Halkın Partisi (HP) Milletvekili Erek Çağatay, seçim tarihini UBP kurultayına göre, belirlemeye kalkmanın ülkeye yazık etmek olduğunu belirterek, “Hükümet iç meselelerini bırakıp artık vatandaşın sorunlarına odaklanmalıdır” dedi
Çağatay: Memleketin esas sıkıntıları göz ardı edildi
HP’den yapılan açıklamaya göre, Çağatay, kurulduğu günden itibaren azınlık hükümetinin istifa, parti içi çekişmeler, atamalar gibi çeşitli çalkantılı konularla gündeme geldiğini, ekonomi ve sağlık gibi memleketin esas sıkıntılarının göz ardı edildiğini, hükümetin gündemine bir türlü gelemediğini belirtti.
Katıldığı televizyon programında gündemin önemli konularına ilişkin yorumlarını paylaşan Çağatay, hükümet kurulduğunda konusunun uzmanı varken uzmanı olmayan kişilerin bakanlıklara getirildiğini söyledi.
Çağatay şöyle konuştu:
“Örneğin işinde uzman Maliye Bakanlığı yapan kişinin Milli Eğitim Bakanlığı’na getirildiğini, tam da pandemiyle mücadele edilirken Sağlık Bakanı’nın görevden alındığını yerine Ulaştırma Bakanı’nın getirildiğini gördük.
Bu görevlendirmelerin Meclis Başkanlığı seçiminde sıkıntılar yaşanmasından kaynaklandığını biliyoruz. Memleketin gündeminde kurultay, parti içi çekişmeler, kim kime küstü gibi konular oldu.
HP olarak partilerin iç meseleleriyle ilgilenmiyoruz ama eğer parti içi meseleler halkın gündeminin ve sorunlarının önüne geçiyor ve genel kurula kadar taşınıyorsa bizim de sorunumuz haline gelir ve konuşmak zorunda kalırız.
Hükümet bir an önce memleketin sorunlarına odaklanmalıdır. Biz sorunları ortaya koyarken çözüm önerisi de sunuyoruz. Azınlık hükümeti muhalefetle iş birliği yaparak çıkış yolu bulmalıdır.”
“Bu azınlık Hükümetinin Halk için bir icraatının olabilmesi mümkün değil “
“Biz önerilerde bulundukça azınlık hükümeti kulaklarını tıkıyor. Hükümetin bu tavrı hem halkın hem de sivil toplum örgütlerinin canına tak demiştir” ifadesini kullanan Çağatay, sivil toplum örgütlerinin ve sendikaların sokağa dökülme noktasına geldiğini belirtti.
“Ses duyulmadıkça insanlar sorunlarını haykırma noktasına geldi”
Meclis’in önünde ardı ardına eylemler yapıldığını hatırlatan Çağatay, “Ses duyulmadıkça insanlar sorunlarını haykırma noktasına gelmiştir. Hükümet bu haykırışlar sayesinde bazı geri adım atmak zorunda kalmıştır. Örneğin hayat pahalılığını dondurmaya ilişkin muhalefetin sesini yükseltmesi, sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket edilmesi bir geri adım atılmasını sağlamıştır.
Toplu İş Sözleşmesi’yle ilgili de aldığı tepki tasarının ivediliğinin kalkmasını sağladı. Tabii bu aynı zamanda Çalışma Bakanı’nı istifa noktasına getiren bir hamle oldu. Sayın Koral Çağman bu konularda hassas olduğunu bildiğimiz bir kişidir. Bu istifa hükümeti yeni bir çalkantıya sürükleyecek mi hep birlikte göreceğiz.
Bizim muhalefet partisi olarak istikrarsızlığı desteklememiz mümkün değildir. Bizim arzumuz sorunları çözümü için istikrarlı bir hükümettir. Ancak sekiz parçalı bu azınlık hükümetiyle bunu başarmak çok zor. Çünkü kuruluş şekli nedeniyle de toplum menfaati değil, zümresel menfaatler öne çıkmış durumdadır. Bu hükümetin halka verebileceği bir icraatının olabilmesi mümkün değildir” diye konuştu.
“Seçim tarihini ekimdeki UBP Kurultayına göre belirlemeye kalkmak ülkeye yazık etmektir”
Erken seçim konusuna da değinen HP Milletvekili Çağatay, hükümetin geldiği durum ve icraat yapamaz hali nedeniyle erken seçim istediklerini, memleketin önünü açmak için bunun gerekli olduğunun altını çizdi.
Çağatay, memleketin öncelikli problemleri olan sağlık ve ekonominin giderek daha sıkıntılı bir hal alması sebebiyle erken seçimi dillendirdiklerini aktardı. Türkiye’den gelen aşılarla birlikte iyi bir miktar aşıya sahip olunduğunu söyleyen Çağatay, hızlı ve planlı şekilde aşılamaların yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Hükümetin daha önce nisan başında toplumun %60’ının aşılanacağını söylediğini ancak hayata geçirilmediğini ifade etti. Bugün itibariyle hala nüfusun %28’inin aşılandığını ve bunun yeterli olmadığını söyledi:
“Aşılama düzgün planlanıp yapılamıyorken, eğitimde ciddi aksaklıklar yaşanmışken, Anayasa haziran ara seçimi gerekli kılıyorken hükümet erken seçim tarihini belirlemek zorundadır. Anayasa’ya göre seçim tarihinin Hukuk, Siyasi İşler ve Dış İlişkiler Komitesi’nde belirlenmesi gerekiyordu.
Hükümet çoğunluğu olmadığı için, parlamenter sistemin gereğini yerine getirmek ve muhalefetle uzlaşmak istemedi ve bir Ad-Hoc Komite kurma yoluna gitti. Meclis İç Tüzüğü’nü hiçe sayarak zorlama ve adil olmayan bir yolu seçti.
Hükümet kendini ve ekimdeki kurultayı düşünerek hareket ederse, bu ülkeye yazık eder. Ne oldu da oy birliğiyle alınan ve komiteye gönderilen kararlardan çark edildi? Oysa bu sorunları çok kolay aşabilirdik. Biz parti olarak uzlaşıya her zaman açığız.”