Barış Yaşamamış, Savaş Adası…
Ne yazık ki Orta Doğu‘da savaş kapıya dayanmış durumda.
Amerikan emperyalizmi ve onun Orta Doğu’daki uzantısı Siyonist İsrail devleti, aylardır bölgedeki gerilimi tırmandırarak savaşın fitilini ateşlemek üzereler.
Şimdi ise ABD’nin savaş gemisi Limasol limanına demirlemiş durumda; adeta Kıbrıs’ı bölgedeki saldırılar için bir üs olarak kullanmak istediklerinin açık bir göstergesi.
Bu durum, sadece Orta Doğu’yu değil, Kıbrıs‘ı da ciddi bir tehdit altına sokmaktadır. Kıbrıs, stratejik konumu nedeniyle yüzyıllardır büyük güçlerin ilgisini çekmiş bir ada.
Bugün de aynı stratejik önemini koruyan Kıbrıs, adeta bir satranç tahtasında farklı aktörlerin oyun sahasına dönüşmüş durumda.
1974 yılında Türkiye’nin askeri müdahalesiyle adanın kuzey kısmı işgal edildi ve bu durum, Kıbrıs’ın bölünmesine yol açtı.
Bu askeri müdahale, Kıbrıs sorununun çözülmemesine ve adanın sürekli bir gerilim bölgesi olarak kalmasına neden oldu. Bugün Kıbrıs’ın kuzeyinde bilindiği kadarıyla 35-40 bin Türk askeri konuşlanmış durumda.
Ancak Kıbrıs üzerindeki bu askeri baskı, sadece Türkiye ile sınırlı değil.
Adanın güneyinde İngiltere’nin iki büyük askeri üssü var ve bu üsler, adanın yüzde 5’ini kaplıyor.
Bu üsler, İngiltere’nin adadaki varlığını pekiştirirken, aynı zamanda bölgedeki diğer büyük güçlere de bir mesaj veriyor: Kıbrıs, sadece bir ada değil, stratejik bir savaş üssü.
Kıbrıs, şu anki durumuyla, Orta Doğu’da patlak vermesi olası bir savaşın merkezi haline gelebilir.
ABD’nin Limasol limanına savaş gemileri demirlemesi, bu riskin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Kıbrıs, tıpkı soğuk savaş döneminde Amerika ve Sovyetler Birliği arasındaki gerilimin merkezi haline gelen Küba gibi, büyük güçler arasında bir çatışma alanı olma riski taşıyor.
Küba füze krizi sırasında nasıl ki dünya nükleer savaşın eşiğine geldiyse, Kıbrıs da Orta Doğu’daki gerilimler nedeniyle benzer bir risk altında olabilir.
Küba, Sovyetler Birliği‘nin füzelerini Amerika’ya karşı konuşlandırdığı bir üs haline gelmişti. Bugün ise Kıbrıs, Amerikan emperyalizmi ve onun müttefikleri tarafından benzer bir şekilde kullanılıyor.
Adadaki bu askeri üslerin varlığı, Kıbrıs’ın barışçıl bir geleceğe sahip olmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Olası bir savaşta, Kıbrıs’ın herhangi bir yerine füze veya bombaların düşmesi büyük bir olasılıktır.
Bu nedenle, Kıbrıs toplumu, adanın tüm asker ve silahlardan arındırılması ve barışçıl bir bölge haline getirilmesi için sesini yükseltmelidir. Kıbrıs, sadece Orta Doğu’daki savaşların bir üssü olmamalı; aksine, bölgedeki barışın bir köprüsü haline gelmelidir.
Emperyalist güçlerin adadaki varlığı, Kıbrıs’ın güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Bugün, Filistin ve diğer mazlum halklara yönelik saldırılara dolaylı destek sunmamak için Kıbrıs, bu güçleri topraklarından kovmak zorundadır.
Kıbrıs’ın silahsızlandırılması, sadece adadaki barışın sağlanması için değil, aynı zamanda bölgedeki diğer halkların da güvenliği için kritik öneme sahiptir.
Kıbrıs’ın özgürlüğü ve güvenliği için birleşelim. Adanın tüm asker ve silahlardan arındırılarak, silahlı güçlerin oyuncağı olmaktan çıkartılması, barışçıl bir geleceğe sahip olabilmemizin tek yoludur.
Kıbrıs’ın kaderi, sadece bizim ellerimizde değil, aynı zamanda bizim kararlılığımızda saklıdır.
Adanın bir savaş üssü değil, bir barış köprüsü haline gelmesi, sadece Kıbrıs için değil tüm Orta Doğu için hayati bir adımdır.