Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu‘nun, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan eğitim programını uygulamayacaklarını ve dayatmalara karşı direneceklerini söyledi
Eylem: Oluşacak yeni kaostan Eğitim Bakanı sorumlu olacaktır
Sendika adına yazılı açıklama yapan Eylem, dayatmalara karşı mücadeleye ve direnmeye devam edeceklerini söyleyerek, öğrencileri, velileri, öğretmenleri, okul idarelerini ve eğitimi her açıdan düşünerek, önemseyerek değerlendirme yapan KTOEÖS Yönetim Kurulu’nun, Eğitim Bakanlığı’nın okullarda hiçbir hazırlık yapmadan, sadece ders sayısını artırarak, haftada iki gün öğleden sonra 16.00’a kadar uygulamayı planlayıp dayattığı programın kabul edilemez olduğu düşüncesinde mutabık kaldığını belirtti.
Eylem, “Yönetim kurulumuz her türlü mücadeleye devam etme kararı almıştır. Oluşacak yeni kaostan ben yaparım olur mantığındaki Eğitim Bakanı sorumlu olacaktır” dedi.
“Bakan rekorlar kitabına mı girmeye çalışıyor?”
Eylem sendika adına Bakan Çavuşoğlu’na şu soruları yöneltti;
1. Dünyada ve Türkiye’de dahi günlük ders saati en fazla 7 saat iken, günde 10 saat ders yapmakla, Bakanlık eğitimde niteliğin artacağını mı düşünüyor?
2. Dünyada neredeyse tüm ülkelerde haftalık ders saati 30-35 saat iken 41 saat uygulamakla rekorlar kitabına mı girmeye çalışıyor? Bunu hangi bilimsel çalışmaya dayandırıyor?
3. Okullarımız kalabalık olduğundan ve daha da kalabalıklaşıyor olduğundan teneffüslerde dahi hizmet kapasitesi sınırlı olan kantinlerden yiyecek alması mümkün olmayan ( parası olsa dahi) öğrencilerimizin öğle arası nasıl yiyecek alacağı, okullarımızın yeterli kafeteryası veya bahçede yeterli oturma yerleri olmadığını, ve öğrencilerimizin nerde, nasıl oturup bir şeyler yiyeceğini biliyor mu?
4. Kantinlerde, geçtiğimiz öğretim yılında bir sandviç 60TL’ye satılmaktaydı. Bu yıl daha da artacak olan fiyatları maddi durumundan dolayı karşılamaya yetmeyecek, 4’te çıkıp evine 5-5.30’ta varabilecek ve o saate kadar aç kalacak kaç öğrencimiz olacak bilmiyor mu?
5. Dayattığı bu programla tüm öğrencilerimizin sağlıklı ve yeterli beslenmesini sağlayabilecek altyapı ve donanımı hazırladı mı?
6. Yeterli hademe sağlamıyor, temizlik malzemesi almak için dahi okullara bütçe ayırmıyorken bu programla daha da fazla yapılması gereken temizliği ve hijyeni nasıl sağlayacak?
7. Kalabalık olan okullarımızda mevcut durumda yeterli güvenlik tedbirlerini sağlamazken öğrencilerimizin öğle arasında da güvenliğini nasıl sağlayacak? Yoksa geçtiğimiz öğretim yılında, okul saatinde bir okulumuzdan ana yola çıkıp trafik kazası geçirerek hastanelik olan öğrencimizin yaşadığı olayın sorumluluğunu önce öğretmene ve okul idaresine yıkıp arkasından olayın üstünü örttüğü gibi olması muhtemel olayları yine kamuoyundan gizleyecek mi?
8. Depreme dayanıklı olmayan okullarımızın okul binaları yokken ve bina yapımı veya güçlendirmesi için bir çivi dahi çakılmasını sağlamamışken, kalabalıklaşan okullara ek bina veya yeni okul yapımıyla ilgili hiçbir plan yapmamış veya adım atmamışken haftada 41 saatin, bazı okullara göndermeye başladığı gibi konteynerlerde mi yapılmasını planlıyor? Anayasa ve Milli Eğitim Yasası çerçevesinde tüm öğrencilere sağlamakla yükümlü olduğu nitelikli kamusal eğitimi böyle mi sağlamayı planlıyor?
9. Taşımacılıkla ilgili yaşanan sıkıntıları,
10. Kayıt Kabul Tüzüğünden kaynaklı öğrenci dağılımlarının rastgele olması,
11. Yoğun müfredat, öğretmeni olmayan dersler, üretimden kopuk,amaçsız meslek liseleri, öğretmeni olmayan derslerin eklendiği, yoğun müfredata sahip bir eğitim sistemi,
12. Öğrencilerin sürekli sınıf geçmelerini sağlayıp özel üniversitelere müşteri haline getiren, kazanımları ile ilgilenmeyen bir ölçme değerlendirme sistemi, ve tüm bunlarla ilgili sıkıntıları çözmeyen bakanlık ancak çözmekle yükümlü olduğunu bilmiyor mu?
“Bu programı kabul etmeyecek, uygulamayacak, direnmeye devam edeceğiz”
Eylem açıklamasına şöyle devam etti;
“Eğitim Bakanlığı’nın ‘ben yaparım olur’ mantığıyla, eğitime hiçbir yarar sağlamayacak, bilimsel olmayan, ülke gerçeklerini göz ardı eden, sadece verilen talimat uyarınca öğretmeni itibarsızlaşmak, sendikasını ortadan kaldırmak için attığı ve dayattığı, ayrıca kamuoyunu yanılttığı 41 saatlik program eğitimde kaos yaratmaktan, öğrencilerimizi mağdur etmekten öteye gitmeyecektir.
Bu programı kabul etmeyecek, uygulamayacak, direnmeye devam edeceğiz.
Sendikamızın baskılara, dayatmalara boyun eğmeyeceğinin, çağdaş, laik, parasız, nitelikli kamusal eğitim için mücadelesini sürdüreceğinin bir kez daha altını çizeriz.
Eğitim adına yapılacak her yeniliği görüşmeye açık olacağımızı bildirirken bu dayatma ile varolan kaosu derinleştirmek isteyen sayın Bakanı bir kez daha uyarmak isteriz”