InstagramKöşe Yazarlarımız

İlk Üç Y






Yarımlık, 1992

Yarımlık’ı yayımladığımda 21-22 yaşındaydım. Lise yıllarından beri yazdığım şiirlerdi bunlar. “Darada” veya “Hayalkırıklıkları Adası” dediğim Kıbrıs’ta acayip daralıyordum, adadan çıkış, kaçış arıyordum.

Aşk salıncağında kendi başıma sallanmaktan (üniversite öğrenimi için yurtdışındaydı K.S) iyice sersemlemiştim. Bas gitarımı sattım, parasını matbaaya yatırdım ve ilk kitabımı çıkardım.

İlk kitabımı yayımlamakta biraz aceleci davrandıysam, içinde sıkıştığım, boğulduğum karanlığı bir an önce yırtıp ışığa çıkmak; içimde çoğalan çığlığı dışarı atmak istememdi.

Şiir uçurumdan atlayan birini tabii ki kurtaramaz, ama uçurumdan atlayacak duruma gelmesini engelleyebilir. Nitekim şiir yazmak, ilk kitabımı yayımlamak atlayışımı önledi, şiir beni kurtardı.

Ye, 1994

Şair gibi yaşamak, maceralara atılmak veya keşiflerde bulunmak değildir. Şiirin peşinden koşabilmek, şiir çalışabilmek için aylak olmak gerekir öncelikle. Şair gibi yaşayan, yani aylak olanın, sadece edebiyatla değil, bütün sanat dallarından beslenmeye zamanı olur.

Ye’yi (aslında kitabın tam olarak adı: Ψε..!’dir) yayımladığımda Fethiye’de (Telmessos) yaşıyor, fazla uyarılmış olarak, kozmopolit bir barın arkasından, yükseklerden bakıyordum dünyaya.

Her ne kadar o sıralar Türkiye’de yaşasam da merkezden (İstanbul, Ankara, İzmir) epeyi uzaktım. Rakı edebiyatı yapmadım. En çok da akıllı uslu aşka ve ahlaka karşı, içenin midesini bozacak karışımlar yapmaya çalıştım.

Bir aşk ve sevişme kitabıdır Ye. Enerjisi en yüksek şiir kitabımdır. Kıbrıslıtürk edebiyatında o güne kadar yayımlanmış en “erotik” (“edepsiz”) şiir kitabı olduğunu söylediler, söylüyorlar. Ayrıca, ilk deneysel şiirler de bu kitapta yer alıyor.

Kitapta toplanmış şiirler, bilinçli olarak kitle kültürüne, ana akıma karşı tepkiydi, tavırdı her şeyden önce.

Yolyutma, 2000

İlk şiir kitabım Kıbrıs’ta, ikincisi Türkiye’de, üçüncüsü ise yolda ve Britanya’dayken oluştu büyük ölçüde.

Sanki yayımlanan her kitap başka bir yere savurdu beni. Her yeni şiir kitabı köklü değişiklikler, değişimler yarattı yaşamımda.

Yazdığım birçok şiir öncelikle kendi geleceğim hakkında yapılmış birer kehanetti sanki. Bazı şiirlerin yazıldıktan sonra hayatımı değiştiren bir gücü var gerçekten de.

Kıbrıs’tayken geleceğe doğru, Türkiye ve Britanya’da yaşarken geçmişe doğru yazıyordum her nasılsa.

Aşktan vakit bulamadığım şiirleri ayrılıkta yazdım. Ayrılık zamanlarının aşk zamanları kadar verimli olduğunu öğrendim.

İki kitap yayımladıktan sonra, şairin işinin dil ile didişme olmadığını öğrendim. Yaşamın özüyle/ruhuyla ilgilidir şiir ve dil bunu ifade etmek için araçtır.

Deneyim en önemlisiydi, deneyimden çıkan şiir organik oluyordu. Ben de deneyimlerimden süzüyordum şiiri. Uç durumlar ve aşırı uçta yaşanmışlıklar çok işine yarıyordu şiirin.

Bir şairin şairliğini belirleyen, Zaman, Doğa, Sanat, Ölüm ve tabii ki hepsinden önce insanlarla olan ilişkisinin niteliğidir. Bunu bildim, bunu yazdım, yazıyorum.

“Nedir bu Y takıntın?” diye sormuştu Taner Baybars, Fransa’da onu ziyarete gittiğimde. O zaman fark etmiştim ilk üç şiir kitabımın adının Y harfiyle başladığını. Fark edince en başa, A’ya döndüm, Augur’a.









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu