Adli OlaylarDünyaGüncelInstagramManşetSiyasetYaşam

Kavala: Sakıncalı buldukları insanlara ceza verme yetkisine sahip olduklarına inanıyorlar




Sivil toplum ve insan hakları aktivisti Osman Kavala cezaevinde yedinci yılını doldurdu. Kavala yaptığı açıklamada “Gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum” ifadelerini kullandı

Kavala: Masumiyet karinesinin çiğnendiği, temelsiz iddiaların, yalan beyanların kullanıldığı bir yargılama süreci yaşadım

Kavala, Gezi davasında ‘Türkiye Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiş, ceza Yargıtay tarafından onanmıştı.
Yedi yıldır cezaevinde bulunan Kavala’nın açıklaması şöyle:

* Cezaevinde yedinci yılım tamamlandı. Bu süre boyunca masumiyet karinesinin çiğnendiği, temelsiz iddiaların, yalan beyanların kullanıldığı bir yargılama süreci yaşadım.

‘Bir casusluk suçlaması kurgulandı’

* AİHM 2019’da suç sayılan bir faaliyette bulunduğuma işaret eden bir delil olmadığına hükmetmişti. Gezi davası aynı nedenle beraatle sonuçlandıktan sonra yargı üzerinde siyasetin etkisi arttı. AİHM kararını uygulamamak ve beraat kararlarını bozmak için aleni biçimde yasalarla oynandı. Yasalardaki tanımlara aykırı biçimde bir casusluk suçlaması kurgulandı.

* Bu suçlama siyaseten de kullanıldı, insan haklarını ve ‘öteki’ sayılanların hayatlarını değersiz gören düşman hukuku uygulamaları teşvik gördü. Böylece hiçbir şiddet eylemiyle ilişkim olmadığı bilinmesine rağmen en ağır cezaya çarptırıldım, dört Gezi tutuklusu da aynı yaklaşımla 18 yıla mahkûm edildi.

‘Sakıncalı buldukları insanlara ceza verme yetkisine sahip olduklarına inanıyorlar’

* Cezalar Yargıtay tarafından onanınca şunu anladım ki yargı mensupları sakıncalı buldukları insanlara ceza verme yetkisine sahip olduklarına inanıyor. Bu insanların suç işlemediklerini biliyor olmalarına rağmen.

* Yargıda insan hayatına değer vermeyen anlayışın yaygınlaşmasının, kamuoyunda infial yaratan birçok olayda olduğu gibi temel etik değerlerle ilgili bir aşınmayı da yansıttığı düşüncesindeyim.

‘Hayat diliminin büyük bölümünü cezaevinde geçirdim’

* Altmış yaşımdan sonra aktif biçimde yaşayabileceğim hayat diliminin büyük bölümünü cezaevinde geçirmiş oldum. Eşimle hayatı paylaşamadım, annemle, sevdiklerimle birlikte yaşayamadım. Yıllardır yürüttüğümüz barış ve uzlaşma kültürüne katkı sağladığına inandığım sivil toplum çalışmalarını sürdürmem engellenmiş oldu.

* Cezaevinde kendimi bir yurttaş olarak hissetmeyi sürdürebilmek için maruz kaldığım, şahit olduğum hukuksuzlukları kamuoyuyla paylaştım, uyarıcılık sorumluluğumu yerine getirmeye çalıştım.

‘Asıl teselli ülkemde hukuk devleti yönünde gelişmeleri görmek olacak’

* Hayatımın hatırlayabildiğim en erken döneminden itibaren ağaçları tanımama imkan veren, kamu mekânını başkalarıyla paylaşmayı öğrenmemi sağlayan Gezi Parkı’nın her yaştan ve sınıftan yurttaşlarımız tarafından kullanılan bir park olarak kalması benim için bir teselli kaynağı.

* Ancak bana asıl teselli verecek olan ülkemde hukuk devleti yönünde gelişmeleri görmek olacak. Bunun olacağına ve gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum.

2 bin 558 gündür hapiste

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemlerinden itibaren ‘Türkiye’nin Soros’u’ diye hedef gösterdiği Kavala, 18 Ekim 2017’de Gaziantep’te gözaltına alınıp İstanbul’a götürüldü.

Gözaltı gerekçesi ilk anda öğrenilemedi. Soruşturmanın gizli yürütüldüğü söylendi.

Kavala, 1 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklamaya iki gerekçe gösterildi: Gezi eylemleri bağlamında ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs.’

İddianame sürecinde dosya ikiye ayrıldı.

Gezi eylemlerine ilişkin iddianame, 19 Şubat 2019’da hazırlandı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019’da Kavala’nın derhal salıverilmesi yönünde karar verdi.

Beraat, tahliye, tekrar tutuklama

Kavala, ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yürütülen davanın 18 Şubat 2020’deki altıncı duruşmasına da tutuklu olarak çıktı. Duruşmada sekiz sanıkla birlikte Kavala’nın da beraat ve tahliyesine karar verildi.

