İneptokrasi
Kanadalı felsefeci Alain Deneault, “Vasatlığın İktidarı” adlı kitabının giriş bölümünde şöyle yazar:
“Vasatlık iktidarı, bizi mümkün olan her şekilde düşünmek yerine, uyuklamaya, kabul edilemez olanı kaçınılmaz, iğrenç olanı gerekli olarak görmeye teşvik eder.”
Ve şöyle devam eder:
“Sözcük, vasat insanların egemenliğini, vasat biçimlerin kendileri tarafından yaratılan bir egemenlik durumu olarak değil, bu biçimleri daha iyi bir şey isteyenlerin ve bağımsızlığı savunanların vasatlık iktidarı tarafından yaratılan boş sözlere maruz kaldığı noktaya kadar, anlamın değeri ve bazen hayatta kalmanın anahtarı olarak belirleyen bir egemenlik olarak tanımlar.”
xxxxxxx
Daha iyi bir şey isteyen, bağımsız ve özerk hareket eden gerçek sanatçılar kendilerine düşmanlık eden vasatlığa ateş püskürmüşlerdir.
La Bruyere için “vasat insan” her durumdan yararlanmak için güçlülerin arasındaki dedikodu ve entrika bilgisini kullanan aşağılık bir yaratıktı.
xxxxxxx
Gustave Flaubert daha da acımasız ve öfkelidir. Akıl hocası olarak kabul ettiği okul arkadaşı yazar Louis Bouilhet’nin sözlerini alıntılar:
“Ey kokuşmuş vasatlık iktidarı, yararcı şiir, önemsizlerin edebiyatı, estetik gevezelik, ekonomik kusmuk, tükenmiş bir ülkenin pis ürünleri, ruhumun olanca gücüyle sizden tiksiniyorum. Siz kangren değilsiniz, siz atrofisiniz. Ateşli çağların sıcak, kızıl irinli yangısı değilsiniz, derin bir oyuktaki kaynağından damlayan soğuk, kenarları soluk apsesiniz…”
xxxxxx
Vasatlığa haklı olarak sövüp sayan aristokratik dönem yaratıcıları bugün yaşasalar “vasatlığın iktidarını”, Zümrüdüanka kuşu gibi aramaya koyulurlardı…
Çünkü şimdilerde “düşük niteliklilerin iktidarı” yaşanıyor…
Buna da “İneptokrasi” deniyor.
xxxxxxx
Sözcüğün Fransızcası yazar Jean D’Ormesson’a atfedilir.
“Uygun olmayan, kapasitesiz, yetersiz” manasındaki “inapte” kelimesi ile “tokrasi” eki birleşmiş…
2017 yılında 92 yaşında yitirdiğimiz D’ormesson’un da bu yeni sözcüğü İngilizceden aldığı, kelimenin İngilizcesinin 2001 yılından beri sözlüklere girdiği de vurgulanır…
xxxxxxx
İneptokrasi ne demek?
“Bir toplumda az üretmesi ve düşük nitelikleri yüzünden varlıklarını, üretenleri sömürmeden sürdürmesi zor olan kesimlerin, seçimle resmi makamları işgal ettikleri yönetim biçimi” demek…
Hem çapsız, ham asalak…
Yönetme ve üretme kabiliyeti olmayanların destekleriyle seçiliyorlar…
D’Ormesson, Türkiye’yi bilmediği için Fransa’daki rejimi ineptokrasi olarak niteliyordu…
xxxxxxx
Herkes bu zamana kadar görmediğimiz bir seviyesizliğe, tutarsızlığa, garabete kısacası siyasal yamyamlığa bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyor…
Durumu en iyi ineptokrasi kelimesi ifade ediyor…
Yönetebilme kabiliyeti olmayan beceriksiz, yeteneksizlerin devlet hazinesini soyarak iktidar oldukları rejim…
O ülke ne olur?
Çürüyerek batar…
Aristokrasi, mediokrasi filan derken paraşütsüz bir şekilde ineptokrasiye düştük…
“Uygun olmayan, kapasitesiz, yetersiz” kişilerin yönetim biçiminde aklı başında herkesin “liyakat, liyakat” diye bağırması da bu yüzden…
xxxxxxx
“Türkiye’de ne oluyor, niye böyle üslupsuz bir rezillik var” diye soran biri olur ise tek kelimeyle cevap verebilirsiniz:
–İneptokrasi kardeş….