendini geliştirmesi beni oldukça memnun ediyor…
***
Acapulco şu sıralar kendini yenilemiş durumda…
Muazzam bir yatırım yapılmış…
Lüks Villaları harika olmuş…
Sevgili Dimağ Çağıner ve İçim Çağıner Kavuklu basına bu yeniliklerin tanıttılmasına ev sahipliği yaptılar…
Bu arada Acapulco’nun başta değerli Müdürü Özer Bey olmak üzere tüm personeli gerçekten inanılmaz özverili…
Heyecanları yüzlerine yansıyor…
Yüzü gülen emekçi görünce ister istemez bizlerin de yüzü gülüyor…
Onlara bu ev sahipliğinde bizlere gösterdikleri nezaketten dolayı teşekkür ederim…
***
Günün teşekkür konuşmasını İçim Çağıner Kavuklu yaptı…
Ve aslında o konuşma anında, o vakte kadar tanımadığımı sandığım basın mensuplarının aslında Acapulco’yu Acapulco yapan yerli firmaların yöneticileri olduğunu anladım…
İçim Çağıner Kavuklu, “Ankara’dan döndüğümde otele yatırım için Ankara’dan bazı firmalar ile görüşmeyi düşündüm, ithal malzeme almaya kalktım, Babam Ünal Çağıner beni karşısına aldı ve ‘Vazgeç kızım bu sevdadan, el eli, el de yüzü yıkar, kendi insanından asla vazgeçme’ nasihatında bulundu, işte o günden bugüne hep yerli firmalarla bu yolu yürüdük ve yürüyoruz” dedi…
Bundan daha güzel bir miras olabilir mi?
Ünal Çağıner bana göre çocuklarına en güzel mirası, yani kendi insanını sevmeyi ve de desteklemeyi bırakmış…
Muhteşem bir tabloydu…
İçim Hanım, konuşmasının her anında “Ben”i geçtim, “Biz” bile demedi!!!
Hep “Siz” dedi, birlikte çalıştıkları yerli firmaları işaret etti ve “Burası sizin eseriniz” dedi…
Böyle bir ortamda bulunmak, bu birlikteliği görmek ve ülke insanımın birlikte neler başarabildiğine şahit olmak beni gururlandırdı…
Emeği geçen herkesi kutlarım…
Ve tüm toplumumuza Rahmetli Ünal Çağıner’in çocuklarına bıraktığı mirası anlamaya ve kendi insanına sahip çıkmaya çağırırım…
İnanınız biz birlikte her zorluğu aşarız…