Ancak hemen ardından İstanbul başsavcılığı Kavala hakkında darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yürütülen davada gözaltı kararı bulunduğunu duyurdu. Tahliyesi beklenen işadamı gözaltına alındı. Oysa Kavala için Ekim 2019’da bu soruşturmada tahliye kararı verilmişti. Buna rağmen Kavala 19 Şubat 2020’de yeniden tutuklandı. Kavala 9 Mart’ta 2020’de de aynı dava kapsamında bu kez ‘siyasal veya askeri casusluk’ suçlamasıyla tutuklandı.

AYM’ye başvuru

Kavala haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 4 Mayıs 2020’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Başvuru 15 üyeli mahkeme tarafından 29 Aralık 2020’de yediye karşı sekiz oyla reddedildi.

25 Ocak 2021’de AİHM’in bağlı bulunduğu Avrupa Konseyi, ‘Kavala’nın serbest kalması rica değil, bağlayıcı hukukun gereği’ diye Türkiye’ye hatırlatmada bulundu.

5 Şubat’ta İstanbul 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kavala’nın ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘siyasi ve askeri casusluk’ suçlarından yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. Kavala, tahliye edilmemesinin daha ağır bir hak ihlaline yol açacağını söyledi. Mahkeme, tutukluluğun devamına karar verdi.

Başkan şerh koydu

23 Mart’ta AYM’nin gerekçeli kararı açıklandı. Karşı oy verip şerh düşen yedi üye arasında başkan Zühtü Arslan’ın da bulunduğu görüldü.

21 Mayıs’ta Gezi Parkı eylemlerinin üçüncü kez yargılandığı davada Kavala’nın oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar verildi. Başkan, karara şerh koyduğunu açıkladı.

8 Ekim’de Kavala dahil 16 hak savunucusu ve Beşiktaş futbol takımı taraftar grubu çArşı’nın 35 üyesi ilk defa birlikte hakim karşısına çıktı. Duruşma sonucunda mahkeme, oy çokluğuyla Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

İhlal prosedürü

3 Aralık 2021’de Avrupa Konseyi, AİHM ihlal kararına rağmen Kavala’yı serbest bırakmayan Türkiye’ye karşı yaptırım prosedürü kararını hatırlatarak 19 Ocak 2022’ye kadar görüşünü iletmesi için süre verdi.

Kavala 17 Ocak’taki duruşmada de yine tahliye edilmedi.

Türkiye AİHM’e şu yanı gönderdi: “Kavala’nın yargılanması AİHM kararının alındığı davadan değil, farklı bir davadan sürmektedir.”

Bunun üzerine Avrupa Konseyi’nin siyasi organı bakanlar komitesi, 2 Şubat’taki toplantıda Kavala’nın AİHM kararına rağmen serbest bırakılmaması nedeniyle Türkiye aleyhine aralık başında başlattığı ‘ihlal prosedürü’nün ikinci aşamasını oylamaya sundu. Oturumda dosyanın AİHM’e havale edilmesine dair ara karar oy çokluğuyla kabul edildi.

Erdoğan: Bizi çok ilgilendirmiyor

Erdoğan, 3 Şubat’ta bu kararı şöyle eleştirdi: “AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi bu konuda ne demiş; bu da bizi çok ilgilendirmiyor. Biz kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz. Bu saygıyı duymayanlara da kusura bakmasınlar bizim saygımız olmayacaktır.”

Kavala’nın 1574 gündür tutuklu bulunduğu Gezi/çArşı davasının beşinci duruşması 21 Şubat’ta görüldü. Mahkeme, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına, dosyalarına ayrılmasına karar verdi.

23 Şubat’ta AİHM, Türkiye’ye yönelik ihlal sürecini görüşmek üzere, taraflara görüşlerini sunması için 19 Nisan’a kadar süre verdi.

Kavala 21 Mart’ta tekrar hakim karşısına çıktı. Mahkeme, tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Hükmün açıklanması beklenen 22 Nisan’daki duruşmada da karar çıkmadı.

Ağırlaştırılmış müebbet

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan’daki karar duruşmasında Kavala’ya ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ten ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Mahkeme heyetinden bir üye hakim karara karşı oy kullandı.

Duruşmada Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında da 18’er yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verildi.

28 Aralık 2022’de istinaf başvurusunu değerlendiren İstanbul bölge adliye mahkemesi, Kavala ve ve diğer sanıkların cezalarını ‘hukuka uygun’ buldu.

Yargıtay, 28 Eylül 2023’te Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’nun 18’er yıl hapis cezasını onadı. Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18’er yıl hapis cezalarıysa bozuldu.

30 Nisan 2024’te Kavala yeniden yargılanma talebinde bulundu.

14 Mayıs’ta davayı gören 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin heyeti ‘kanun gereği’ değiştirildi.

15 Mayıs’ta mahkeme yeniden yargılanma talebini oybirliğiyle reddetti.









Başa dön tuşu