Neremiz Doğru?
Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ve çalışanları hakkında ortaya konan iddialar doğruysa, sektörün durumunu düşünemiyorum bile!..
Gürcafer, resmen ava giderken avlanmış durumda…
Oysa bazı kişilerin usulsüzlüklerini ortaya çıkartmak için kendisi kolları sıvamıştı!..
Hatta bu konuda polis de olmak üzere çok sayıda yerin kapsını çalmıştı!..
Bu çabasının sonucunda ise sanık kürsüsünde kendisini buldu!..
Üstelik hakkında ortaya konan rüşvet, sahtecilik, hatta insan kaçakçılığına kadar varan suçlamalar çok ciddi ve de korkunç!..
Elbette bunların doğruluna karar verecek olan yargımızdır!..
Ancak sadece bu durum bile müteahhitlerin başlatmış olduğu “Biz ciciyiz” kampanyasını da bitirmiş oldu…
Bildiğiniz gibi çoğu Kıbrıslı Türk müteahhit şu anda adanın kuzeyine hapsolmuş durumda!..
Özellikle adanın güneyine ve uluslararası hukukun geçtiği ülkeler tutuklanma korkusu nedeniyle gidemiyorlar…
Çünkü hepsi de Kıbrıs Cumhuriyeti’ne göre sahte koçanla satış yapmış durumda!..
İtalya’da Akan Kürşat ile başlayan, burada Simon Aykut ve Alman Emlakçı ile devam eden tutuklamaların devamının geleceğini hepimiz biliyoruz…
“Bir karış toprak vermeyiz” diyenlerin, memleketi karış karış sattıkları bir dönemden geçiyoruz!..
Ancak gerek Kürşat gerekse de Aykut olaylarında yüzleşmeye gitmek yerine “Biz ciciyiz, Rum-Yunan ikilisinin oyununa geldik” klişesiyle savunma yapan Müteahhitler Birliği ve sektör temsilcileri ne toplumu arkalarına alabildiler ne de başlarına bela olan sorunu çözebildiler!..
Yahu bir aydır Alman Emlakçı güneyde hapiste!..
Kadın, “Beni kuzeydeki Kayim Group kandırdı” diyor!..
Kuzeyden “Tık” yok!!!
Hayır biraz vicdan, biraz da insaniyet olsa o kadına bunu yapmazlardı!..
***
Sonuç olarak bu durumu düzeltmek için en yoğun temaslar gerçekleştiği dönemde Gürcafer bir anda gözaltına alındı ve tutuklu bir şekilde yargılanıyor!..
Muhtemelen bugün teminata bağlanacak ama bu soruşturmanın tam da Gürcafer’in “Takas” konusunu öne taşıyacağı ve güneydeki “Vasilik” kararına karşı dava açacağı bir döneme denk gelmesi düşündürücü!..
Bakınız, başlı başına izin veren bir kurumun başındaki kişinin oğlunun izin alan bir pozisyonda olması zaten etik değil, burası net ve kesin!..
Yani Gürcafer tüm suçlamalardan beraat etse dahi sadece bu etik dışılık bile Gürcafer’in suçlu olduğunu ortaya koyuyor!..
Ancak bir bir gazetecilerle görüşmeler yapan, yukarıda bahsettiğim iki konuda çok ciddi adımlar atmaya başlayan ve tüm müteahhitler adına sektörü kurtarmak için kolları sıvayan bir kişinin tutuklanmasının denk geldiği zaman çok ilginç!..
Hani sanki de bir güç kuzeydeki yerli müteahhitleri bitirmek istiyor!..
Bilmiyorum birileri bunun farkında mı?
Bazılarına “Aynı gemideyiz, bizi sokan bu yılan bir gün gelecek sizi de sokacak, sessiz kalmayın” demiştik!..
Hah işte o günlere yavaş yavaş geldik!..
Yılanın sokacağı son sessiz ve korkak Kıbrıslılar kadar da bu şekilde devam edecek!..