
Alevi Kültür Vakfı, Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği ve UBP-DP-YDP hükümetinin desteğiyle “başörtüsü tüzüğü” adı altında yaratılan yapay gündem konusunda açıklama yaparak, Alevi inancının temel değerleri olan “insan sevgisi, akılcılık, bilim ve hoşgörü” çerçevesinde kamuoyu ile bu konuda görüşlerini paylaştı
“Kuzey Kıbrıs’taki eğitim sisteminin laik, bilimsel ve demokratik karakterinin korunması gerektiğine inanıyoruz”
Alevi Kültür Vakfı, adanın kuzeyinde bir süredir gündemden düşmeyen “başörtüsü tüzüğü” konusunda sessiz kalmadı.
Vakıf yaptığı yazılı açıklamada, “Alevi inancı, ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ düsturuyla aklı ve bilimi her zaman ön planda tutmuştur. Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs’taki eğitim sisteminin laik, bilimsel ve demokratik karakterinin korunması ve güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullanarak toplumun çok farklı ve geniş kesimlerinin savunduğu laik eğitim sistemine destek belirtti.
“Laiklik ilkesinin temelinde, devletin tüm inanç ve inançsızlıklar karşısında mutlak tarafsızlığı yatar; yani modern, demokratik devletlerin bir dini olamaz” sözlerinin yer aldığı açıklamada Vakıf, devletin, tüm yurttaşlarına eşit mesafede durması ve kamusal hizmetleri, özellikle eğitimi, bu tarafsızlık ilkesiyle yürütmekle yükümlü olduğu hatırlatıldı.
Vakıf ayrıca, “Laik eğitim, farklı inanç ve yaşam tarzlarına sahip tüm yurttaşlarımızın ortak bir zeminde, barış içinde bir arada yaşamasının temel güvencesi” olduğunu vurguladı.
“Gerçek inanç özgürlüğünün özünden saptırılmasını kesinlikle reddediyoruz”
Açıklama şöyle devam etti;
“Vakıf olarak, Aleviliğin de dahil olduğu tüm inançların ve kültürlerin, bilimsel eğitim müfredatı çerçevesinde, dogma veya dayatma olmaksızın, birer kültürel ve sosyolojik “bilgi” olarak gençlerimize aktarılmasını destekliyoruz. Bu yaklaşım, gençlerimizin farklılıklara saygı duyan, eleştirel düşünebilen ve hoşgörülü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır.
Ancak, son dönemde tanık olduğumuz gibi, dinsel simgelerin siyasal yaklaşımlar üzerinden öne çıkarılarak eğitim biliminin evrensel ilkelerini sorgulama aracı haline getirilmesini ve “şekilcilik” üzerinden yürütülen tartışmalarla gerçek inanç özgürlüğünün özünden saptırılmasını kesinlikle reddediyoruz.
Bizler için inanç, şekle değil öze, gösterişe değil vicdana dayanır; bu nedenle inancı dışsal sembollere indirgeyen ve insanları giyim kuşamına göre sınıflandıran her türlü şekilciliğe temelden karşıyız. İnanç, her şeyden önce bireyin vicdanında yaşadığı kişisel bir olgudur. İnanç özgürlüğü, belirli simgelerin kamusal alana dayatılmasıyla sorun çözülemez.
Özellikle siyasi hedeflerle inançların ve simgelerin araçsallaştırılması, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekte ve bir arada yaşama kültürümüze zarar vermektedir. Zira eğitim biliminin ve pedagojinin temel ilkeleri, çocuklarımıza dayatmalardan uzak, bilimsel düşünceye dayalı, yaşlarına uygun ve kendi kimliklerini özgürce keşfedebilecekleri nötr bir öğrenme ortamı sunmayı gerektirir.
Çocuklarımızın henüz gelişim aşamasındaki özerkliklerini ve eleştirel düşünme yetilerini göz ardı ederek, onları siyasi veya dini semboller üzerinden taraf olmaya zorlamak, ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesiyle bağdaşmaz.
“Vakıf olarak, çocuklarımızın ve gençlerimizin dogmalardan uzak, sorgulayan, akıl ve bilimin ışığında yetişmesini savunuyoruz”
Vakıf olarak, çocuklarımızın ve gençlerimizin dogmalardan uzak, sorgulayan, akıl ve bilimin ışığında yetişmesini savunuyoruz. Aydınlık bir gelecek için eğitim biliminin evrensel eğilimlerini destekliyor; laik, demokratik ve bilimsel eğitimden asla taviz verilmemesi gerektiğini vurguluyoruz.
Bu duruşumuz, sadece evrensel eğitim ilkelerinin değil, aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası’nın da temel bir gereğidir. Anayasa, Devletin tartışmasız bir şekilde “demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyet” olarak tanımlamakta (Madde 1), eğitimi “Atatürk ilkeleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin denetim ve gözetimi altında” öngörmekte ve eğitimin amacını “laik devletin ilke ve değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren” yurttaşlar yetiştirmek olarak belirlemektedir (Madde 59).
“Bu yol birlikte yürünecek!”
Yine Anayasamız, hiç kimsenin dini veya din duygularını siyasal veya kişisel çıkar amacıyla istismar edemeyeceğini ve Devletin laik düzenini din kurallarına dayandırmaya çalışamayacağını açıkça belirtmektedir (Madde 23).
Toplumsal barışımızın ve huzurumuzun teminatı, farklılıklarımıza rağmen Anayasada güvence altına alınan bu ortak laik ve bilimsel değerler etrafında buluşabilmemiz ve eğitimi siyasi çekişmelerin dışında tutabilmemizdir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Kıbrıs Alevi Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti.
SOKAKTAYIZ, AYDINLIK İÇİN KOL KOLAYIZ!
Öğretmen sendikalarının gerçekleştireceği eylemi destekliyoruz.
BU YOL BİRLİKTE YÜRÜNECEK!”